utanç

330 35 13
                                    

"Bence çok düşünüyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





"Bence çok düşünüyorsun." dedi Hongjoong masa başında oturan sevgilisine. Endişeleniyordu. Daha fazla düşünüp kafaya takarsa sevgilisinin sonunda hasta olacağından endişeleniyordu.

"Düşünmeyip ne yapayım?" dedi Seonghwa sıkıntıyla iç çekerken. "Sen söyle Hongjoong, ne yapayım?"

Sayısız kez mail gönderdiği şirketlerden bir tanesinden bile geri dönüş alamayınca attığı mailleri tekrar ve tekrar kontrol ediyor, 'Acaba yanlış bir şey mi yazdım?' demekten kendini alıkoyamıyordu Seonghwa. Yaklaşık iki senedir prestijli bir şirkete girmek için bir taraflarını yırtmıştı ve artık emeklerinin karşılığını almak istiyordu.

Hongjoong Seonghwa'nın siyah tutamlarını küçük elleriyle okşadı ve kokladı. Biraz olsun onu çektiği bu stresten kurtarmak, uzaklaştırmak istiyordu.

"Sadece bırak." dedi. "Bırak gitsin, orası olmazsa başka yer olur. Sen elinden geleni yaptın." Elimden geleni cidden yaptım mı? Yaptım.

Bir kez daha iç çekti Seonghwa. Oturduğu sandalyeden kalktı ve sevgilisinin ellerini öptü. "Evet," dedi. "Sanırım haklısın."

Günlerdir Hongjoong'u ihmal ettiğini şimdi anlıyordu. Ona rağmen bu küçük adam sesini dahi çıkarmamış, anlayış göstermişti. İşte ona bu yüzden hayrandı. Hongjoong, onun olmak istediği her şeydi.

"Hadi uyuyalım." dedi Seonghwa. Bu gece tek isteği sevgilisiyle huzurlu bir geceydi. Onun vanilya kokusuyla geçen huzurlu bir gece.

Sırtüstü bir şekilde yatağa uzandılar. Hongjoong her zamanki gibi kedili pijamasını giymişti. Seonghwa ise...bilirsiniz, mükemmeliyetçi ve titiz bir adam uyurken ne giyiyorsa onu giymişti.

Seonghwa, "Bir şey söyleyebilir miyim?" diye sordu. Hongjoong başını olumlu anlamda salladı. "Söyle."

"Dünya üzerindeki en mükemmel insansın. En iyi olanısın. Bunu inkar edeceğini biliyorum ama nasıl düşündüğümü ve fikrimin hiçbir zaman değişmeyeceğini bil istedim."

Hongjoong güldü. Utandı. Hatta ve hatta gözleri doldu. Gecenin karanlığında Seonghwa'nın gözyaşlarını fark edemeyecek olmasına sevindi.

"Hayır..." dedi. "Sadece standartların düşük."

"Bir ihtimal ama bunlar benim standartlarım. Ya da Kore'deki en güzel dişlere sahip olman da olabilir."

"O zaman...başka bir yere gitme."

Seonghwa uyandığında yanında bir boşluk hissetmişti. Hongjoong çoktan kalkmış, ikisi için kahvaltı hazırlıyordu. Elini komidinin üzerindeki telefonuna attı ve saate baktı: 08:13. Gözü başka bir şeyede takılmıştı. Bir mail. Gönderen: KB Financial Group. Güney Kore'nin sekizinci en büyük şirketi. Ve Seonghwa'ya en uzakta olan şirket.

vaveyla| seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin