5/ Suyun Derinliklerinde

736 66 36
                                    

Feral Love- Chelsea Wolfe

Zorba- Nova Norda

-5, Suyun Derinliklerinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-5, Suyun Derinliklerinde

Yemekhane kapısındaydım, olduğum yerden içerideki gürültülü kalabalığı seyrediyordum. Öğrencilerin hepsi öğle arası olduğundan buraya izdiham etmişlerdi, oluşturdukları kirlilikten haberleri yok gibi görünüyordu. Amaçları karınlarını doyurmaktan çok vakit geçirmek adına sapıtmaya benziyordu, yüzümü buruşturdum.

"Pardon, geçebilir miyiz?"

Bir kız grubuna engel olduğumu seslenmelerinin ardından fark ettiğimde biraz kenara çekilerek onlara yol verdim.

Burada dikilmeyi kesmeliydim, insanlara engel olduğum gibi dikkat de çekiyordum. Her an geri kaçarak çatı katındaki fotokopi odasına kendimi kapatabilirdim ama midem neredeyse tamamen boştu. En son, dün öğleden sonra mideme bir şeyler göndermiştim, annemle karşılaşmamak için ne akşam ne de sabah mutfağa adım atmamıştım. Şimdi bunun sonucunda açlığımla baş etmeye çalışıyordum.

Ofladım, isteksiz adımlarla geniş yemekhaneye girdim. Birkaç öğrenciden oluşan yemek sırasının en arkasına geçtim, kuyruk çok uzun görünmüyordu. Kendime bir tabildot alıp kendi sıramı beklemeye başladım.

"Tanya! Yemekhaneye ineceğini söylememiştin."

Arkama döndüm, sesin sahibi Yelda'ydı. O ve birkaç arkadaşı ellerine boş tabildotlar alarak sıranın sonunda ben olduğum için arkama geçmişlerdi.

"Sen de söylememiştin." dediğimde kaşlarını kaldırdı. Ortada kurtarması gerektiği bir durum oluşmuş gibi yapay bir gülümsemeyle karşılık verdi.

"Gerek mi var ki? İstediğin zaman bizimle takılabilirsin."

"Tabi ki."

Onun bir sıra arkasındaki kırmızı saçlı arkadaşı samimi olmayan ve bunu saklamak için de uğraş göstermeyen bir tavırla Yelda'ya sahte bir şekilde katılınca yüzüne boş bir bakış attım.

Aralarına katılmak, onlarla arkadaş olmak gibi bir uğraşım yoktu. İmalı tavırlar takınarak benimle uğraşmasına hiç gerek yoktu.

Sıra ilerlediğinde önüme döndüm, Yelda omzuma dokundu.

"Bugün bizimle otursana."

Yelda'nın teklifinin ardından kırmızı saçlı kıza ve onun arkasındaki uzun boylu çocuğa göz ucuyla baktım. Onlarla aynı masaya oturup kendimi her an ortada oluşabilecek bir gerilime bulaştırmak istemiyordum.

Yelda gelecek olan itirazımı anlayarak ellerini birbirine yapıştırdı. "Lütfen! Bu sefer reddetme Tanya. Kırma beni, hadi!"

Bu kadar istekli davranması içimi anlamlandıramadığım bir kuşkuyla sarmalasa da böyle yalvarıyor olmasını kesmesini istedim. Sessiz bir nefes vererek kabul ettim.

Bira ve BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin