Bölüm 12

147 15 5
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.















Üstümde siyah şifondan bir elbise vardı. Saçlarımı-ki bunlar maalesef benim kendi kumral saçlarım değillerdi- at kuyruğu yapmıştım. Bu peruk işi gerçekten hiç benlik değildi. Hele ki sitres olsun,dalgınlık olsun her anda eli saçlarına giden ve düzeltme ihtiyacı hisseden birisi için oldukça meşakatli oluyordu.

Mahalledeki düğün için hazırlanmıştım. İşin doğrusu orada ne işim vardı ben de bilmiyordum ama sanırım mahalleye alışmaya başlamıştım. İnsanlarının her şeyi merak etmesi bir yana kendinden saydıklarını daha çok içine çeken bir yanı vardı. Sanırım benim onlara alıştığım kadar onlar da bana alışmaya başlamıştı.

Ama ben bir yalancıydım. Ya da kumarbaz. Çünkü bu kadar çok insanı aynı anda kandırıyor olmamın başka açıklaması yoktu.

Hayatta bazen söylemek zorunda olduğunuz yalanların sınırı olmuyordu. Yapabileceğiniz tek şey onları toz Pembe gibi göstermek ve yalan olduklarını bir süreliğine rafa kaldırmaktı.

Sahi raf demişken, kariyerim oldukça tuhaf bir yolda ilerliyordu çünkü yayın danışmanı ve editörlükten sonra bir anda her gün raf silerken bulduğum bir durumdaydım.

Şikayet yok Şafak! Bunu bizzat sen istedin.

Mahalleye adımımı attığım ilk dakikalardan beri bir koşturmacanın içine düşmüş gibiydim. Sandalye taşıyan gençler ortalarda dört dönüyordu. Erken mi gelmiştim bilmiyordum. Gerçi söylenilen saatte burdaydım. Düğün anladığım kadarıyla kocaman bir bahçesi olan şirin çay bahçesinin içinde yapılacaktı. Artık ezberlediğim Arnavut kaldırımlarını bu kez dolgu topuk giydiğim ayaklarımla hızlı hızlı aştım.

Zaten yaklaştıkça ortamdaki kalabalık da artmıştı. Bu çok tatlı ve oldukça kendi halinde bir yaz düğünüydü. Her yerin çiçeklerle döşendiği, ağaçların renkli tüllerle süslendiği güzel bir yer yapmışlardı. Yolda gelirken gördüğüm gençler de yeni gelen misafirler için sandalyeleri diziyorlardı masaların etrafına.

Toz Pembe YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin