Nasılsınız? İyi olmanızı umuyorum.
Keyifli okumalar...
&
Hem kolumda, hem bacağımda hissettiğim o acının bir tarifi yoktu. Ama fiziksel acı, ruhsal acının yanında hiçbir şeydi.
***
Hepimiz arabanın içindeydik. Altan arabayı hızla sürüyordu. Ne ara arabaya gelmiş, ne ara yola çıkmıştık hiçbir fikrim yoktu. Her şey çok hızlı bir şekilde gelişmişti.
Kafam Asu'nun bacaklarının üzerindeydi. Gözlerim kapanmak için direniyordu. Daha fazla kendimi zorlayamazdım. Gözlerim kapandı.
"Hayır Vera, aç gözlerini. Dayan, tamam mı? Aç gözlerini, aç!" Gözlerim kapalı olsa bile hâlâ bilincim yerindeydi. Asu'nun bağırışları başımın ağrısını arttırıyordu.
"Asu, tamam sakin ol biraz!" Sesleri duyuyor olsam bile tam anlamıyla ne dediklerini kestiremiyordum. Tüm bedenim uyuşmuştu, istediğim tek şey derin bir uyku çekmekti. "Nasıl sakin olabilirim Levent! Ya ölürse? Ne yapacağız?" Gözlerimi hafifçe araladım.
"Vera! Sakın kapatma gözlerini." Gözlerim tekrar kapanmasın diye büyük bir uğraş gösteriyordum. "Bak sana ne anlatacağım, iyi dinle tamam mı?"
Haraketlerim kısıtlıydı, bu yüzden sadece kafamı sallamakla yetindim. "Benim bir annem yok, hiç olmadı." Söylediklerine kulak verdim.
"Annem beni küçükken terk etti. Babamı sevmiyordu ama babam benim doğmamı çok istiyordu. Bu yüzden annem beni doğurduktan sonra babama bıraktı. Ben on yaşımdayken babam daha fazla dayanamayarak intihar etti. Zaten babamın intiharından sonra kimsesizler yurduna verildim. Orada hep zorbalık gördüm." Hızlı bir şekilde aceleyle konuştu.
Gözlerimden bir damla yaş aktı çeneme doğru.
"Bu zorbalıklara dayanamadım ve yurttan kaçtım, yaklaşık iki sene sokakta kaldım. Bir gece..." Devam etmesini bekledim. Gözlerinden bir kaç damla yaş firar etti.
O yaşları silmek çok isterdim ama kolumu kaldıramıyordum. Hareket edemiyordum.
Ne olmuştu o gece? Gözlerim daha fazla direnemedi ve kapandı. "Vera! Dinle, kapatma gözlerini!"
Gözlerimi aralamaya çalıştım, biraz da olsa başarmıştım. "O gece acıktığım için bir mekanın yanındaki çöplüğe gittim. Yemek ararken bir adam geldi yanıma. Aç olup olmadığımı sordu. Ben de aç olduğumu söylediğimde 'sana yemek veririm' dedi. O zamanlar daha küçüktüm, anlayamadım. Başka çare bulamadım gittim. Bir oyun oynayacağımızı söyledi, sonra ise yemek vereceğini."
Kısa bir süre duraksadıktan sonra derin bir nefes alarak devam etti.
"Ben o gece orada tüm masumluğumu kaybettim, Vera. O adam benim masumluğumu kaybetmeme sebep oldu. O günden sonra ben değiştim, bambaşka biri oldum. O piç, benimle işini bitirdikten sonra gitti. Ben orada yaşama isteğimi kaybettiğimi sandım. Ama bir şey oldu, Levent beni buldu. Bana hayat verdi. Arkadaşlarıyla beraber çalıştım, bana eğitim verdiler. On iki yaşımda silah kullanmayı öğrendim. Ve ben artık kimsesiz olmadığımı farkettim." Levent beni kurtardığı gibi, Asu'yu da kurtarmıştı.
"Sonra biz hepimiz, kardeş olduk. Beni aralarına aldılar. Efe, Altan, Levent, Atilla. Ve sonra sen geldin. Bu kısa süre içerisinde sen de benim kardeşim oldun. Ne olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım, sen benim kardeşimsin, Vera. Lütfen gitme..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TEK SEN
Teen Fiction"Madem beni seviyorsun, benim için canını bile verirsin, o zaman gözlerimin önünde öldür kendini. Bu sayede inanırım senin sevgine." Kahkaha atarak demir parmaklıklardaki kilidi açtı. Başlıyorduk yine... "O kadar aptal değilim, Vera." Üzerime doğr...