10.Bölüm

16 1 0
                                    

                                   Kardeş

"Efsun lütfen her şeyi tek tek anlatmama izin ver ben daha fazla acı çekmek istemiyorum yalvarırım sana izin ver, her şeyi anlatayım, sonra istersen kır, dök, ağzıma sıç. Ama ilk önce dinle."

Kürşat'ı ne kadar çok seversem seveyim ona kendimi ne kadar çok yakın hissedersem hissedeyim, o hep bana ters geliyordu kimi zaman. Kardeşi olma ihtimalimiz yoktu bile ne benim ne de Leyla'nın. Leyla'nın hayatını az çok araştırıp bir şey bulamasam da kardeşi olsaydı eğer mutlaka araştırdığımızda çıkardı.

"Bak Kürşat biz çok şey yaşadık Leyla ile, ben annemi de babamı da unutmadım, unutamadım annanne'm her gün bana onları anlattı, aşklarını anlattı, babamın ne kadar çok annemi sevdiğini anlattı, eğer babamın bir çocuğu olsaydı ya da önceden evli olsalardı mutlaka bilirdi ananem ve dedem."

Kürşat derin bir nefes aldı ve sanki aklına bir şey gelmiş gibi hemen cebinden telefonunu çıkardı ve bir şeyler yaptı, bir kaç saniye sonra bana bir resim gösterdiğinde kalakaldım.

"Bak annem ve babam bunlar"

Diğer bir resme geçtiğinde ise bahçede çekilmiş kucaklarında çocuk olan iki kişi vardı.

"Burada da babamın evlendiği kadın ve babam, evlilik resimlerinde ne kadar mutsuzken bu resimde sevdiği kadının yanında bir o kadar mutlu diğmi"

Elindeki telefonu alıp resmin üzerinde parmaklarımı gezdirdim, arkalarında bir sürü çiçekler olan bahçeydi, ikisi de çok güzel gülüyordu.

"Babanemin anlattıklarına göre, babam annem öldükten sonra sevdiği kadınla evlenmiş, tabi sevdiği kadının ailesinin benden haberi yokmuş saklamışlar ailesi öğrendiğinde ise babam ve o kadına yani kızlarına küsmüşler, bir süre sonra ise kız kardeşime hamile kalmış kadın ve sonra işte kız kardeşimi de doğurmuş ama bir kere bile ne babam ne de karısı çocuklarını görememiş tabi bizde, babanem hâlâ yaşıyor halam var bir tane de Trabzon adalet savcısı kendisi, çok araştırdı ama bulamadı kardeşimi, o zamanlar annemin kardeşleri yani şerefsiz dayılarım kız kardeşimi kaçırmış ya da öldürmüş dediler. Hangisi bilmiyorduk takî 2 sene önce savaş sizi bulana denk."

Resimde gösterdiği kadın ve adam annem ve babamdı. Nasıl olur bu, benim bir abim mi vardı şimdi? Nasıl ananem ve dedem bahsetmezdi babamın daha önceki hayatından, nasıl bana her şeyi eksik anlatmışlardı. Aklım almıyordu artık kafayı yemek üzereydim.

"Kürşat o resimdeki kişiler, benim annem ve babam"

"Ne"

Gözümden akan bir damla yaşı engellemeyip akmasına izin vermiştim, akmaya devam eden göz yaşlarımı kürşat eli ile sildi.

"Ağlama sakın, ben senin perişan olman için ağlaman için söylemedim bunları, toparla kendini doğru dürüst konuşalım güzelim hadi"

Kürşatın yaklaşıp anlımı öpmesi ve saçlarımı koklayıp göğsüne sarması ile bende ona sarıldım. Sanırım bu sarılmaya ihtiyacım vardı.
Ağlamak istemiyordum ama elimde değildi, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Efsun, canımın içi hadi toparlanda konuşalım"

Başımı salladım tamam anlamında. Ağlamamı birazdaha durduğumda Kürşatın göğsünden ayrıldım ve göz yaşlarımı sildim. saçlarımı bileğimdeki toka ile toplayıp derin bir nefes aldım. Ayağa kalkıp mutfağa gittim ve buzdolabından soğuk su çıkardım. Bir tane de bardak alıp salona geçtim. Tekrar kanepeye oturduğumda elimdekileri masaya bırakıp kendime bir bardak su doldurdum ve içtim, bir tane daha doldurup kürşat'a uzattığımda içmedi ve elimden alıp masaya bıraktı.

EFSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin