20. Bölüm

94 5 3
                                    

Bu gerçekten o muydu? Beni kurtarmek için mi gelmişti? Umudumu kaybetmişken beni kurtarmaya gelen o muyudu?

Arabayla bir kaç tur vurup ortalığı iyice karıştırdı. Ortalık toz dumana büründü. Bende fırsat bulup tam karşımda duran arabaya doğru koştum.

" Gel! " Özgür kapıyı acarak bana seslendi. Kollarını açmış beni bekliyordu. " Hadi. Ne bekliyorsun? " durmuştum.

" Özgür bey gitmeliyiz. "

" BATI! BURAYA GEL! ÇABUK OL! " gözlerimi diktiğim yerden çekip arkama baktım. Abimin geldiğini görünce kendimi Özgür'ün kollarına atdım.

" Yakaladım. Yakaladım. " Özgür kollarıyla beni sıkıca sararken kendimi güvende hissetdim. " Geçti. " elleriyle yüzümü okşarken araba hızlıca oradan ayrıldı.

Kafamı okşayan el ve onun göğüsünde uzanan ben kollarımı beline sıkıca sarmıştım sessizce. Bir şey dememden rahatsız olur diye bir şey söyleyemedim. Kalbi çok yavaş atıyordu yoksa bana mı öyle geliyordu. Kafamı kaldırıp Özgür'ün solmuş yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu, ama ağlamıyordu. Belki de kendisini suçlu hissediyordu. Ya da korkuyordu.

Gözlerini cama dikti. Ellerini yüzüne götürdü. Rengi atmış tenini okşadı. Ona baktığımı biliyordu. Bu yüzden kaçıyordu. Bana kıyamadığı için, benii sevdiği için, bana zarar gelir diye bakmıyordu.

" Bana öyle bakma. " dedi gözünden akan yaşı hızlıca silerek. " Bir şey yapmıycam sana. Sonuç- "

" Teşekkür ederim Özgür. " gözlerimi kapatıp sıkıca sardım onu. Biraz daha sıkı sarılarak " Özgürlüğüme kovuştum ya senin sayende. Teşekkür ederim. "

Bir şey söyle. Beni sevdiğini söyle. Bana kıyamadığın söyle. Söyle işte. Buna ihticahım var çünkü. Herkes'i hatta en yakın arkadaşımı bile kaybetmişken bir güzel söyle işte. Söyle lütfen. Benim seni sardığım gibi sende beni sıkıca sar. Çünkü yine yalnızım.

" Ne? " dedi Özgür beni daha sıkı sararak. Kafamı göğüsüne daha sıkı bastırarak " Kim
söyledi yalnız olduğunu? Kim söyledi kimsenin kalmadığını. Ben varım. Ben burdayım. Seni seviyorum Batı. Sana kıyamadığım için bu hallere geldim. Gecem gece olmadı, gündüzüm gündüz. Gümeş'im bile batmadı ben batarken. Batı, batıyorum. Sende batıyorum. Seninle batıyorum.. " burnunu çekerek ağlamaya başladı.

Ama nasıl olur? Bunları sesli mi söyledim ben? Bunu duymasını istemedim. Lütfen sadece tesadüf olduğunu söyle. Hayır tesadüf değildi bu. Bunu sesli söylemiş olmalıydım. Yoksa aksi taktirde beni duyamazdı.

Uzun ve sonu gözükmeyen bir yola döndüğümüz an arabanın lastiği patladı. Özgür ve ben sağa sola haraket ederken şöför arabayı bir kenarda durdurdu. Arabadan inerek arka lastiğe baktı. Sonra cama tıklatdı.

" Efendim. Lastik patlamış. Yedek lastiğimizde yok. Nasıl yapalım? "

" Tamam. Hemen bir araç çekici bul. " Özgür eliyle gitmesini işare ederek arkasına yaslandı. Yüzündeki huzursuzluğu görebiliyordum. Sürekli tetirgindi.

Şöför'ün gitmesinden dakikalar gecmişti. Ama ne ses, ne de şöför vardı. Özgür sürrkli camdan dışarı bakıyor, korkuyla etrafı seziyordu.

" Of. " dedi ve devam etdi. " Hızlıca ayrılmamız lazım. Nerde kaldı bu? " elini sıkarken telefonu çaldı. Koluna koyduğum kafamı kaldırıp arayanın kim olduğuna bakmak istedim, ama Özgür arayanı gizleyerek arabadan çıktı. " Bana 1 dakika ver. "

Kafamı evet dercesine sallayarak arkaya yaslandım. Uzun ve sonu gözükmeyen yola baktım. Acaba şimdi Caner ve diğerleri ne yapıyordu? Onlara özür borçluydum. Bana yaptıkları karşısında nerdeyse canlarında oluyordular. Ben özür dileycektimde ya onlar affetmese diye düşünürken Özgür ve şöför arabaya taraf geldi.

" Batı? Dışarı çık. " Özgür kapıyı açarak elini bana uzatdı. Rengi solmuş, titreyen ellerine baktım. Kahve renkli gözlerini bana dikmiş, hafif açık dudağını ısırdı. Elimi onun eline dokundurarak sıkıca tutdum. Ellerini çok sıkı tutdum.

" Hadi. Bu tarafdan devam edelim. Gemi bizi bekliyor. "

Gemi mi? Bir gemiye mi binicektim? Ama beni deniz tutar, duraram. Çocukken bile ailem beni deniz tutduģu için gemi ile seyahete çıkarmazdı.

" Şey Özgür. " dedim ve devam etdim gözlerimi yana devirip. " Ben gemiye binmek istemiyoru- " diyemeden Özgür elleeimi sıkıca tutarak košmaya başladı.

Sık ve korkunç ormanın içinde, çalıların içiyle koşuyorduk. Nefesim nerdeyse kesilmiş, bacaklarımı hissetmiyordum. Gece kalmadan büyük bir gölün yanına geldik Özgürle. Solukmadan beni kendi sırtına alarak yavaş yavaş yürümeye başladı.

" Yoruldun mu? " Özgür nefesini derinden alıp verirken kollarımı ona geçirmiş önümüzdeki gemiye bakıyordum.

" Bu? Bu gemi nereye gidicek? " gözlerimi kapatıp kafamı Özgür'e dayadım.

_________________________________________

SELAMLAARR. NASILSINIZ? İYİSİNİZDİR İNŞALLAH.

Arkadaşlar 21. Bölümü 18+ yazıyım mı sizce?🤔 Yaza bilirsem güzel olur bence.

İYİ OKUMALARRR HEPİNİZEE.😁💗

1 DAKİKA [~GAY~] (B×B) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin