Toplantı sonrası geçen o kısa ve garip konuşmadan sonra Jia ve Seonghwa biraz daha yakınlaştılar. Ve bu yakınlaşmaya izin veren kişi Jia değil, Seonghwa'ydı. Seonghwa kızın kendisiyle konuşmasına izin veriyordu. Kısa sürede başlayan bu ilişkinin ipleri Seonghwa'nın elinde gibiydi."Davete gelmem cidden sorun olmaz mı?" diye sordu Jia kalem eteğini düzeltirken. Park'ın katılması gereken önemli bir davet vardı ve çoğu kişi eşiyle beraber olacağından tek gözükmek istemiyordu.
"Evet," dedi ve koltuğundan kalkıp Jia'ya doğru adımladı. Aralarında birkaç adım kala durdu ve genç hanımı izledi. Şu an karşısında Jia değil de Hongjoong'un olduğunu bir anlığına aklından geçirdi. Ne hoş olurdu dedi kendi kendine.
"Seonghwa?" Jia ona seslendiğinde düşüncelerini bir kenara attı ve gerçekliğe döndü. "Ne oldu?" diye sordu Jia ve Park'ın sıcak ellerini tuttu. Park'ın ellerini tuttu.
"Hiç..." dedi Seonghwa ve gözlerini Jia'nın ela gözleriyle buluşturdu. "...sadece tam vaktinde orada olalım, tamam mı?"
"Elbette." dedi Jia ve çalışmak üzere kendi ofisine gitti. Çıkmadan öncede Seonghwa'nın yanağına bir buse kondurmayı ihmal etmemişti. Seonghwa bundan etkilenmiyordu. Onu cezbeden herhangi bir özellik bulamıyordu Jia'da. Seonghwa'yı rahatsız eden şeyde buydu: Onun sevmeyeceğinden emindi ancak devam ediyordu.
Geri koltuğuna otururken akşamki daveti düşündü. Alex ve Hongjoong'da orada olacaktı. Ve büyük ihtimalle beraber olacaklardı. Onları beraber görmek isteyeceği son şey olsa bile bunu yapmak ve aşmak zorunda olduğunun bilincindeydi ve öylede yapacaktı.
✧
"Hongjoong-ah..." dedi North ve karşısındaki genç adamı baştan aşağıya süzdü. "...çok güzel görünüyorsun."
Hongjoong sırıtırken "Senin yanında sönük kalıyorum ama." diye dalga geçti ve arabaya bindi.
Davete gitmeyi çok istemiyordu ancak şirketin COO'sunun asistanı olduğundan katılmak zorundaydı. Bu bir davetten çok şirket çalışanları için düzenlenmiş bir eğlenceydi aslında. Alex tek başına eğlenebileceğini düşünmediğinden Hongjoong'u onunla beraber gelmesi için ikna etmeyi başarmıştı ve şimdi de davetin düzenlendiği mekana gidiyorlardı.
Işıltılı mekandan içeri girdiklerinde Hongjoong'un ilk gördüğü şey Seonghwa ve yanındaki kadından başkası değildi. Jia'yı gördüğünde kaşlarının çatılmasına engel olamamıştı. Park Seonghwa...bir kadınla. Beraber olmalarına bir anlam veremezken Alex'in ona seslenmesiyle dikkatini topladı.
"Bay Lee bizi masalarına çağırıyor, gitmek ister misin?"
"Elbette."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vaveyla| seongjoong
Fanfiction"Eğer ben bir istiridyeysem, sen de benim sakladığım kıymetli incimsin Park Seonghwa." Park Seonghwa, dört yıl önce kaybettiği aşkı tekrar aynı kişide bulur. . . . •smut!