3.BÖLÜM

15 2 0
                                    

                                   Kader

Kader ağlarını örmeye çoktan başlamıştı bile. Savaş ve Efsun artık birbirlerinden kopamazdı, kader bir şeyi yazdıysa o mutlaka olurdu. İkisi de bu kaderin gerçekleşmesini hem istiyor hemde istemiyordu. Çünkü..

Savaş yer altı adamı iken Efsun yalnızca bir kalp cerrahı'ydı. İkisi de ayrı dünyaların insanları olması gerekiyordu ama çok geçti. Kader onları birbirleri için yazmıştı bile. Mesela Savaş en başında bir katildi. Savaş hiç bir zaman suçsuz insanları öldürmemişti ama. O hep suçu olan insanları öldürmüştü.

Mesela bundan tam 10 ay önce, çocuklara tecavüz eden bir adamı öldürmüştü. Önce yaralamış ama sonra yaşadığını öğrendiğinde ise evine gidip kafasına sıkmış ve tamamen öldüğüne emin olmuştu. O günden sonra da zaten hayatı tamamen değişti ve bir daha da kimseyi öldürmedi.

Savaş Alaz 30 yaşında holdingler ve şirketler sahibi olan bir adamdı. Tabikide bu varlığa kolay sahip olamamıştı, aslında kendisi de olmak istememişti. Babasına verdiği sözü tutmuş ve başa geçmiş böylece de karanlık dünya ya girmişti. İstememesinin başlıca sebebi ise amcası olacak o piç adamdı. Babası ile amcası işleri çok iyi yürütürken amcası kumarlar oynamış borçlar altına girmiş ve en sonunda ise karısını bile kumarda satma konusuna gelmişti, savaşın babası ise bu duruma el atmış engel olmuş tüm bu dertten onu kurtarmıştı. Ama nankör adam asla akıllanmamıştı ve en sonunda Savaşın babası Yılmaz bey kardeşi Mustafa Bey'i tamamen mirastan men etmiş yengesi Beyza ve yiğeni çağrıyı koruma altına almıştı. Mustafa ise bu olaydan sonra çıldırmış defalarca kez sorun çıkarmış ama en sonunda birini öldürmekten 20 yıla kadar hapis cezası almıştı. Bu süreçte Beyza ve Mustafa boşanmış, sonunda Beyza hanıma gün doğmuştu.

Şirketi Çağrı ve Savaş ayakta tutuyordu. Onlar sayesinde ise binlerce insan hem iş sahibi oluyor hemde mutlu huzurlu günlere uyanıyorlardı.

Savaş en son haber aldığına göre Tufan denen adam yine bir tane çocuğa tecavüz etmişti. Artık savaş dayanamamış ve o adamı bulmuşlardı. Çıkan çatışmada ise tufan yaralanmıştı ama maalesef savaş onu öldü biliyordu. Tufanın yanında bulundurduğu bir ajanı ulaştırmıştı bu haberini ona, doktor bir kadını ve kardeşini kaçırmışlardı, yaralıydı tufan iti. Hemen tüm adamlarını toparlayıp çıktı Çağrı ve Savaş o adamı sonunda köşeye sıkıştırdığında sedyede yatıyordu. Yanına gidip kafasına iki kez ateş etti. Evi tamamen herkes aradığında ise kimse yoktu. Ne o doktor ne de kardeşi. Belki bu it onları başka bir yere götürmüştür diye düşündü Daha sonra da orayı polise ihbar ederek gittiler. O doktor ve kardeşini de bulmalıydı.

Herkes arabasına binip uzaklaştı. Çok fazla uzaklaşmamışlardı ki yolda bir kadın vardım arabayı durdurup indiklerinde kadın çok kötü haldeydi. Dayak yemişti ve her yeri çamur içindeydi.

İşte hikaye şimdi başlıyordu. Savaş o kadını arabaya aldı ve kardeşi ile birlikte hastaneye gittiler. Tufanın kaçırdığı doktor ile kardeşiydi, ama öz kardeş değillermiş.

Savaşın kardeşi Esra hastaneye de onlara yardımcı olmuştu. Kızın ismini de öğrenmişti. Efsun..
Çok güzel bir ismi vardı. Hemde çok güzel.

Esra yaralarına pansuman yapıp onu güzelce giydirtikten sonra daha çok inceledi. Saçları kalçasına kadar geliyordu. Simsiyahlardı.
Gözleri koyu kahverengi'ydi ve yüzünde fazla da belli olmayacak derecede çilleri vardı. Dokunmak istedi savaş o çillere.

Efsun onun yanında saçlarını toplamıştı hastanede. O an gözünün önünden hiç girmiyordu işte. O kalemi saçlarına dolayışı.. asla unutamıyordu o anı. Onu hastanede bırakalı 10 ay olmuştu. Her gün araştırmıştı Efsun'u savaş hemde her gün. Tüm resimlerine bakmıştı milyonlarca kez.

Bir gün adamın canı çok sıkıldı ve bir mekana gitmek istedi. İş için İstanbul'a gelmişti hem belki bu sayede efsunu da görürüm demişti kendi kendine ama nafile Efsun'u asla görememişti. Çalıştığı hastaneye bile gitmişti, ama 7 ay önce kötü bir olay yaşadığını ve bu yüzden doktorluğu bıraktığını açıklamıştı asistanlardan biri.

İşte bunu hiç duymamıştı, oysaki defalarca kez araştırmıştı Efsun'u. Bunun hesabını soracaktı Çetin'e çünkü Efsun'u o araştırmıştı.

İstanbul'da kendi mekanı olan bir bara geldi savaş. Kendi locasında oturup etrafı izledi kafasını dağıttı biraz. Yanına gelen kadınlar ile hiç ilgilenmedi çünkü aklı o kızdaydı. En sonunda Savaşın dikkatini birisi çekmişti. Barda oturan bir kız. Tıpa tıp efsuna benziyordu, saçları gözleri, bakışları. Acaba o olabilir miydi. Savaş uzun uzun ve çok dikkatli baktı kesinlikle oydu. Kalbi hızlı atmaya başladı adamın,hemde çok hızlı. Kız tam bardan kalkacaktı barmen kolunu tutup tekila uzattı savaş uzun bir süre kasları çatık izledi. Sonra kız gitti ve yerine oturdu.

En sonunda savaşla göz göze gelmişti kız defalarca kez hemde. Kız ellerini kendine yelpaze yaparak ofluyordu. O tekila da kesinlikle bir şey vardı. Aklına hemen barda bazen yapılan şerefsizlikler geldi, yasaklamıştı ama inşallah tekrar olmazdı.

Efsun çantasını alarak ayağa kalktı ve tam o an bir adam gelip eline iki tane kadın çantası aldı. Efsunun kulağına bir şeyler söylemiş sonra da gitmişti. Savaş da oradan kalkıp Efsun'un yanına gitmek istedi ve tam karşısına dikildi. Evet o Efsundu. Bakışları yüzü Efsundu o en sonunda yolundan çekildi ve gitti. Yan tarafa geçip Efsun'u dikkatli incelediğinde üzerindeki elbise dikkatini çekti. Çok fazla açıktı hele ki göğüsleri tamamen ortadaydı. O elbiseyi parçalamak bile istemişti.

Efsun barmenin yanına gidip bir şeyler söyledi sonra da lavabolara ve localara giden kolidora girdi. Savaş da hemen arkasından gidip takip etti onu. Adımları sarsaktı, sarhoş olmuştu kesin. Ama efsun için endişeliydi, o hap almış mıydı yoksa almamış mıydı. Kesinlikle bunu ona sormalıydı.

Savaş kendi locasına geçti ve Efsun'un tuvaletten çıkmasını bekledi.
En sonunda efsun geldiğinde kolundan tutarak onu odaya hapsetmişti.

Artık ipler tamamen kopmuştu. Kader tamamen onları birbirine bağlamıştı. O odada olanlar olmuştu artık.

Savaş o sabah uyandığında saat 5'e geliyordu, ama kollarında efsun yoktu. Hemen etrafı inceledi. Odada ki dolaba yöneldi hemen Esra'ya götürmek için dün aldığı kazak ve tayt'da yoktu. Efsun onları giyip gitmişti. Dolabı sertçe kapattı, nasıl bu kadar uzun süre uyumuştu anlamıyordu. İlk kez böyle bir şey oluyordu. Normalde yanında yaprak kımıldasa uyanırdı. Ve her zaman çok erken uyanırdı kendisi. Ama dün gece çok yorucu geçmişti onun için aylardır beklediği kız bir anda gelip aklını başından almıştı adamın tamamen.

Peki şimdi ne olacaktı?
Efsun'u bulmalı mıydı?
Ne yapması gerekiyordu şu an?

En sonunda adam üzerini giyinip çıktı. Bu ise kesin bir el atmalıydı artık. İşi kendisi yürütmeliydi.

SELAM CANOLAR. GÜZEL BİR BÖLÜMLE YİNE BEN.

BU KES SİZİ FAZLA SIKMAK İSTEMİYORUM O YÜZDEN KISA KESİYORUM.

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN SİZİ SEVİYORUM ❤️😘

EFSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin