❝Sıcaklık Hakkında...❞

288 25 216
                                    

13. Bölüm

❝Bir ihtimalken bile güzelsin.❞

--Turgut Uyar

"New York yanıyor mu oğlum? Bu ne biçim sıcak!"

Harry, yattığı yerden yüksek sesle söyleniyordu ancak yattığı yerin balkon zemini olması işi çok tuhaflaştırıyordu.

O da balkon zeminin müptelası değildi ama hava o kadar sıcaktı ki Harry alevlerin içine düşmüş gibiydi.

Londra asla bu kadar sıcak olmamıştı. Doğrusu olduğu zamanlar olsa bile Harry bu kadar olmadığından emindi. Gece boyunca soğuk terler dökmüş ve yatağında dönüp durmuştu.

Gözüne bir gram uyku girmemişti resmen!

Bir de şeker hastası olduğundan sıcak onu daha da mahvediyordu. Biri gökten insülin fırlatsa mutlu olabilirdi şu an.

Balkon zemini biraz daha serin göründüğünden şansını ondan yana kullanmıştı. Sıcaktan ne yapacağını şaşırmıştı artık.

"Ölüm beni yanına al! Bıktım lan bıktım! Bu ne sıcak!"

Harry şansına söverken ki normalde çok küfür eden biri sayılmazdı, balkon zemininde yavaşça doğruldu. Başını odasına çevirip hüzünle baktı.

"Ulan Stark! Afedersin ama para sıçıyorsun sen ya, insan bir klima koyar şu odaya!"

Neredeyse ağlayacaktı sıcaktan. Güneş tepesinde dikilmiş resmen sırıtıyordu.

"Ya hangi salak tılsım büyülerini unutur ya. Bir de her fırsatta kendimi öven insanım. Kafama sıçayım."

Evet, evet doğru duydunuz. Harry, soğuk için asasız nasıl tılsım yapılcağını unutmuştu. Muhtemelen beyni sıcaktan eridiğindendi.

Ayrıca asasız ve sössüz büyüyle artistlik taslayacağım diye bir süredir asasını pek yanında gezdirmiyordu, bu sebepden olsa gerek asasının nerde olduğuna dair bir fikri yoktu.

Harry, birazdan beyni eriyip burun deliklerinden akacakmış gibi hissediyordu.

Kendisini yakan güneşe başını kaldırıp baktı. Gözleri yanıyordu ama inatla ayırmadı.

"Ne istiyorsun lan sen benden? Ne yaptım ben sana? Ayıp değil mi ne biçim bie hava bu!"

Tiksinir gibi baktı, parıldayan güneşe.

"Hâlâ bakıyor bana orada! İstersen gel bir de s-" derken Harry kendine hakim olup sustu.

Oturduğu yerden kalkıp odasına doğru ilerledi. İnandığı inanmadığı bütün tanrıların yardımına ihtiyacı vardı çünkü bayılacak gibi hissediyordu.

Kapıya doğru yavaş ve hiç sağlam olmayan adımlarla ilerledi. Elini kaldırıp hava yapmak için kendine doğru sallarken, kapıya ulaşmıştı.

Kapıyı açamadan önce durup derin bir nefes aldı. Ardından aynı zamada kapı kulpunu çevirip Tony'e bağırmayı ihmal etmedi çünkü Harry gerçekten bir krizin eşiğindeymiş gibi hissediyordu.

"Anthony! Merlin aşkına, bu sıcaktan bayılacağım birazdan! Bok yoluna gidiyorum sanırım!"

Saat sabah yediydi ancak Harry'nin kulede herkesin uyanık olduğuna inancı tamdı.

"Anthony! Yardım etsin biri ya, şu kadarcık hatrım varsa onun için!"

Harry, şu anda bir şişe soğuk suya ve serin bir ortama ihtiyaç duyuyordu. Odadan çıkarken eli ayağı titremeye başladığından tek başarılı olacağını sanmıyordu.

𝐇𝐢𝐬𝐭𝐨𝐫𝐲 𝐑𝐞𝐩𝐞𝐚𝐭𝐬 𝐈̇𝐭𝐬𝐞𝐥𝐟 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin