ep.20, haber

3 3 0
                                    

“Ya Nur hadi beraber çekinelim. Bu makyajının boşa gitmemesi lazım. Hadi hadi lütfen.”

Hyejin unni elimi annesini parka gitmek için ikna etmeye çalışan çocuk gibi çekiştirirken en son dayanamadım. “Tamam ama çok değil.”

“Tamam tamam bakarız ona.”

“Unni!” Ben hafif sesimi yükselttiğimde beni umursamamış, elini sallayarak stüdyo tarafına geçmişti. Bende kaderime razı gelip odaya ilerledim ve kendi bedenimde ayarladığım kıyafetlere bakındım. Yapabilirdim.

İlk baktığım andan beri sürekli dikkatimi üstüne çeken pembe ağırlıklı üstü aldım elime. Uzun kollu, kollarının bazı yerlerinde ve bel kısmında kısa kemerler olan bir üsttü bu. Kemerlerin tek olayı görüntüydü ve hafif oldukları için varla yokluğu belli olmuyordu.

Altımdaki pantolonu da yeşil kısa etekle değiştirdiğimde takım giymiş gibi hazırdım. Onun da farklı yerlerinde kemerler vardı fakat miktarı çok değildi. Ayrıca altında güvenlik amaçlı şort vardı ve bence birisi sahnede dans ederken giyse sorun olmazdı.

Ayakkabılarımı aynı bırakarak ki değiştirmem için imkanım yoktu, içeri geçtim. Hyejin unni, Hyuni ve Beom beraber bilgisayarların karşısına geçmiş ekrana bakarak konuşuyorlardı. Benim geldiğimi ilk gören Hyuni olmuştu. Onun hemen ardından diğer ikili dönünce utanarak başımı eğdim.

“Ya eteği pantolonun üstüne mi giyseydin kızım sen ya?”

Hyuni fikrini belirttiğinde gözlerimi devirdim. “Odunsun diyorum başka da bir şey demiyorum. Unni gel hadi.”

“Yani pes diyorum Hyun sana da. Beom sen bu oduna bir şeyler öğretirsin diye düşünüyorum ve gidiyorum.”

Hyejin unni gülerek yanıma geldiğinde gülümsedim. “Kız afet olmuşsun resmen afet! Bunu var ya kesinlikle yani kız gruplarının stilistlerine göndermek falan lazım. Çok iyi sahne kıyafeti olur bundan.”

“Gerçekten öyle mi düşünüyorsun? Ay bu beni cidden çok mutlu etti. Umarım erkek modellerim için de aynı şeyi düşünürsün unni.”

“Onları daha seksi göstereceksen neden düşünmeyeyim?” diye sorduğunda tek yapabildiğim şey tek kaşımı kaldırarak bakmak olmuştu. “Ay şaka yapıyorum kızım ya. İstersen rahip yap çocukları ben yine severim.”

Kıkırdadığımda elimden tutup masaya doğru çekti. “Nasıl poz vereceğini biliyor musun? Telefonda konuşurken dikkat ettiğini pek sanmıyorum.”

Başımı iki yana salladım. Modellerin neredeyse tüm çekimleri boyunca telefonda konuşmuştum Chan ile. Konu konuyu da açmıştı ama. Gün içinde diğer yaptıklarımız, Jisung’un şaklabanlıkları ve şirkete vardığında arkadan gelen Changbin’in Hyunjin’e olan her zamanki ilan-ı aşkları, Felix ve Jeongin’in büyük bir ciddiyetle yaptığı eğer balıklar uçabilseydi hangi balık nerede yuva kurmak isterdi konulu tartışması... Yani sonlara doğru biraz garipleşmişti.

“Yok bilmiyorum. Sen önden yap ben seni izleyeyim, nasıl olur?”

Hyejin unni yerine geçerken onayladı. “İyi izle ama. Tekrar etmem.”

Onaylayarak izlemeye başladım. Beom ‘ellerini beline koy, evet öne eğilmen güzel oldu, başını öyle tut’ gibi direktifler verirken Hyejin unni de yerinde bir kez bile durmadan poz veriyordu. Yavaş yavaş farklı şekillderde hareket ediyordu ve artık kamera neyi yakalarsa şansınaydı.

“İşte bu kadardı. Beom’un güzel pozlar yakaladığına da eminim. Hadi sıra sende tatlım.”

Başımı sallayarak ışıkların altına yürüdüm. Pekala, yapabilirdim. Ben nelerin üstesinden gelmiştim, bunu mu halledemezdim? Evet nefes alıyoruz, veriyoruz.

first and last tear | bang chanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin