on dördüncü bölüm

117 20 4
                                    

Geceleri uyuyamamaya başladım. Göğsüme sokulup uyuyan biricik bebeğimin kokusunu almak içimde korku dolu rüzgarlar esmesine sebebiyet verdi ve ben bu gece de uyuyamadım. Aslında epey bir zaman geçti. Spor salonundaki iş çok saçma ve komik olsa da hırsızı yakaladım. Çaldığı malzemelerle kendi arkadaş grubuna spor salonu kurmaya çalışan ergenin tekiydi ve açıkçası bu kadar yetenekli olması hayret ettirmişti. Spor salonunun ilan panosuna astığım ilan işe yaramıştı ve birkaç şirketin telefonumu alması üzerine kalıcı bir iş edinmiştim. Bir şeyleri bu kadar çabuk anlatmak ya da düşününce tek bir cümleyle yaşanıp bitti sanmak çok basitti ama atlatamıyordum.

Okulda yiwoo'ya yapılan zorbalıkları görmeye daha fazla dayanamıyordum. Öğretmeni değişmişti ve okuldakileri de uyarmıştık ama gözlerindeki tereddütü görmüştüm geçen gün. Babayla birlikte resim çizip okula götür günü için hepimizin denizde eğlendiği günü çizmek istediğini söylemişti, Chanyeol'ü çizmesine izin vermeme rağmen son anda fikrini değiştirip pamuk prenses ve yedi cüceler ya da arabalar çizmek istediğini söyledi. Oğlumdaki bu korkuyu gördüğüm anı atlatamadım.

Sehun gitti, uzaklaşmak istediğini söyledi ve bir sabah uyandığımda yoktu. Çocukluğuma dönüp baktığımda anılarım birer birer eksiliyor gibiydi artık. Ne oturduğumuz ev, ne peşimden koşan babam, ne Sehun'un gizlice bizim evde saklanışları. Hiçbir şey kalmamıştı geriye. Kocaman adamlar olup dert dolmuştuk.

Spor salonunda birisi ile tanıştım. Bilirsiniz, her ortamda kendiniz gibi birini bulmak çok kolay değildir. Bu yüzden tanıştığımız andan beri birbirimize oldukça ilgili davransak da oğlum olduğunu duyunca benimle ilişki içinde olmak istediğini ama bir çocuk sorumluluğunu almaya hazır olmadığını söyleyerek bitirmek istedi. Zaten daha fazla oraya gitmediğim için şimdi ne yapıyor bilmiyorum.

Gariptir ki ne yaptığını bildiğim tek kişi Chanyeol. Sürekli markette karşılaşıyoruz. Telefonda konuşarak yanlış bir şey almamaya çalışıyor ama beni görünce direkt kaçtığı için her şeyi eksik aldığına eminim. Bilmiyorum, garip bir şekilde karşıma çıkıyor her yerde.

"Baba..?"

Yiwoo'nun sesini duyduğumda hızla telefonun ekranını kapattım. Telefonun ekran ışığı onu rahatsız edip uykusundan uyandırmış olmalıydı. Masamdaki loş ışığı açıp telefonumu da komodine bıraktım ve ona doğru döndüm. Sol elimi saçlarına götürüp okşarken sorun olmadığını mırıldandım.

"Neden uyumuyorsun? Yoksa koca adamlar kafanda mı zıplıyor?" Söylediği şeye gülümseyerek saçlarındaki elimi yanağına indirdim ve başparmağımla bir ritim tutturup okşadım.

Geçen gün televizyonda sumo güreşçilerini görmüş ve ne olduklarını sormuştu. Ben de o an aklıma gelen şekilde baş ağrımın sebepleri demiştim. Şimdi başımın ağrısından uyuyamıyorum sanıyor olmalıydı. Uykulu gözlerini açık tutmak için birkaç kez kırpıyor ve ardından birkaç saniye kapalı tutup dinlendiriyor gibi yapıyordu. Başımın ağrıdığını söylemek için küçük bir mırıltı çıkarıp yaklaştım ve dudaklarımı alnına bastırdım. Çok geçmeden tekrar uyuya kaldığında ona sarılmayı sürdürdüm. Ta ki sabah çalan kapının sesiyle yataktan çıkmam gerekene kadar.

Komodinin üzerindeki saate bakarak odadan çıkarken sabahın sekizinde kapımın neden çalındığını merak ediyordum doğrusu. Bugün pazar olsa da bizimkiler akşamdan önce uğramazdı. Ne olduğunu görmek için kapıyı açtığımda postacı elinde tuttuğu zarfla bana bakıyordu. "Byun Baekhyun, 251 sokak no 13 mü," diye sorduğunda başımı salladım. Çok bariz bir şekilde bahçenin başında posta kutum vardı ve oraya bırakabileceği şeyi neden kapımı çalarak veriyordu anlamış değilim.

"Adliyeden geldiği için kimlik numaranız ve teslim aldığınıza dair kanıt değeri taşıması için şuraya bir imza alabilir miyim?" Elindeki kağıdı bana uzattığında adliyeden ne gelmiş olabileceğini düşünüp durdum. Yiwoo'nun benimle kalacak olması adli işlem gerektiren bir aşama değildi. Bir hafta önce gelen görevli her şeyin kurallara uygun olduğunu ve Chanyeol'ün normalde bir günde bitirip teslim etmesi gereken genel kontrolümün neden bu kadar uzun sürdüğünü anlamadığını söylemişti. Yani sosyal hizmetlerden gelen bir kağıt olamazdı. Açmadan içinde ne olduğunu öğrenebilsem keşke, o zaman kötüyse direkt paramparça edebilir ve öğrenmek istemediğim için son ana kadar erteleyebilirdim.

freefall | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin