17. Bölüm

80 6 1
                                    


Kaan'ın ağzından...

" Evet Kaan! Bir açıklama bekliyorum! Neden bunu yaptın?! " çubuk bir kez daha vücuduma değerken acı hissetmez olmuşdum nerdeyse. Morarmış olan ayaklarım, kollarım ve vücuduma bakıyor, kendime acıyordum.

" Sana sürtüğüne sahip çıkmanı söylemişdim! Böyle mi sahip çıkıyo- "

" YETER ÖZGÜR! SENİN SEVDİĞİN KADAR BENDE SEVİYORUM SEVGİLİMİ! SENİN SEVDİĞİN ÇOÇUK GİBİ DEĞİL O! EĞER ONA BİR ŞEY YAPARSAN YER YÜZÜNDEN SİLERİM SENİ OROSPU ÇOÇUĞU. MEZARDAN ÇIKAR SENİ BULURUM. AKLINA GELMEYEN ŞEYLERİ YAPARIM SANA! " kafam önüme eyik bağıyordum. Gözlerim dolmuş, yalnızca onu düşünüyordum. Özgür'ün benim acımı hissetmesini beklemiyordum, onun beni bu halde görürse bana ne derdi diye düşünüyordum. Gözlerimi ebediyyen kapatsam bana kızar mı diye düşünüyordum. HAYIR! Yapamazdım, kapatamazdım. Bir süre beklemem gerekiyordu. En azından Batı abisini bulup ülke dışına çıkana kadar beklemeliydim. Ondan sonra Caner'e ulaşıp birlikte burdan gidebilirdik.

" Tamam. " o kadar laf etdikten sonra söylediği şey bu mu yani?

" Ne? " diye kafamı kaldırdım.

" Tamam diyorum. Bir şey yapmıycam ona merak etme sen. " odaya bir kaç kişi çağırarak beni çözmelerini söyledi. Sonra bir şey söyledi ve odadan çıktı.

Burası ıssız bir yerdi. Burada türlü türlü kötü işler yapılıyordu. İnsanlar öldürülüyor ve burdanda gizlice denize atılıyordu. Böyle işler benim için çoçuk oyuncağıydı. Nede olsa bu tür işlerle meşguldüm.

" Yakın! " dedi Özgür gözlerimin içine bakarak. " Yakın burayı. " bir kez daha tekrarladı.

Karşımdaki adam istemese bile çakmağı cebimden çıkararak yaktı. Oda benzin kokuyordu. Çakmağı yakarak bana baktı son kez kapının üzerinde olan küçük pencereden.

" Hayır! HAYIR! ÖZGÜR! " ben ayağa kalkıp pencereye taraf giderek bağırmaya başladım.

Özgür beni orada ölüme terk edip gitdi. Onunla yaptığımız onca şeyden sonra arkadaşlığımızı burada bitirdi. Arkadaş dediğim kişi beni tam burda ölümle yüz yüze bırakıp gitdi. Bu kadar kolay mı gidicekti?

Pencereden Özgür'ün gidişini izledim öylece. Ne kadar zoruma gitdi. Vücudum sızlıyor, gücle yürüyordum. Odanın bir tarafı yanarken diğer tarafı yanmıyordu. Çünki ben adamların patronu olduğum için adamlar gizlice odaya benzin dökerken pencere tarafa dökmemiştiler. Bunu fırsat bilip pencereyi açmaya çalıştım. Açamadım. Ağrıdan kıvrılan vücudumu zorla haraket etdiriyordum. Bu halde pencereyi açamazdım. Yere çökerek odaya yayılan alevi izlemeye başladım. Gözlerimi yavaş yavaş kapatıp uykuya gidiyordum.

" HEY! ORDA KİMSE VAR MI?!  AMAN TANRIM! KİMSE VAR MI?! " birileri sesleniyordu. Cevap vermem gerekiyordu. Daha gözümü açamıyordum. Nasıl cevap vericektim ki?

" ORADA BİRİSİ VAR! "

--------

Gecenin tam ortasındaki Ay'a teşekkür ediyorum aslında. Bana ilk aşkımı o zaman getirmişdi. Gecenin karanlığındaki o güzel kulübeye teşekkür ediyorum. Bana sevdiğim kişiyle zaman geçirmeme yardım etdiği için.

Kafama dökülün suyla ayağa kalktım boğularak.

" Oh, Tanrıya şükür. İyi misiniz? " karşımda yaşca benden küçük bir çoçuk durmuştu.

" Uyandı mı? " giriş tarafdan bi' ses geldi.

" Nerdeyim ben? " kafamı yana çevirip etrafa göz gezdirdim.

1 DAKİKA [~GAY~] (B×B) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin