ZİYAD

130 7 1
                                    


Gemisinin pruvasından karşısında duran Huelva ya bakıyordu. Birazdan buradan çok karlı bir şekilde ayrılmayı düşünüyordu. O bir korsan ve köle tüccarıydı. Daha önceleri atalarının yaşadığı topraklara şimdi korsan olarak uzaktan bakıyordu. Ataları Endülüs'ten sürülmüş Rabat 'a gelmişlerdi. Korsanlık onun ata mesleğiydi. Gemisi babasından kalmaydı. Yirmi dokuz yıllık yaşamında onların korsan maceralarını dinleyerek büyümüştü. İşinde tanınan ,herkes tarafından sayılan, saygı gösterilen ve aynı zamanda korkulan biriydi. Düşmanı dostundan çoktu.

Kıyıdan filikalar geri dönmeye başlamışlardı. Güvertede koltuğuna oturup yapacaklarını aklından sıralıyordu. Fidyeler istenecek , esirler köle pazarında satılacak. Ganimeti artacaktı. Yardımcısı, ikinci kaptanı, can yoldaşı  Nizam yanına gelerek filikalara bakıp -bereketli bir gün dedi. Ziyad gülümsedi. Endülüs'ten sürülen müslümanların intikamını böyle alıyordu.

Esirlerini güvertede topladı. Aralarında soylular, zenginler de vardı. Fidye ve esir olarak ayırıyordu. Sıradakine esir dedikten sonra duyduğu çığlıklara başını kaldırdı. Kızın biri haydutlar diye bağırıyordu.  Narin ve küçük bedeni ile kendisini tutan kollardan sıyrılmaya çalışıyordu. Nafile çabasına içinden gülüyordu ama gözlerini ondan alamıyordu. Kimsenin sahiplenmediği, hizmetçi ve terzi olduğunu öğrendiği kıza -çok bağırıyorsun götürün dedi. Tüm esirleri forsaların bulunduğu(kürek mahkumları) yere götürdüler. Boş alan tıklım tıklım dolmuştu. Bazı esirler ayakta duruyor, bazıları oturuyor ağlıyordu. Uzun bir sürenin ardından genç erkekler temizlik için güverteye çıkarıldı. Kürek başlarına gönderildi. Bir gün böyle geçmişti. Ertesi sabah kapılar açılıp yemek dağıtılmaya başlandı. Yarım ekmek ve içinde elma parçacıkları yüzen birer kap hoşaftı yemekleri. Saatler ilerledikçe etrafı kötü kokular sardı. Bulundukları alan idrar ,kusmuk, feçes  kokuyordu. Herkes bitap düşmüştü.   

Ziyad ileride kendisine doğru gelen bir gemi gördü. Bayraksız bir gemiydi. Gittikçe yaklaşan geminin ne amaçla geldiğini anlamaya çalışırken korsan tayfalarına hazırlıklı olmalarını söyledi. Nizam hemen yanında Ziyad' dan gelecek emirleri bekliyordu. Çekilen kılıç sesleri ile saldırı başlamıştı. Ortalık bir anda kan gölüne döndü. Birileri korsandan ganimetini çalabileceğini düşünüyordu. Ziyad ve adamları var güçleri ile savaşırken esirler alt katta korku içindeydiler. İsabet bulan bir top atışı gemiyi bayağı sarsmıştı. Ziyad halatlarla karşı gemiye geçmiş kılıç sallıyordu. Önüne çıkanın son gördüğü Ziyad'ın kılıcı oluyordu. Arkadaşlarıda yanında savaşırken sırtına saplanan bir kamanın acısı ile hızlıca arkasına dönüp hasmını hakladıktan sonra kendi gemisini kurtarmıştı. Gemisinde çok hasar yoktu,2 adamı ölmüş , hafif yaralıları vardı. Etrafını incelerken biran sendeledi ve Nizam'ın Ziyad diye bağıran sesi ile kendine geldi. Nizam yarasını şimdi fark etmişti .Ziyad 'ı kamarasına götürdü. Durum ciddiydi. Kanaması vardı yarası derindi. Ölen adamlardan biride geminin sıhhiyecisiydi. Ziyad'a  yardım edebilecek yarasını dikebilecek biri gerekliydi. Ziyad  birden Nizam'a- şu terziliği olan hizmetçiyi getirin dedi.

KUZEYDEN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin