üçüncü bölüm

134 22 3
                                    

"Bu yüzden tek başına bu çocuğa bakmaya yeterli olmadığını söyledim Byun, dedi. Herife bak ya geçti karşıma ahkam kesti resmen."

Sehun kucağındaki patlamış mısır kovasına biraz daha sarıldı ve ağzına bir avuç mısır attı. Gözünü televizyondan ayırmadan "çok üzüldüm ya,"gibi bir şeyler mırıldandı. Zaten ağzı dolu olduğu için hiçbir şey anlaşılmıyordu dediklerinden.

"Bu kadar üzülme babacım, bak mahvettin kendini," dedim bir elimi ensesine götürüp saçlarını okşarken. Bana doğru dönüp sahte bir gülüş attıktan sonra önüne döndü ve mısırını yemeye devam etti. Yeşil ekranda sürekli koşup duran erkekleri görmek yeterince başımı ağrıtırken bir de sesi sonuna kadar açmış olması delirtiyordu beni.

"Ne yapmayı düşünüyorsun? Anlaşılan adam sana bayağı kafayı takmış, alacak Jiwoo'yu senden. Bir yolunu bulmamız lazım." Jongin tekli koltukta bana doğru döndü ve elindeki soju şişesini dudaklarına götürüp bir yudum aldı.

"Bilmiyorum ki Jongin, öncelikle kendime bir iş bulmam gerekiyor. Ama bu işin saatleri oğlumu okula götürüp getirmeme ve onunla vakit geçirmeme uygun olmalı. Böyle bir meslek mi var sanki?"

Minseok bir dizini karnına doğru çekti yerde otururken. Ortadaki büyük sehpanın üzerinde duran soju şişesini alıp bardağına döktü biraz.

"Ne kadar maaş aldığın önemli mi? Aklıma bir fikir geliyor ama biraz dolandırıcılık yapacağız gibi," dedi gözleri fıldır fıldır dönerken. Oğlumu düşünüyorsam yasalara uygun davranmam gerekiyordu ama yasalara bağlı kaldığım zaman da oğlumu benden alacaklardı.

"Lütfen Sehun'un fikirlerinden daha zekice olduğunu söyle," dedi Jongin koltukta biraz öne doğru eğilerek oturup dikkatini Minseok'a verirken.

"Babamların tavuk dükkanını biliyorsun değil mi, deniz kenarında olanı. Bir haftalığına oraya gidin. Zaten kar tatili olacak buradaki kar yağışından, sabah haberleri izlemek bir işe yaradı sonunda."

Minsek planını anlatırken merakla dinlemeye başladım. Jiwoo ile babasının restoranına gelmemi ve bir hafta deneme işi yapıyormuş gibi görünmemi söylemişti.

"Bizim tavukçunun sosyal medya şeyi olursun işte, ne bileyim logo falan bastırırız. Instragram hesabı açarız, gerekirse sana zaman kazandırmak için video çeker röportaj yapar gibi yükleriz bir yerlere. Bayağı bir gelen giden oluyor zaten, annemlere Baekhyun boşandığı için kendini çok boşlamıştı biz de biraz işle uğraşsın diye buraya getirdik derim. Maaş işini de annemlerden gizli olarak ben tavukçunun hesabından sana atarım."

Aslında hiç de fena fikir değildi. Bir hafta orada çalıştıktan sonra hem kendimi insanlara tanıtmış olur belki başka firmalara istek gönderirdim hem de şirketin son paramı yatırma süresine kadar biraz para kazanmış olurdum ama Minseok'un ailesinden gizli bir iş yapmasına izin veremezdim.

"Minseok, annen o kasadan 5 kuruş aldığımı öğrenirse tavuk yerine beni pişirir, biliyorsun değil mi?" Jongin başını yukarı aşağı sallayarak bana hak verdiğinde Minseok Jongin'in bacağına vurdu hızla.

"Zaten 5 kuruş eksilmeyecek kasadan. Ben kendi paramla geri kapatacağım. Amacımız sana para akışı sağlandığını kanıtlamak, gerisi önemli değil zaten."

İyi fikirdi, keyfimi yerine getirmişti.

"Tamamdır, kabul ediyorum!" dedim büyük bir hevesle. Ama işler hiç de beklediğim kadar kolay ilerlemedi. Chanyeol yine karşıma çıkmış, karşı çıkmıştı.

"Bu evden ayrılmanız mümkün değil Bay Byun, her ne kadar bana kaçıyormuşsunuz gibi gelse de."

Bay Park tüm işimi bozmuştu, şehir değişikliği yapmamın nasıl etkileyeceğini sormak için şirkete gitmiştim ve keşke gitmeseymişim dedim içten içe.

"Ama çalışmak için gidiyorum. Hem kalıcı olarak değil bir haftalığına." Hemen kendimi savunmak için konuştuğumda Chanyeol oturduğu sandalyeye biraz daha yaslandı ve kağıt yığını arasından bir tanesini çekip bana doğru uzattı. Öne doğru eğilip kalemle bir cümleyi bana işaret ederken önce ona sonra da önümdeki kağıda baktım.

Gözetim altında olmadan şehir değişimi yapmamın inceleme dönemi içinde imkansız olduğu yazıyordu.

"O zaman siz de bizimle gelin, bir hafta zaten. Gözetim altında olmamı sağlarsınız." Tek kaşını kaldırıp bana ne saçmalıyorsun der gibi baktı birkaç dakika. Haklıydı da, neden bir anda onu çağırmıştım ki? Tüm planımızı altüst edecekti resmen. Bir elimi alnıma götürüp parmaklarımı şakaklarıma bastırdım. Başıma bir ağrı girmişti. Şu tez canlılığımı bırakmalıydım.

"Geleceğim ve bir haftalık bir işle bu çocuğun babası olmak için yeterliliğinizi kanıtlayamayacağınızı size göstereceğim," dedi elindeki kağıdı hırsla masaya bırakarak. Hayır be adam ben deliyim teklif ediyorum sen niye kabul ediyorsun, niye yani?

"Kim kime neyi kanıtlayacak göreceğiz Bay Park," dedim ayağa kalkarak. O da benim gibi ayağa kalkıp elini bana doğru uzattı. "Chanyeol," dedi.

İsmini tekrar edip elini sıktım ve odasından çıktım. İlk işim bizimkilerle buluşmak olmuştu ki beklediğim ve hak ettiğim tepkiyi vermişlerdi hemen.

"Bir de havalı bir şey yapmış gibi anlatıyor ya salak!" Minseok elindeki kaşığın arkasıyla alnıma vurduğunda geri çekildim oflayarak. Ne deseler ve ne yapsalar haklılardı.

"Göt kadar ev zaten, üçünüz baş başa bir hafta yaşar gidersiniz artık birbirinizin yüzüne baka baka! Oğlum sende hiç mi beyin yok, niye adama gel diyorsun? Zaten 3 tane oda var evde, birinde seninle oğlun uyusa diğerinde adam uyusa annemle babam diğerinde uyusa nerede oturacaksınız?!" Minseok kızmaya devam ederken Sehun elindeki pipeti bırakıp bana göz kırptı.

"En sevdiğim konudur biliyor musun Baekhyun, iki düşman aynı odayı paylaşmak zorundadır ve ne tesadüf ki bir tane yatak vardır!"

Minseok bu sefer de onun bacağına bir tane vurup rahat durmasını söyledi. Resmen durumumla dalga geçip eğleniyorlardı. Aslında içinde olduğum durum oldukça komikti.

Komik ve saçma.

Özellikle de Sehun'un söylediği şeyin yaşanmak zorunda olduğunu bildiğimden daha da komik gelmeye başladı ve gülmemi durduramadım. Ben güldükçe Jongin'in yazık adam delirdi demeleri başlamıştı.

"Ne yapsan acaba adam oğlunu senden almasın diye adamı baştan mı çıkarsan?" Sehun dahiyane fikirlerini bize sunmaya devam ederken elimi kaldırıp alkışladım onu.

"Oldu yavrum bir de adamdan çocuk yapayım evli mutlu yaşayalım sonra ne dersin?"

Tam da Sehun'un hayalindeki şey olduğu için hevesle olur demişti. Bu sefer onun kafasına vurmak için kaşığı ben uzattım.

Bir plan yapmaya çalışarak akşam ettik günü. Ama ortada ne bir plan ne de çocuğumu nasıl benimle tutacağıma dair net bir fikir vardı.

freefall | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin