18. Bölüm

84 5 5
                                    

Batı'nın ağzından...

" Caner? Bizi bulamazlar di'mi? "

Saat iyice geç olmuştu. Herkes uyuyordu. Küçük odada tek kişilik yatakda uzanmış tavana bakıyordum. Canerse yerde uzanmışdı. Israrla yerde uyuyacağını söyledi. Bende zorluk çıkarmadan kabul etdim.

Odanın küçük ve karanlık olmasını geçtim, odada tuhaf koku vardı. Ne kötü ne de iyi bir koku. Caner tarafa dönüp odayı incelemeye başladım. Küçücük odaya koyulan kitaplık ayrı bir güzellik katıyordu. Kafamı kaldırıp önce Caner'e baktım. Ayağa kalkıp lambayı yaktım.

" Ne yapıyorsun? " bana seslenen Caner kafasını kaldırdı.

Ben küçükcük odaya koyulan kitaplığa taraf yürüdüm. Kıtaplığın karşısına keçip isminin silindiği  kitapı götürdüm. Yazarının kim olduğu belli değildi. Üzerindeki tozu elimle temizleyip kitapı açtım.

" El yazısı? " kitap elyazmaydı. Kağıtlar teker teker yazılmş ve ard-arda dizilmişdi. Böyleliklede güzel bi' kitap çitap çıkmıştı ortaya.

" Aaa! Ona dokunma! " Caner elimdeki kitabı alarak geri koydu. " Bu kitap Kaan ve Özgür'ün özel kitapı. Bu kitabı onlar kendi elleriyle 6 aya bitirdiler. O kadar kolay olmadı. Bu yüzden Kaan bana ne olursa olsun bunu korumamı istedi. "

Hmm? Kendi elleriyke yazdıkları kitap...Özgür kitap yazıyor muymuş? Ama ben neden bunu bilmiyordum acaba? Belkide onunla iyi zaman geçiremediğim içindir. Ne bilebilirdim.

" Tamam. O zaman...ben yatağa geçiyim. " hafif adımlarla yatağa geçdim. Yatağa uzanıp yüzümü duvara çevirdim.

" Acaba Kaan nasıl? Beni düşünüyor mu? " gözlerimi kapatıp uyuyacakken Caner konuşmaya başladı. Sesindeki yorgunluğu ve üzüntüyü hissediyordum. Yorganı kafama kadar çekip uykuya daldım.

-------

" Özgür? ÖZGÜR! Sen misin? " tam karşıda benden biraz uzun bir erkek duruyordu. Yüzünü tam göremiyordum ama üzerine giydiği beyaz kiyafetler çok güzeldi. Etrafda olan tuhaf tuhaf eşyalar, tablolar ve başka şeyleri saymazsak tabii.

Karşımda dikilmiş adam 1 adım geri giderek bana taraf çevrildi. Özgürdü bu. Gözlerinden akan kanla bana bakıyordu. Evet kanla. Gömleğinin karşısı kan içindeydi.

" Özgür?! " korkuyla onun yanına koştum. Yüzerindeki kana bakarak elini göğüsüne götürdüm. Kontrol etdim. O mu değil mi diye. Kalbi atmıyordu. Vücudu sıcak bile değildi.

" Ben bunu yapmak istemiyorum. " Özgür'ün gözünden akan kanla elini göğüsüne dokundurduğum elime götürdü.
" Yardım et Batı. Batıyorum. Beni kurtar. " bana sarılarak kafamı okşadı.

Kayboldu. Az önce bana sarıla beyaz kiyafetli adam kayboldu. Adma diyirum çünü onun Özgür olduğuna inanamıyordum. Şaşkınlıkla etrafıma bakıyor, onu arıyordum. Telaşla boşlukda dolaşıyordum. Nereye gitdiģimi bile bilmiyordum. Karşımda uzana uzun bir yolun kenarında bir kapı belirdi birden. Durdum. Düşündüm. Önce gitmek istemedim. Sonra vazgeçip kapıya doğru koşmaya başladım.

Ben koştukca yol uzanıyordu. Ben koştukca tuhaf sesler duyuyordum. Ben koştukca kapı uzaklaşıyordu. Durdum, derin bir nefes alıp kendime gelmek için yere çöktüm. Ben oturur oturmaz yerde beliren kanla dolu gölmece kiyefetlerime bulaştı. Hızlıca ayaklandım. " Bu-bu ne? ! " diye yerdeki gölmeceye baktım. Kendi yansımamı gördüm. Normaldi. Hâni korku filmlerinde olduğu gibi yansımanızdan başka biri belirir ya. Yok. Böyle bir şey değildi.

Omzumu silkip karşıya doğru uzanan yola baktım yeniden. Derin bir nefes alıp tekrar koşmaya başladım. Bu sefer sanki yol uanmıyordu. Kapı uzaklaşmıyordu. Nihayet.
Nihayet kapıya ulaşdım. Tam karşımdaydı işte. Ne duruyordum ki. Kapıyı açıp içeri girecektim alt tarafı. Neden kalbim hızlı atıyordu ki. Gözlerimi kapatıp kalbimin sakinleşmesini bekledim. Sonra sağ elimi kapının desteğine götürerek sıkıca tutdum.

Kapının ardında beni ne beklediğini nasıl bilebilirdim...

_________________________________________

İyi okumalarrr.)

1 DAKİKA [~GAY~] (B×B) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin