beşinci bölüm

132 20 3
                                    

"Bir saate kadar hazırlanıp mutfağa ineceğim. Bir şeyleri geceden halletmem gerekiyor ama bu adamı oğlumla odada yalnız bırakmak istemiyorum."  Elimdeki telefonu biraz daha havaya kaldırdım ve arkamdaki tekli koltukta oturarak uyuyan adamı gösterdim. Bizimkileri arayıp her şeyi anlatmak için gece olmasını ve milletin uyumasını beklemiştim.

"Annem yer yatağı hazırlamadı mı size, dolapta fazladan örtü var oğlum alsanıza." Minseok telefonun dibine girince sanki arkamdaki adamı daha da yakından görebilecekmiş gibi hareket ettiğinde gülerek gözlerimi devirdim. Yiwoo ve Chanyeol uyuduğu için biraz daha fısıltı ile konuşmaya çalışıyordum ama telefonda bağırıp duran canım arkadaşlarım bana köstek olmaktan başka bir şey yapmıyordu.

"Sence adam yerde götümün dibinde yatmak ister mi Minseokcuğum bi' düşün bakalım," dedim arka kamerayı açıp baştan aşağı Chanyeol'ü gösterirken. "Sırf bana yakın durmamak için koltuğa geçti uyuyor böyle ceset gibi anasını..."

Sessizce mırıldandım ve uyumayıp bizi dinliyor olma ihtimaline karşılık küfürümün devamını getirmedim.

"Jongin işten izin alabilseydi biz de yanına gelecektik ama uyuz patronu izin vermemiş. Onu yalnız bırakınca huysuzlanıyor biliyorsun," dediğinde başımı salladım. Telefonu yere bırakıp Jongin'in öteden ne alakası var diye bağırmasını dinlerken oğlumun üzerini örttüm biraz. Ayağa kalkıp telefonu da aldıktan sonra sessizce odadan çıktım ve aşağı kata indim. Hala kavga etmeye devam ediyorlardı.

"O değil de, iğrenç hissediyorum cidden. Bu adam sürekli bana iğrençsin, hastasın ayağına yatıyor. En son lisede böyle zorbalandım onca sene sonra ne alaka be şimdi," derin bir nefes alarak telefonu tezgaha yasladım ve kulaklıklarımı cebimden çıkarıp kulağıma taktım. Menüyü yeniden düzenlemek için yemeklerden bir tane yapıp fotoğrafını çekecektim. Gece vakti bunun için uygun değildi ama uyku tutmuyordu ve bir şeylerle uğraşmam gerekiyordu.

"Dönsün de kendisine baksın pislik herif ne hakla sana böyle sözler edebilir ya?" Sehun sohbete dahil olduğunda eğilip ekrana öpücük attım ve sonra işime geri dönüp menüdeki bir numaralı çıtır tavuk için tavukları ayarlamaya başladım.

"Şu senin eski koca ne alaka, takip etti beni şimdi instagramdan." Jongin'in bir anda söylediği şeyle bir anda ne diye bağırınca evdekiler aklıma geldi ve hemen ağzımı kapattım.

"Ne demek seni takip etti, lan hani siktirip gidiyordu hayatımızdan ne alaka bu adam? Gizliye al hesabını engelle sonra. Hepiniz engelleyin görmesin hiçbir şey ne alaka be?" Hızlı hızlı konuşmaya başladım telaştan.

"Önce aldatıp evliliği bitiriyor sonra da ne haldeler diye bakmak için arkadaşlarımı mı takip ediyor şerefsiz," ellerimi tezgaha yaslayıp sıkarken ekrana baktım ters ters.

"Mümkünse bir süre eski eş lafını duymak istemiyorum. Adamın yalancılığını hatırladıkça içim ürperiyor of," tezgahtan ellerimi çekip kendime sardım ve üşümüş gibi olduğum için kendimi ısıtmaya çalıştım.

"Sobayı yakmayı bilmiyor musun? Bir kibrit sallamaya bakar."

Bir anda arkamdan gelen sesle irkilerek yerimde sıçradım resmen. Kulaklığın birini çıkarıp tezgaha bırakırken görüntülü konuşmada olan çocuklar saçma sapan konuşmaya başlamıştı hemen.

"Oha, görevli dediğin adam bu mu? Bize karşı görev de yerine getiriyor muymuş sorsana?"

"Adamdaki sese bak, Baekhyun ilk geceden bunun yanına kıvrılmadıysa arkadaşımız aklını kaybetmiş demektir."

Söyledikleri saçma şeylere karşılık elimin tersini ekrana gösterip vuracak gibi yaptım hepsine ve "saçma sapan konuşmayın oğlum daha en başta ne dedim ben size," dedim.

freefall | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin