freefall | chanbaek

birinci bölüm

"Merhaba Bay Byun, ben sosyal hizmetler görevlisi Park Chanyeol. YiWoo için inceleme yapmaya geldim." Bir elimi kapıya diğerini de kapının yanındaki kolona yasladım karşımdaki adama bakarken. İnceleme için bir görevli göndereceklerine dair bildiriyi alalı henüz iki gün oluyordu. Bu kadar erken geleceklerini düşünmediğim için hazırlıksız yakalanmıştım.

"Tabii," dedim kısık sesle. Bir adım kenara kayıp görevlinin içeri girmesine izin verdim. Aşağı sarkıttığı kağıtları kaldırıp eve girer girmez etrafına bakınarak birkaç not aldı ve sonra koltuğa geçip oturdu. Gözlerim korkuyla yaptığı her hareketi birer birer izliyordu.

"Bir şeyler içmek ister misiniz," diye sordum. Bir şeyler içmek belki ortamı yumuşatır diye düşünüyordum ama çok zordu; oğlumu benden alırlar diye ödüm koparken bunu belli etmemeye çalışmak çok zordu.

"Hayır, oldukça kısa sürede bitirip ofise dönmek istiyorum. Hazırsanız sorularla başlayacağım. Burada yazanları doğrulamam gerekiyor." Benim aksime hiç de endişeli görünmeyen adam oturduğu koltukta bacak bacak üzerine attı ve elindeki kağıtları dizinin üzerine koyup bilgilerimi okumaya başladı. Eliyle oturmamı işaret edene kadar ayakta kaldığımı bile fark etmemiştim. Ne dediğimi benim bile anlamadığım bir şekilde mırıldanıp karşı koltuğa oturdum.

"Baba adı Byun Baekhyun diğer baba adı Choi Yuhi, değil mi?" diye sorduğunda başımı evet anlamında salladım. Boşanmamızın ilk zamanlarında bu denetlemeler daha sık yapılıyordu o yüzden alışkındım bu sorulara cevap vermeye.

"Net ve sesli cevap alayım Bay Byun," dedi sanki benimle zıtlaşıyormuş gibi bir tonda. Terleyen avuç içlerimi dizlerime silerken kısa bir pekala mırıldandım ve sorusuna evet dedim. Aslında oldukça yumuşak saçları ve yüz hatları vardı ama bunun aksine sesi ve bakışları netti. Başını kağıtlardan kaldırmadan soruyor ve cevabım hiçbir şeyi değiştirmeyecekmiş gibi kağıtta tutmaya devam ediyordu gözlerini.

"Baştan size çocuk vermekle hata yapılmış gibi görünüyor. İki baba ile birlikte annesiz büyüyecek bir çocuğun ruh sağlığının ne kadar dengesiz olacağını nasıl öngörememişler hayret ettim." Adamın gereksiz yorumları beni daha da gererken sözlerinden belliydi başıma bela olacağı. Söyledikleri sinirimi bozduğu için onda daha da uyuz olacak şeyler aramaya başladım. Saçlarını doğru düzgün taramamıştı, kıvırcık saçları düzensiz bir şekilde alnına dökülürken giydiği ince sweatin yakasının altından gri tişörtün yakası görünüyordu. Pantolonundaki kemer bölümüne astığı kart olmasa sosyal hizmetlerde çalıştığına asla inanmayacağım bir tipi vardı. Kibirli bakışları ve yaptığı yersiz yorumları ile konuşmaya devam ediyordu.

"Eski eşinizle boşanma sebebinizin şiddetli geçimsizlik olduğunu görüyorum. Bunun oğlunuzu etkileyeceğini hiç düşünmediniz mi?" Başını kaldırıp bana hiç de cevap beklemiyormuş gibi baktığında koltukta duran yastığı alıp bacaklarım üzerine koydum. Köşesini avuç içime alıp sıkarken adamın yüzüne hafif tebessümle baktım. Kendimi gülümsemeye ve sakince cevap vermeye zorladım. Kaybedersin dedim kendi kendime, oğlunu kaybedersin Baekhyun. Sakin kal.

"Aramızda geçen olumsuz durumları oğlumuza yansıtmamaya özen gösterdik. Aramızdaki şiddetli geçimsizliğin temel sebebi diğer babasının son zamanlarda sergilediği alkolik tavrıydı ve bunun oğlumu etkilememesi için elimden gelen her şeyi yaptım. Ayrıca Bay Park, oğlumun psikoloğu eski eşimle aramızda yaşanan tartışmaların oğlum üzerinde hiçbir kötü etkisi olmadığını söyledi. İki babaya sahip olmanın da."

Dediklerim onu tatmin etmemiş olacaktı ki ufak bir hm sesi çıkarıp kağıtta yazılı olan bir şeyin üzerini çizdi. Daha fazla konuşacak gibi olsa da kolundaki saate bakınca ayaklandı. Evimden çıkıp gitmesi için bir şeyler yapmak istiyordum.

"Oğlunuzun odasını görebilir miyim?"

Hayır demek istesem de tabii diyerek önden yürüdüm ve oğlumun odasının kapısının açıp kenara çekildim. Adam Yiwoo'nun odasına girip birkaç şeyi inceledikten sonra söylenerek kapıya doğru yürüdü.

"Buranın oğlunuz için iyi bir yetişme ortamı olduğunu düşünmüyorum. Her şeyi geçtim, para kazanmayan bir babayla daha fazla yaşayamaz. En kısa zamanda oğlunuza daha uygun bir aile bulacağıma emin olabilirsiniz Bay Byun, onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir baba ve ona gerekli ilgiyi verebilecek bir anneye sahip olan bir aile."

Adamın dediği şeyle birlikte hızla peşinden yürüdüm ve kolunu tuttum. Bunu yaptığıma pişman eden bakışları gözlerimi bulduğunda elimi çekmek yerine daha sıkıca tuttum kolunu. İki dakika bile sürmeyen incelemesiyle oğlumun benimle kalmasına izin vermeyecek kadar neyi gördüğünü zannediyordu anlamış değildim. Tamamen homofobik tavır sergiliyordu ve sırf bunun için oğlumu benden ayırmasına izin veremezdim.

"Ne demek oğlumu başka bir aileye vereceksiniz? Beyefendi evimde bir kusur yok, oğlumda bir kusur yok. Her şeyi onun için en iyisi haline getirmeye çalışıyorum. Bir anda işten atılmam benim sorunum değildi. Bakın ben gerçekten bir iş bulmaya çalışıyorum. Bana biraz daha zaman verirseniz eğer-"

Kolunu tehditkar bir şekilde sıkan elim şimdi yalvarmak için usulca tutar konuma gelirken adam kesin bir tonda konuşuyordu. Kolunu elimden kurtarmak için geriye doğru çektiğinde birkaç adım geriye doğru ilerledim.

"Yiwoo'yu size vererek çok büyük bir hata yapmışlar zaten, bu hatanın daha uzun sürmesine izin vermeyeceğim. Sizin yerinizde olsam oğlunuza durumu en az acı verecek şekilde açıklar ve onun mutluluğu için bu aykırılıktan uzak durmaya çalışırdım." Aykırılık? Eşcinsel oluşuma laf etmesi sinirden güldürecekti beni resmen. Kurul kararıyla çocuk evlat edinmemizde bir engel olmadığına karar verilmişti. Evim ve ailem bizim için uygun görülmüştü. İstemsizce gelişen boşanma ve işten çıkarılma durumları benim sorunum değildi.

Ağzımı açıp iki laf edeceğim sırada adamın telefonu çaldı. "Kendim çıkarım," diyerek telefonu açtı ve kulağına koyup öylece kapıdan çıkıp gitti.

Bana da oğlumun ne zaman elimden alınacağını bilmeden korku içinde beklemek düştü.

***

Merhaba, dünyanın en klişe ve en eğlence amaçlı yazılmış ficine hoş geldiniz! Mantık hatalarını, sonuçlanmamış olayları ve duygusal patlamalarıma göre şekil alan sahneleri maruz görerek okuyun lütfen!