arkadaş (m)

300 27 20
                                    

duzeltme yaptim son kismi okursaniz sevinirim 😔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



duzeltme yaptim son kismi okursaniz sevinirim 😔

Birbirlerinden oldukça uzaklaştıkları -onlar uzaklaştıklarını umut ediyorlardı- bu bir ayda epeyce şey değişmişti.

Hal hatır sormalar, ufak sohbetler gitgide azalmış ve en sonunda kesilmişti. Artık tek muhabbetleri iş üzerine olmuştu ve her iki tarafta başka bir şey söylemeye artık çekiniyordu. Hongjoong ve Seonghwa, yabancılaşıyordu.

Hongjoong, Alex'le olan ilişkisinin hangi ara bu kadar ilerlediğini kavrayamazken, aynı durum Seonghwa için de geçerliydi. İşler Jia'yla ciddileşmişti. Onunla tanışmanın kötü bir fikir olduğunu düşünmek artık çok geçti. Her şey için geçti.

Hayır.

Hiçbir şey için geç değil.

Seonghwa içinde Alex North'un da bulunduğu toplantıya zar zor katılabiliyordu. Dün gece neredeyse hiç uyumamıştı ve sabahta Jia'nın bir takım önemsiz işleriyle uğraşmak zorunda kalmıştı. Kısaca, yorgundu. Hem fiziksel, hem zihinsel yorgunluk çekiyordu.

Toplantı nihayet bittiğinde herkes odadan ayrılırken o da koltuğundan ağır bir şekilde kalktı ve kapıya ilerledi. Ancak North'un seslenişiyle kapının ağzında durdu.

"Jia'yla birlikteymişsin, tebrik etmek istedim." Alex bunları söylerken kalçasını masaya dayamış ve düz bir yüz ifadesiyle Seonghwa'ya bakmıştı. Ciddiydi.

Seonghwa yavaşça arkasını döndüğünde North'un o sinir bozucu yüz ifadesiyle karşı karşıya geldi. Şu an resmen suratının ortasına yumruğunu geçirmek istiyordu. Kendisini sıktı ve sakinliğini korumaya çalıştı. "Tamam," dedi ve arkasını döndü.

"Çifte randevuya çıkalım, ne dersin?"

Seonghwa bu sefer sinirinden sıktığı dişleriyle tekrar arkasını döndü. Sinirlendiğinde her zaman olduğu gibi göz bebekleri siyahlaşmıştı.

"Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum mu sanıyorsun?" dedi Alex'e bir adım yaklaşırken.

"Ne yapmaya çalışıyor muşum?" dedi North dalga geçermişçesine. Park'ı sinir etmek hoşuna gidiyordu. "Söylesene Park."

"Hongjoong'u kendi çıkarların için kullanmayı aklından bile geçirme," dedi Seonhgwa yumruklarını daha çok sıkarken. Hiç olmadığı kadar ciddi bir yüz ifadesiyle "Bunu ona yapma." diye fısıldadı.

"Bak..." Bir adım da Alex attı ve aralarındaki mesafeyi biraz daha kapattı. Bu sefer ciddiyetten ötürü suratında bir sırıtış belirdi. Sinir bozucuydu. "...ben rekabeti severim Park. En iyisi olmak, başarıya ulaşmak benim için bir zorunluluk, anlıyor musun? Ancak...Hongjoong'u kendi başarım için kullanmayacağım. O bunu hak etmiyor, sen de onu hak etmiyorsun. Ben de hak etmediğin şeyi senden alıyorum. Hepsi bu."

vaveyla| seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin