19.🌿ACI🌿

939 75 68
                                    

14

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14.03.23
.
Bölüm müziği: Herşeye rağmen(versiyon 2) 🎵🎶


(Ali'nin anlatımıyla)

Nefes alamamak böyle bir şey mi Allah'ım?
Göğsüme bir hançer saplandı sanki. Ciğerlerime batıyor ve nefesimi kısıtlıyordu. Daha doğrusu nefesimi tamamen kesiyor gibiydi...

Daha önce böyle bir acı yaşamamıştım bedenimde. Ancak bu kez yara bende değil. Derin yara ve beraberinde getirdiği o uğursuz kızıllık, yeşilli kadına bulaştı. Ancak ona kırmızı değil koyu yeşil yakışıyordu.

Beni duyamazdı ama yine de bunu ona itiraf ettim "Sana kırmızı yakışmıyor Koyu Yeşil..." diye mırıldandım hareketsiz bedenine doğru. Artık gözlerini yummuş ve yeşillerini hapsetmişti teninin ardına.
Açık renk teni, uğursuz bir şekilde daha da soluk haldeydi ve yüzünde hiç bir ifade olmadan öylece uzanıyordu.

Göz pınarımda büyüyen bir damla gözyaşım hareketsiz bedene veda ederek düştü yere. Sonra arkamı döndüm ve oradan ayrıldım. Çünkü yanıbaşında koşuşturan doktorlar başörtüsüne uzanmış ve ihtiyacı olmayacağı için onu başından çıkarmaya uğraşıyorlardı.

Biraz sonra yanıma uğrayan hemşire bana onun kıyafetlerini vermişti. İçine bakmadan ilerleyip koridordaki oturaklardan birine bıraktım dermansız bedenimi. Duygusuz bir halde poşete bakarken kendi tespihimi görmemle refleks olarak yutkundum ve uzanıp elime aldım.

"Artık ödeştik." diye mırıldandım tek nefeslik bir gülüşle. Tokan sana geri geldi, tespihim de bana...

Gülüşüm anında solmuştu.
Dudaklarımdaki gülümsemenin dahi kuvveti yoktu şu durumda. Hissizleşmiş gibiydim.

"Emre! Duyuyor musun beni?"
Elini yüzüme sallayan Mert'e ne diyorsun der gibi baktım.

"Sesleniyordum duymadın." dedi yorgun sesiyle. Sonra yüzünü ovuşturup geldiği yönü gösterdi "Hadi Emre, ifade sırası sende."

Başımı belli belirsiz sallayıp zorla doğrulttum bedenimi ve gösterdiği yere ilerledim. Polisler plana dahil olsalar da olması gerekeni yapıp ifademizi alıyorlardı.

Adamların hapse girmiş olması bile sevindiremiyordu beni. Ancak onun iyi olduğunu duyarsam rahatlayacaktım. Ki...doktorların ümitlenmeyin demesi...işte bu beni mahvediyordu!
Onu bir daha görememe ihtimali... düşümcelerimi hızla susturdum.

Allah'ım! Onu bize bağışla...

Beklediğim soruların hepsini cevaplamış ve sorgu odasından çıkıp acelesiz bir halde hastanenin mescidine adımlamaya başlamıştm. Merdivenleri iniyordum ki çıkışa yönelen iki kişiyi görünce yavaşladım. Kırgın ve birazcık da mahcup bir halde tekrar önüme dönmüştüm ki konuşmayacağını düşündüğüm kadın yanıma yaklaştı. Tıpkı onun gözlerine benzeyen yeşil gözlere baktım kısa bir an. Daha sonra tekrar önüme döndüm.
Annesine gerçekten benziyordu...

SIRÂT ~ İslami Roman (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin