ep. 4, lütfen

57 6 5
                                    

Buraları düzenliyim ve TMI'ı verip gideyim.

Ben üniversite öğrencisiyim. Şu an hazırlıkta olduğum için her haftam sınav haftası yani bana sınav zamanınızı haber edin. Ona göre moral konuşması yapıcam fkgkfkkfr

Bi de ilk paragrafı silmemek için o kadar zor tutuyorum ki kendimi, neyse.

Eed gidiyorum ben bb öbdüm <3

____________

First and Last Tear

ep.4

Lütfen

___________

Hastanede yemek yemeye gitmemizin üstünden üç gün geçmişti. Bu sırada ben taburcu olmuş ve ajumma ile yaşamaya başlamıştım. Bu arada onun adını da öğrenmiştim, Kim Hyun-joo. Tamam bazen unutuyordum adını ama ben lisede de arkadaşlarımın adını başlarda unuturdum.

Bu bilgiye pas geçersek eğer son üç günüm güzel geçmişti. Artık kalacak bir evim, benden iki yaş büyük olan bir abim ve sekiz tane yıldız bakışlı adam vardı hayatımda. Evet meşgullerdi ve ben onlardan sürekli ilgi istemiyordum tabiki. Hatta beni hatırlarsalar bile büyük bir mucize olur dermişim ama çoktan Jisung numarasını vermişti bana. Verirken de ara sıra bana mesaj atacağını, boş ve yersiz şakalar yapacağını bu yüzden garipsememem gerektiğini söylemişti.

Ama üç gündür gelen giden bir mesaj yoktu. o yüzden bende tüm günlerimi koluma dikkat ederek ve kendi kendime çizimler yaparak geçirdim. Eğer tekrardan hayata tutunmak istiyorsam önce evim sonra işim olmalıydı. Şu anlık ev işini hallettiğimize göre de iş beni beklerdi.

Son paramı kareokede kullanmadan önce kapattığım evimdeki eşyalarımı bir depoya bırakmıştım bir aylık süreyle. Bu gün ise onlardan bir kısmını almam gerekiyordu. Kumaşlarım, dikiş makinem, cetvellerim, asıl çizim kağıt ve kalemlerim öncelikliydi. Biraz da kıyafet almam lazımdı ama bunların hepsini tek başıma getirmek büyük bir işkence olacaktı.

Oflayarak oturduğum yerden kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. Ajumma yine bir şeyler hazırlıyordu ve yine benim yardım etmeme izin vermiyordu. Neymiş hastaymıştım. Yahu alt tarafı kesik var kolumda ne hasta olması diye mızmızlansam da dinletemiyordum.

"Bak yorulacaksın yine. Bırak da bir işin ucundan tutayım."

"Olmaz, sen hastasın. Yürü bakayım yatağına, niye kalktın ki sen?" Elindeki sosu bırakıp kış kışlarcasına beni mutfaktan çıkarken ellerini tuttum.

"Hasta değilim ama sen illa öyle diyeceksen peki. Ama benim senden bi' şey istemem lazım da biraz utanıyorum biliyor musun?" Eh kırk yıl da geçse insanlara masraf olduğum düşüncesnini yıkamayacaktım.

"Aa bi' yaşıma daha girdim. Utanmışmış. Chan'ı yemekhaneye giderken saçını savurup reddetme numarası yapan bendim sanki."Şaşkınlıkla ağzımı araladım. Ajumma yerine ben bir yaşıma daha girecektim sanırım.

"Hiç bakma bana öyle, ben zaten sizi ilk gördüğüm anda yapmıştım kafamda da neyse ne isteyecektin sen benden?"

Daha önce bu kadında tilki huyu var demiş miydim? Demediysem şimdi diyordum işte. Bu kadın ayaklı tilkiydi resmen.

"Ya, şimdi ben geçenlerde tüm eşyalarımı bi' depoya kapattım bir aylığına. Ama şimdi oradaki bazı şeyleri almam lazım. Onlar da hep büyük, ağır. Hani anlarsın ya tek başıma otobüsle getire-"

first and last tear | bang chanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin