Keyifli okumalar...
&
Merdivenlerden inmeye başladım. Aşağıya indiğimde küçük bir alan ve ilerisinde dört tane oda yer alıyordu. Nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Rastgele bir odaya girdim. Lunaparkta bana çarpan adam... Levent onun üzerine çıkmış, durmadan yumruklarını yüzüne geçiriyordu.
"Asu!" Herkese sesimi duyurmak için Asu'ya seslendim. Kapıdan girdiklerinde sarışın adamın yüzüne büyük bir şaşkınlık ve öfkeyle bakmaya başladılar. Bir şeyler dönüyordu fakat ne olduğunu kavrayamıyordum. Asu'ya dönerek konuştum. "Bu adamı tanıyor musunuz?" Asu yerinde buz kesilmişti, iyi görünmüyordu. "Asu?"
Ellerimle omuzunu dürttüğümde irkildi. Asu nefretle gözlerini adama dikti. "Tanıyoruz," cebinden çıkardığı kalın, sivri bıçağı hızla adamın bacağına geçirdi.
Atilla, Levent'i durdurmaya çalışıyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım, bende Asu'yu durdurmaya çalıştım. "Durun! Bu adamdan alacağımız cevaplar var, ölmemeli!" Atilla'nın sesiyle Asu ve Levent durakladı.
En sonunda Asu'yu kollarından tutarak geriye doğru çektim. Bende en az onlar kadar bu adamı, o genç kıza yaptıkları yüzünden öldürmek istiyordum. Ama Atilla'nın bu adamdan alacağı cevaplar vardı belli ki.
Yerde yatan sarışın adamın gözleri bana kaydı. Dudakları yukarı doğru kıvrıldığında kaşlarımı çattım. "Sen..." Gözleriyle bedenimi arsız bir yavaşlıkla süzdüğünde kendimi çok rahatsız hissettmiştim.
Adama doğru atılacağım esnada Levent, sarışın adamın bacağındaki bıçağı çıkartarak üzerine çıktı. Bıçağı sert bir şekilde şah damarına dayadı. "Bir daha kızıma o gözlerin değerse..." Bıçağı boynuna bastırdığı sırada adam acıyla inledi. Atilla hızlıca öne atılarak Levent'i geriye doğru çekti.
"İlk önce istediğimiz cevapları al, sonrasında işini bitirirsin." Sarışın adam zorlukla konuştu. "İşimi bitirecekseniz size istediğiniz cevapları vermem!"
Altan nefretle adamın gözlerine baktı. "Kes sesini Mirza!" Adının Mirza olduğunu öğrendiğim adam dudaklarını birbirine bastırdı. Onun kim olduğunu şimdiden çok merak etmiştim. İyi biri olmadığı kesindi.
Mirza bir süre Levent'e baktı. Sonrasında nefes almaya çalışarak konuştu. "Bu kadını da öldürmemi ister misin? Hepiniz tekrardan sağ çıkacağımı biliyorsunuz." Bu kadını da derken ne demek istiyordu?
"Sen bizi takip ettin!" Dedi Asu aydınlanarak. Yüksek sesle bağırdı. "Vera'yı öldürmek istedin!" Beni neden öldürmek istiyordu ki? Asu yavaşça gözlerini Levent'e çevirdi. "Biliyor muydun?" Levent başını aşağı yukarı salladı.
"Biri bana neler döndüğünü anlatsın!" Herkesin odağı olduğum sırada Asu, kolumu tutarak beni merdivenlerden çıkardı. "Anlatacağım." Fazlasıyla öfkeli görünüyordu.
Depo gibi olan bu lanet yerden uzaklaştık. "Arabaya geçelim." Kafamı sallayarak arka koltuğa oturdum. Yanıma geldiğinde arkasına yaslandı. Elleriyle şakaklarını ovuşturdu. "Hiç iyi şeyler olmayacak," diye fısıldadı bıktığını belli eden sesiyle. "Neler oluyor Asu?"
Asu bir süre sessiz kaldı. Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı. "Sana o gece anlattığım şey..." Devam etmesini belli eden bir bakış attım. "Bir kadın vardı,"
"Evet, hatırladım. Sonra Levent geldiği için susmuştun," kafasını onaylar anlamda salladı. "Buket, bir aralar bizimle çalışan biriydi. Bizle pek iyi anlaşamazdı, ama onu severdik. Sonra bir şey oldu. Levent, Buket'e bizim verdiğimiz değerden daha fazla değer vermeye başladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TEK SEN
Teen Fiction"Madem beni seviyorsun, benim için canını bile verirsin, o zaman gözlerimin önünde öldür kendini. Bu sayede inanırım senin sevgine." Kahkaha atarak demir parmaklıklardaki kilidi açtı. Başlıyorduk yine... "O kadar aptal değilim, Vera." Üzerime doğr...