7/Bu Kabusa Takılmış

770 61 78
                                    

Sakıncalı Düşünce- Bininci Tekil
Dünya Bir Yalan- Olası
Kendimden mi Kaçsam- Bazen Uçmak İstersin, Berkay Pehlevan

Sakıncalı Düşünce- Bininci TekilDünya Bir Yalan- OlasıKendimden mi Kaçsam- Bazen Uçmak İstersin, Berkay Pehlevan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-7, Bu Kabusa Takılmış

Gözlerim üzerlerinde etkim olmadan kendi iradeleriyle açıldıklarında gördüğüm ilk renk süzülen perdenin beyazlığıydı. Gün ışığı canımı yaktığında parmaklarımı gözlerime siper ettim. Buruşturduğum yüzümü bulunduğu yumuşak yüzeyden ayırdım, boynum küçük bir sızıyla kaplanınca sessizce inledim. Yarım yamalak doğruldum, olduğum oda bana uyuyakalmak gibi bir aptallığı gerçekten de yapmış olduğumu hatırlatınca gözlerimi kapattım.

Saatin sabahın kaçı olduğunu merak ettim, ne kadardır uyuduğumu hesaplamaya çalıştım fakat şakaklarımdakı ağrı kendimi çok zorlamamam için beni uyarıyordu. Dün gecenin benim için unutulmayacak bir anı olarak zihnime yerleştiğini dakikası dakikasına hatırlayabildiğim ayrıntıları sayesinde anladım. Pervasız davranışlarım, ağzımdan çıkan dengesi olmayan sözcükler birer birer gözlerimin önünden kayıp geçti ve gitti.
Yanaklarımı şişirdim, uzun bir süre yerin metrelerce altında yaşamaya razıydım.

Gözlerimi geri açtığımda karşımda Korhan'ı, çalışma masasının dibindeki sandalyede uyurken buldum. Kollarını birbirine bağlamıştı, tişörtü kırışmıştı ve boynunun bir kısmını açık bırakıyordu, kolyesi teninin üzerinde kendini belli ediyordu. Başı önüne hafif düşmüştü, aldığı her solukla beraber dudakları minik açılarla aralanıyor ve göğsü yükselip alçalıyordu. Kendisine uyumak için rahat bir pozisyon seçmediğine emindim. Eğer tüm geceyi orada geçirdiyse zehir gibi bir uyku çektiğini düşünmeden edemedim.

Dizlerimi kendime çektiğimde üzerimdeki gri pike varlığını belli etti. Onu üzerimden çektim ve yatağın üzerinde sessiz hareketlerle ilerledim, ayağa kalktıktan sonra kenardaki kıyafetlerimi ardından da çantamı aldım. Korhan'ı uyandırmak veya uyandırmamak arasında kaldım, sonrasında gündüz yüzüyle gözlerine bakmanın epey zor olacağına karar verdim. Ses çıkarmamak için ekstra çaba gösterdim ve odadan aynı sessizlikle ayrıldım.

Kıyafetlerimi değiştirmem gerekiyordu, üzerimdeki Müge'ye ait olan şort ve tişörtle eve gidemezdim fakat bir an önce buradan uzaklaşmamın en iyisi olacağından da emindim. İşimi lavaboda, sadece beş dakikada da halledebilirdim belki ama kendimi Korhanla karşılaşmak gibi bir riske sokmak istemiyordum.

Üst katın merdivenlerini indim, basamakların sonuna geldiğimde uzun koridoru ve açık oda kapılarını bir süre inceledim. Görünürde canlılık belirtisi yoktu, evde kimlerin olduğunu da bilmiyordum. Her an bir köşeden karşıma birisi çıkabilirdi, bunun yüzünden aramızda yaklaşık üç metrenin olduğu dış kapıya elimden geldiği kadar hızlı varmalıydım.

Koridordaki üzerinde her çeşit çöp ambalajın olduğu kırmızı halının üzerinde parmak uçlarımda yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde ne kadar başarılı bir iş çıkardığımı düşünecektim fakat arkamdan işittiğim sesle beraber duraksadım.

Bira ve BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin