İMRAN

38 3 4
                                    

Aldıkları kumaşlar ile yola koyulan Ros ve Nizam kumaşcının tezgahtarı İmran'ı düşünüyorlardı. İşinde mahirdi ama sivri dilliydi. Kısacık boyu ile Nizam 'a kafa tutmuştu. Zeytin karası gözlerini kocaman açarak sırık demişti. Nizam bu kızın karşısında hem afallamış hem de tatlı bir asabiyet takınmıştı. Nizam 'ın derin düşüncelerde olduğunu anlayan Ros "Ne tatlı kızdı ,değil mi?"dedi. "Kim, o yerden bitme cadı mı? Evlerden ırak dili ile adamı mezara gönderir" Ros "Yapma Nizam ne cadılık yaptı sana, kız o kumaşcının elinde çalışıyor işte. Adam nasıl davranıyordur kim bilir." Nizam içinde derinlerde  bir sızı hissetti. Bu cadı onu sandığından fazla etkilemişti.

Konağa girerlerken Ziyad onları bahçede karşıladı. "İstediklerini bulabildin mi Ros?"dedi.Ziyad ona bakarken bile içi titriyordu." Buldum,çok güzel şeyler aldık. Şahane kıyafetler yapacağım". "Merakla bekliyor olacağım" dedi Ziyad. Nizam 'ın sessizliğini farkedince "Hayırdır Nizam yüzün sirke satıyor ,çok mu yoruldun?" "Yorulmadım da kumaşları her zaman ki yerden almadık. Cemal den beğendi. "dedi Nizam. "Sorun değil ,nerden istersek oradan alırız senin canını sıkan ne onu söyle hele?" "Adamın esnaflığını sevmedim" "Bir densizliği mi oldu ?"diye sordu Ziyad Ros 'a bakarak. Ros hafif gülümseyince Nizam "Ne densizlik yapabilir bize, sevmedim işte." deyip yanlarından uzaklaştı. Ziyad ve Ros birbirine bakıp dikimhaneye doğru yöneldiler, onları konağın penceresinden izleyen bir çift kinli gözden habersiz.

Samira'nın artık tahammülü kalmamıştı. Ne yapıp edip Ros' un icabına bakacaktı. Zehirleyemezdi hemen ondan şüphelenilirdi. Başına birini musallat etse , bu konağa kimse Ziyad sız gelemezdi. Ne yapacaktı? Merdivenlerden inerken aklına bir fikir geldi. En kısa zamanda planını uygulayacaktı.

Dikimhanedeki herkes Ros'un aldığı kumaşları çok beğenmişti. Ros hemen işe  koyuldu. Biçmeler, kesimler, dikimler başladı. Herkes ortaya neler çıkacak diye çok merak ediyordu. Ros 'un bu heyecanını izlemek Ziyad'ın çok hoşuna gidiyordu. Dikimhaneden çıkıp gitti. Ayza da dikimhaneye gelmiş ,oradaki telaşa ortak olmuştu. Eline aldığı tatlı pembe tonundaki kumaşı Ros'a götürerek "benim için de bundan bir elbise yapar mısın?" dedi. Ros "Tabi ki eteklerine fırfır da ekleriz"dedi.  Ayza koşup Ros 'a sarıldı. Bu küçük kızın sevgisi Ros'un yüreğine iyi geliyordu. 

Yorucu bir günün ardından mutfakta Nazire ile Rosaline akşam yemeğini yiyorlardı. Ziyad odasına çekilmişti. Samira Ayza'yı yemeğin ardından odasına yatmaya göndermişti. Gündüzden mutfağa girip bir kaba biraz koyduğu zeytin yağını elinde tutuyordu. Ros un odasına girmiş mumluğu boşaltmıştı. Ros odasına geldiğinde mumu olmadığını görecek ve tekrar mutfağa inip mum alıp odasına geri gelecekti. Tabii merdivenlerden düşmezse. Samira kendi odasının aralık bıraktığı kapısından Ros'u gözlüyordu.Tüm günün yorgunluğu omuzlarına çökmüş olan Ros merdivenlerden ağır ağır çıktı. Odasına geldi. El yordamıyla şamdanını aradı. Boş olduğunu fark edince kapıya yöneldi. Merdivenlere ilk adımını atar atmaz ayağı kaydı ,sonrası karanlıktı...

***

Sevgili okuyucularım kitabımın bu bölümünü benim ilk okuyucum olan ve bu kitabı oluşturup, büyütmemde bana hep destek sağlayan biricik DAMLA ma ithaf ediyorum.Seni çooook seviyorum. İyi ki varsın gülüşü güzelim.

KUZEYDEN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin