korkak

252 28 4
                                    

Park SeonghwaBenden sonsuza kadar kaçamazsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Park Seonghwa
Benden sonsuza kadar kaçamazsın.
Farkındasın değil mi?
görüldü (17:04)

Kim Hongjoong patronundan gelen bu mesajı yanıtlamadı. Çünkü verecek bir cevabı, söyleyecek herhangi bir sözü yoktu. Seonghwa haklıydı. İlişkiye girdikleri günden itibaren resmen saklambaç oynuyorlardı. Kim, bulduğu her fırsatta Park'tan kaçıyor, mümkün olduğunca görüşme sürelerini en aza indiriyordu. Tabii bu halde şirket çalışanlarının gözünden kaçmamıştı. Arada bazı çalışanlar Hongjoong'a neler olduğunu falan soruluyorlardı. O ise bu sorulara bir cevap vermiyor, "Öyle bir şey yok. Nereden çıkardınız?" gibi tepkiler vererek onları tersliyordu.

Ve bir yandan çalışıp, bir yandanda tüm bunları düşünmek onu strese sokmuştu. Streste baş ağrısına sebep olmuştu...Hongjoong bir kez daha her şeyden bu kadar çabuk etkilendiği için kendisine lanet okudu.

Bugün yanında hiç ağrı kesici getirmediğini hatırladı. Oturduğu sandalyeden bir hışımla kalkarken "Kahretsin," dedi ve alnını ovuşturdu. Bir nebze olsun odaklanabilmek için sigara içmeye çıktı.

Bu çok katlı şirketin terasında neredeyse bu saatlerde kimse olmuyordu. Herkes en alttaki terası kullanmayı tercih ediyordu. Kim Hongjoong hariç. Koskoca terası bomboş bulduğunda gülümsedi ve demirliklere yaslanıp ceketinin cebinden Marlboro'sunu çıkardı. Sigarayı dudaklarının arasına koyup yakmak için çakmağını aradı. Ancak çakmağını bir türlü bulamıyordu. Tüm ceplerini yokladı ama çakmak bir türlü çıkmadı. "Siktir." dedi sinirle. Şimdi bir de bu eksikti. Sanki her şey onu çileden çıkarmak için planlanmıştı bugün.

Çakmağı almaya geri ofisine dönecekken ona uzatılan gümüş clipper marka çakmakla durakladı.

"Alsana." dedi çakmağı uzatan ses. Sesin sahibi ise şirket sınırları içerisinde sürekli olarak Seonghwa'yla yarışmaya çalışan Alex North. Kendisi yabancı uyrukluydu. İngiltere'de doğup büyümüştü ancak kariyerine Güney Kore'de devam ettirmeye karar vermişti. Geldiği ilk günden beri Park Seonghwa'ya rakip olarak yakışıklı yüzü ve zekasıyla tüm şirkette konuşulur olmuştu.

"Teşekkürler." dedi Hongjoong ve çakmağı alıp sigarasını yaktı. Bir tane de Alex'e uzattı. "İster misin?"

"İçmem, ancak sana eşlik etmek için bir tane alabilirim sanırım." dedi Alex gülümseyerek. Bir dal aldı ve aynı şekilde yaktı. Hongjoong susuyordu. Buraya yalnız kalmayı umut ederek çıkmıştı ancak şimdi yanındaki bu adam gerilmesine sebep olmuştu.

"Hongjoong," dedi Alex ve sigara dumanını üfledi. "Park'la aranda bir şey olduğunu biliyorum."

Hongjoong yarısına geldiği sigarasını parmaklarının arasına aldı ve "Neyden bahsettiğini bilmiyorum." dedi bir şey belli etmemeye çalışarak. Eğer bu dedikodu yayılırsa biterdi.

"Hadi ama," dedi Alex Hongjoong'a doğru dönerken. "Bu çok belli veya ben çok iyi bir gözlemciyim." dedi kendinden emin bir şekilde.

Hongjoong sustu. Bu kendini beğenmiş adamdan git gide sinirlerini bozmaya başlamıştı.

vaveyla| seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin