KUZEYDEN GELEN

KOCA KURT

Günler birbirinin aynı gibiydi. Ros Rabat'a geleli bir hafta olmuştu. Sabah uyanıyor, mutfakta Nazire'ye yardım ediyor, birlikte kahvaltı yapıp dikimhaneye gidiyordu. Burada kızlarla iyi anlaşmıştı. Onlardan işi öğrenmiş tıpkı onlar gibi dikmeye başlamıştı. Kendi tarzından farklıydı bu kıyafetler ama sevmişti. Tek sıkıntısı Ziyad'ı bir haftadır görmemiş olmasıydı. Onu buraya getirdiği günden sonra görmemişti. Ros içindeki duygulara anlam veremiyordu. Neden gözleri onu arıyordu? Özlüyor muydu onu ? Ayza'yı çok sevmişti. Bıcır bıcır sürekli konuşan küçük kızda dikimhaneden çıkmaz olmuştu. Samira Ayza ile sadece Ziyad varken ilgileniyor, o yokken Nazire' ye bırakıyordu. Avını izleyen bir şahin gibi uzaktan Rosaline'yi izliyordu. Ne yapıp edip onu buradan göndermeliydi. Ziyad'ın gözü bu kızı görmemeliydi. Senelerdir Ziyad ile evlenmeyi düşünen Samira için Ros büyük tehlikeyi.

***

Ziyad Huelva'dan dönerken kendisine saldıranların peşine düşmüştü. Sırtına saplanan kama bir berberi kamasıydı. Düşmanı yakınındaydı. Ziyad'ın korsanlar arasındaki liderliğini diğer korsanlar ve tüccarlar kabul etmişti ve uzun zamandır sorunsuz devam ediyorken şimdi saldırıya uğraması tuhaftı. Aklını karıştıran şeyler vardı. Yolunu aydınlatması için Nizamın babası Sidi Halid ile görüşmeye Şafşavan'a gitmişti. Babasının can dostu olan Sidi Halid , Ziyad'ı oğlu Nizam' dan ayırmazdı. Tüm sülaleyi tanır, geçmişte yaşanmış herşeyi bilirdi bu koca kurt. Ziyad'a illa ki bir yol açardı. Zaten babası öldükten sonra Ziyad'ın hamisi olmuş, bu günlere gelmesinde hep destek vermişti.

Şafşavan'a gelen Ziyad ,mavi rengin hakim olduğu bu şehri hep çok sevmişti. İspanya'dan sürülen yahudiler evlerini dükkanlarını hep maviye boyuyorlardı. Mavinin cenneti ve huzuru temsil ettiğini düşünürlerdi. Müslümanlar ve yahudiler bu mavi şehirde beraber yaşıyorlardı. Çektikleri acı ortaktı. Sidi Halid'in kahvehanesine doğru giden Ziyad'a burada da yol boyunca selam verenler vardı. Kendi halkı tarafından sevilen ve saygı duyulan bir liderdi.

Damla sakızlı nargilesini tüttüren Sidi Halid kapının pervazına yaslanmış kendisini izleyen Ziyad'ı görünce gülümseyerek ayağa kalktı. "Ooo yiğidim sen buraları bilir miydin?"dedi. Ziyad"Yapma baba sen unutulur musun? Elini öpmeye ,bir hayır duanı almaya geldim."Sidi Halid "Hadi oğul gel nargilemin başına. Belli canın sıkılmış." dedi. "Senden de bişey saklanmıyor baba. Doğru dedin canım sıkkın. Allah bana çıkar yolu seninle göstersin inşallah baba. "dedi Ziyad. Birlikte nargile içerken Ziyad denizde olanları anlattı. "Bizden birileri baba.Kılık değiştirmişlerdi ama bizdenlerdi. Herşey yolunda giderken şimdi söyle kim yapar bu hainliği?"Sidi Halid düşünüyordu."Dost dediklerine bak Ziyad. Kuzu postuna bürünmüş kurdu arayacaksın. Tüm korsan ve tüccar ahalisi içinde buna cesaret edecek kadar gözünü karartan ancak Şahveranlardan Şiyar derim oğul. Lakin emin olmak gerek. " Ziyad"Baba Şiyar reisliğimde hep yanımda oldu. Hiç sorun çıkarmadı. Niye hainlik etsin ki?"dedi. Sidi Halid" Hırs ve kibir insanı yakar kavurur. Öyle kavurur ki kendinden vazgeçip başka biri olursun. Şiyar reisliği hep isterdi. Senin karşında durabilecek gücü yoktu ama artık palazlandı. Ve bu gücü ona sen sağladın. Senin yanında yer alarak güçlendi ama hainlik edecek kadar da sana özendi. "dedi Halid. Ziyad duyduklarını düşünüyordu. Onun bu halini gören Halid sözüne devam etti" Şiyar'ı izle derim. Eminim farkedeceksin. Eğer yanılmışsam bu da benim ayıbım olsun oğul. "
Ziyad hafif bir tebessüm ile " Senin yanıldığın nerde görülmüş koca kurt? "dedi. Sidi Halid Ziyad'ın omzunu sıvazlayarak" Ee birazda benim deli oğlumdan bahset bana. Ne durumdadır, halen bekardır ne vakit evlenecek? Torun diye diye ölüp gideceğim burada delimin umurunda değil. Allah 'dan Ayzam var. Küçük çiçeğim. Onuda epeydir getirmezsin. "dedi. Ziyad" Delin iyidir baba. Bana candır, kandır. Evlenme işi beni aşıyor . Evlenmek mesele değil de, sevebilmek, sevdiğinle evlenmek mühim bence. Zira gönüle hüküm geçmiyor bilirsin. Ben kalkayım bir daha ki gelişimde Ayza'yı da getiririm inşallah. Arayıda bu kadar açmam artık. Allah 'a emanet ol baba. "diyerek Halid' in elini öptü. Sevmek hakkında Ziyad'ı konuşurken görmek Halid'i şaşırtsada belli etmedi, hak verdi. Gönül hüküm dinlemezdi. "Selametle Reis. Sende Allah 'a emanet ol. "dedi koca kurt Sidi Halid.

***

Rosaline  eteğinden çekiştiren Ayza' ya gülerek baktı. "Hadi ama Ros kalk artık. Söz vermiştin bahçede gezecektik "dedi . Ros "Tamam prensesim ama kısa süreliğine tamam mı? Yetiştirmem gereken işlerim var ."dedi. Ayza'nın elinden tutarak bahçeye doğru giderken Samira  karşılarında belirdi."Hey Kuzeyden gelen neydi adın ?"diye sordu. Ros cevap verdi "Rosaline"dedi oysa ki Samira adını gayet iyi biliyordu. Amacı Ros'u değersiz göstermekti. "Benim odamın temizlenmesi gerekiyor.Dip köşe bir temizlik istiyorum ."dedi. Ayza "Ama teyze biz bahçeye çıkıyorduk.Nazire abla temizliyor ya "dedi. "Sen sus Ayza bugün Rosaline temizleyecek ,hemen "dedi Samira. Rosaline  "Sonra çıkarız prenses "dedi. Ayza yüzünü asınca Samira "Odana çık sen Ayza, ortalıkta dolaşma" dedi.Küçük kız eve doğru koşarken ağlamaya başlamıştı. Ros Samira'ya kızgın gözlerle bakarken Ayza için üzülmüştü. Eve doğru yürüyüp Samira' nın odasına çıktı. Odayı birbirine katmıştı. Her yerde kıyafetler saçılıydı. Ros ve Samira göz göze gelince Samira "Ne duruyorsun temizlesene " dedi. Ros kıyafetlere yöneldi toparlayıp askılarına asarken Samira "Bir saate bitirmiş ol,oyalanma ."diye söyleniyordu. Samira giderken Ros işe koyuldu. Tüm bu dağınıklığı bir saatte nasıl toparlayıp, bu derisi kara cadının odasını temizleyecekti. Derdi neydi bu kadının? Kıyafetleri bitirince hemen odayı havalandırdı , düzenledi ,tozları aldı. Yerleri silmek için kovaya su doldurdu. Bitirmek için acele ederken alnı boncuk boncuk terlemişti. Silmeye başlamıştı ki duyduğu ses ile irkildi.

"Sen ne yapıyorsun?"..........

*Değerli okuyucularım KUZEYDEN GELEN benim ilk kitabım. Okuyup yorumlarınızı bekliyorum. Fikirleriniz benim için önemli. Bu hikayemi sizinle birlikte büyütmek istiyorum*