sekizinci bölüm

131 19 5
                                    

"Yiwoo! Bayan Kim, Yiwoo'yu gördünüz mü?" Telaşla merdivenlerden inip aşağı katta tavukları soslayan kadına sordum soluk soluğa. Yüzündeki rahat gülümsemeyi pencereye doğru uzattı ve sonra bana döndü. "Sen böyle çok uyuyunca canı sıkıldı. Chanyeol de onu denize götürdü. Meraklanma, Kim amcanı da yanlarına gönderdim."

Hafifçe merdivenin bitiş yerindeki duvara yaslandım ve ellerimi yüzüme çıkarıp sıkarak saçlarıma doğru götürdüm. Dün Chanyeol ile arabada konuştuklarımız tüm gece rüyalarımda dönüp dolaşıp beni kovalamıştı. Geçen gece de uyumamış olmanın verdiği yorgunlukla neredeyse öğlene kadar uyumuştum.

"Bir şeyler hazırlayayım mı?" Bayan Kim'in sorusunu kibarca reddedip yukarı çıktım. İkisini baş başa bırakmak istemediğimden hızlıca duş aldım ve giyinip sahile gittim.

"İnsan bi uyandırır di mi ama uyandırır! Sen kimsin de oğlumu alıp kendi başına denize götürüyorsun ya!"

Elimdeki telefonu ağzımın dibine sokup bağırırken diğerleri daha sesi göndermeden grupta beni yargılayan mesajlar atmaya başlamıştı bile. Sesi gönderdikten sonra Sehun'un attığı sesin üstüne bastım.

"Bu adam senin oğlunu kıskanmış olmasın? Baksana senden çalmaya çalışıyor sanki."

Yok canım, dedim kendi içimden. O kadar da uzun boylu değildi. Zaten küçücük bir sahildi. İki adım atsalar gözümün önünde olacakları için oğluma yakınlaşmaya ve kendini sevdirmeye çalışması direkt fark edilirdi.

"Şimdi size bir sır veriyorum dinleyin, of jongin sus da dinle, chanyeol kısırmış! İnanabiliyor musunuz o boy o pos o endam boş yani işlemiyor. Neyse sanırım hiç çocuğu olmayacak diye üzülüp duruyor kendi içinde. O yüzden Yiwoo ile vakit geçirmesi beni sinirlendirmiyor da benden gizli bir şeyler yapması delirtiyor."

Sesi gönderip hemen kimlerin dinlediğini kontrol ettim. Tüm grup yine iş başında olduğu için hemen dinleyince rahatlayıp olduğum yerde durdum. Tam karşımda oynuyorlardı ve fazla yaklaşırsam konuşmamı duyabilirlerdi.

"Chanyeol'e eğer yiwoo'nun seninle kalmasına izin verirsen ona sperm bağışlayacağını ve böylece ilerideki eşinin hamile kalmasını sağlayabileceğini söyle. Anlaşma anlaşmadır."

Jongin'in attığı ses kaydını alıntılayıp hızla konuştum. "Bana bak eşek, doğru düzgün konuş insanların geleceği hakkında. Ayrıca ben niye kendi spermimi başkasına veriyorum ya. Çok istesem kendim taşıyıcı anne aracılığı ile çocuk sahibi olurdum. Evlat edinmemin bir sebebi var,  çok isteyen evlat edinebilir. Bu kadar çok seviyorsa."

Son sesi de gönderip telefonumu sessize aldım. Arka cebime koyup birkaç adım atarak suyun içinden gelen seslere ilerledim. Bay Kim kumsala oturmuş ikisinin videosunu çekerken Chanyeol bir elini oğlumun karnına koymuş diğer eliyle de bacaklarını hareket ettirerek yüzmeyi öğretiyordu. Bay Kim'in yanına oturup cebimdeki telefonu çıkardım ve kumsala bıraktım.

"Sen de girsene suya, iki kişi eğlenceli olmaz sen de git hadi."

Bay Kim'in omzumdan beni itekleyip durması ile ayağa kalktım. Altımdaki kot şortu ve üstümdeki tişörtü çıkarıp şort mayomla birlikte suya doğru koştum.

İkili beni gördüğünde eyvah diyerek suda kaçmaya çalıştıklarında çoktan suya girmiştim bile. Buz gibi su bileklerimden dizlerime doğru yükselirken kendimi kasarak titrememi durdurmaya çalıştım.

"Bu ne soğuk su! Chanyeol çocuğu hasta edeceksin!" Bağıra bağıra onlara doğru yürürken suyun içinde adım atmakta zorlandığım için dağa tırmanıyor gibi görünüyordum.

"Babiş! Su çok güzel, baksana!" Yiwoo suya vurarak Chanyeol'ün üstüne su atarken Chanyeol ellerini onun kollarının altından sarmış ve suyun üzerinde kalmasını sağlıyordu.

freefall | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin