" Bana sürekli sen benden küçüksün olmaz diyorsun ama benim seni ne kadar çok sevdiğimi biliyor musun ? Bilmiyorsun benim günden güne eridiğimi yok olduğumu görmene rağmen hiçbir şey yapmıyorsun neden beni sevmeyeceğin kadar çirkin miyim ? Ömer...
" Onda bunda şundadır şunda bunda ondandır mavi boncuk kimdeyse Benim gönlüm ondadır "
Temizlik yaparken bir yandan da assolist gibi şarkı söylüyordum . Evde tek başımaydım . Annem her zaman ki gibi lale teyzegile gitmişti , ikizler okula , babamda işe.
Temizliği bitirdikten sonra bende gidicektim lale teyzegile hem ramazan dolayısıyla kahve de kapalıydı Ömer kesin evdeydi .
Ona itiraf etsem beni kabul eder miydi etmez miydi çok düşünüyordum . Başka birini sever evlenir diye çok korkuyordum . Yaşı da gelmişti ya annesi birisini bulursa o da kabul eder miydi?
Yok yok bunu kabul edemem benim ona söylemem gerekiyordu ya öyle ya böyle hemen temizliği bitirip nazlının yanına gitmeliydim .
Etrafı toparlayıp odama gittim hemen üstüme bir gömlek ve pantolon giydim .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Y
üzümde düzgündü terliklerimi de giydim ve hemen lale teyzegile gittim.
"Hoşgeldin Amine noldu kız nefes nefese kalmışsın "dedi nazlı
"Hoşbuldum bir içeriye geçeyim de her şeyi anlatıcam " dedim
Oturma odasında ki annemlere selam verip nazlıyla odasına geçtik.
" Bak şimdi nazlı ben abine her şeyi anlatmaya karar verdim çünkü zaman aleyhimize işliyor gibi annen ya birini bulsa abin kabul edip evlense hiçbir şey yapamam o yüzden bu akşam iftardan sonra konuşmaya karar verdim " dedim tek nefeste
"Hm bir düşüneyim , yani abimin bu aralar evlenmeye niyeti yok ama yine de aklını çelebilirler annemgil o yüzden bence de git konuş ne kaybedeceksin ki hem bence abimin de sende gönlü var çünkü sana hiç kıyamıyor " dedi
"Öyle mi diyorsun " dedim kararsız bir şekilde
"Tabiki de kızım git konuş hem belki evlenme sürecini hızlandırırsın " dedi gülerek
" Tamam öncesinde bir prova mı yapsak ya böyle bir anda mı söylesem yoksa " dedim "Bir söyle hele nasıl söylüyceksin " dedi gülerek ama heycandan bunu görememiştim .
" Başlıyorum dur Ömer abi ben sana bir şey demek istiyordum biraz konuşalım mı ? " "Kız abi mi diyeceksin Ömer de direk " dedi
"Ayy doğru demi abi demek olmaz , tamam dur baştan alıyorum Ömer ben seninle bir şey konuşucam ben seni kendimi bildim bileli çok seviyorum hep seninle olmak istiyorum sen dersin bilmiyorum ama olumsuz düşünme hemen tamam mı? " Dedim masum masum
Beni kendime getiren nazlı'nın gülüşü olmuştu .
"Ya ne diye gülüyorsun sen küstüm gidiyorum ben sana iyi gülmeler " dedim ve kalktım yerden .
"Tamam tamam kızma lütfen hem abim benim gibi tepki vermez merak etme benim çok hoşuma gitti yanlız ondan güldüm" dedi ve boynuma sarıldı.
"Kız sen ne güzel kokuyorsun şu kuzenine söyle de bana da getirsin şu parfümlerden "
" Canım o benim kendi kokum ayrıca da gel bana vereyim sana o parfümlerden "dedim bende gülerek küs kalamıyordum bu kıza .
En sonunda akşam olmuştu iftar vakti yaklaşıyordu bugün Lale teyzenin isteği üzerine iftarı burda yapıcaktık benim de işime gelirdi daha rahat konuşabilirdim .
Sofrayı sermiştik herkes de burdaydı ama Ömer hala gelmemişti pide kuyruğu mu uzatmıştı acaba o gelmeden top patlasa bile orucumu açmayı düşünmüyordum o açken burda yemeği yiyemezdim ki .
Oruca bir dakika kalmıştı ki kapı çaldı çok şükür gelmişti nazlıya fırsat vermeden kalkıp ben açmıştım kapıyı ama napayım canım
"Hoşgeldin Ömer abi " dedim "Hoşbuldum hadi geç içeriye ezan okunuyor orucumuzu açalım" dedi
İçeri geçip orucumuzu açmıştık bu sefer de yanıma oturmuştu nazlının yanıda boştu ama o benim yanımı seçmişti bu da bana cesaret vermişti.
Sofrayı kaldırmıştık herkes televizyona bakıyordu evet ilk televizyonu Mehmet amca almıştı evine ve sayılı televizyonlardan biride burdaydı ve kimse oynayacak filmi kaçırmak istemiyordu ama ben bunu bile düşünemiyordum .
Bu gece emel sayın ve tarık akan'ın mavi boncuk filmi vardı ilk defa oynatılıcaktı bunu kaçırmak istemiyordum ama Ömer daha önemliydi .
