❝Yoldaşlık.❞

243 19 575
                                    

8. Bölüm

❝Arzular... Onlar lanetli şeyler.❞

Harry, üzerinde ki tuhaf hisle uyandı. Dün ki telefon görüşmesinden sonra odasına kapanmıştı. Ve babasından ya da diğerlerinden bir mesaj falan almamıştı ve endişelenmişti.

Her şeyin yolunda olduğunu umuyordu.

Ayrıca dün yemek yemediği için şu an çok aç hissediyordu. Hızla giyinip aynadan iyi görünüp görünmediğine baktı. Sirius sağolsun, Harry'i alıştırmıştı.

Şeker hastası olması onun olduğundan daha zayıf olmasına sebep oluyordu. Bu yüzden Harry genellikle vücut hatlarını ön plana çıkarmayacak kadar bol giyinirdi. Her türlü zayıf olduğu anlaşılıyordu ama böyle daha iyi hissediyordu.

Bu şekilde zayıf vücudunu gizlemiş olduğu kadar şirinde görünüyordu. Harry, pek mütevazi biri sayılmazdı. En azından görünüşü konusunda pek değildi.

Yeşil gözleri her zaman birer zümrüt gibi parıldardı, güzel yüz hatları vardı, ten rengi porselen gibiydi, dağınık siyah saçları onu olduğudan daha yakışıklı gösteriyordu. Dudaklarının kiraz rengi beyaz tenine uyum sağlıyordu. Gözlükleri bile şirin gözükmesine sebep oluyordu.

Harry, görünüşünde asla mütevazi değildi.

Güzeldi ve farkındaydı.

Kullanmaktan da çekinmiyordu.

Üstündeki siyah bol şorta, oversize tişörte ve siyah converselere bakıp iyi göründüğüne karar verdi.

Ve kapıdan çıkar çıkmaz Peter'la denk geldi.

Yine.

"Bilerek yaptığını düşünmeye başlayacağım." diye alay etti Harry.

Peter, gülerek omuz silkti. "Aynı anda kalkmamız benim suçum değil."

Harry, Peter'a bir şey söyleyemeden önce telefonuna bildirim geldi. Mesajın beklediği kişilerden geldiğini umarak, heyecanla WhatsApp'ı kontrol etti.

Benimki: Hey güzellik!

Benimki: Yoldaşlık seçilmiş kişinin yokluğunun farkına vardı ;D

Harry, okuduğu mesaja sırıttı.

Peter, telefona göz ucuyla bakarak 'benimki' yazdığını gördü. Sinirle nefes verdi. Neden bu kadar rahatsız olduğunu anlayamıyordu.

"Kim o?" diye sordu Peter, kendine engel olamayarak.

Harry, başını ekrandan kaldırmadan yüzündeki tebessümle yanıtladı.

"Karma."

Peter, göz devirdi. Bu çocukta hoşuna gitmeyen bir şey vardı ama ne olduğundan emin değildi.

"Tabii yazmazsa olmaz, güzeline."

Harry, bir an duraksayıp başını kaldırıp Peter'a baktı. Yanında merdivenlerden inerken kendisine bakmıyordu. Kaşları çatılmıştı ve husursuz görünüyordu.

Harry, durdu ve bileğini tutarak Peter'ın da durmasına neden oldu.

Aslında Peter Harry'den uzundu. Ama Harry bir üst basamakta olduğu için, büyük bir keyifle hafifçe Peter'ın yüzüne doğru eğildi.

"Ne o? Kıskanç mısın, Parker?"

Peter, güldü ama siniri bozulmuş gibi görünüyordu.

"Seni neden kıskanayım, Potter? Neden biriyle mesajlaşıp mesajlaşmaman umrumda olsun?"

𝐇𝐢𝐬𝐭𝐨𝐫𝐲 𝐑𝐞𝐩𝐞𝐚𝐭𝐬 𝐈̇𝐭𝐬𝐞𝐥𝐟 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin