Aldatma, sadakatsiz ve alçaltıcı görünüyordu.Bir yere oturup saatlerce bu konu hakkında çeşitli teoriler üretip araya hakaretler sıkıştırarak örnekler verebilirdim ama aldatılmak...İşte onun hakkında bilgi sahibi değildim ya da öyle olsam bile hatırlayamıyordum.Robert için yaşadığım karmaşayı ve kazayı terazide tartacak olsaydım kesinlikle karmaşanın benim için daha ağır bastığını ve önemli olduğunu söyleyebilirdim.Her ne kadar hatırlamasam da Robert'ı derinlerde bir yerlerde seviyordum ve hafızam yerine geldiği takdirde onu kaybetmiş olmanın acısını yaşamak istemiyordum.Bunun olmasını engellemek için elimden geleni yapmaya hazırdım.O akşam savaş boyalarını sürmeye karar verdim.
***
Robert bulaşık yıkarken tezgaha yaslanıp onu izlemeye başladım.Bunu yaparken onun dikkatini çekmeyi başarmıştım.Son tabağı yıkayıp kenara koyduğunda mutfak önlüğünü çıkarıp beni inceledi.
"Makyaj yapmışsın."
Sahte bir sırıtışla önemsiz bir detay veriyormuş gibi yaptım.
"Ah, o mu?Evet ufak birkaç dokunuş..."
Nemli eliyle çenemi tutup yukarıya doğru kaldırdı.
"Çok da ufak görünmüyor.Yemekten önce yapmış olsaydın, seni akşam yemeğine çıkarabilirdim."
Tebessüm ederek koltuklara yöneldi.Tam oturmak üzereyken elini tutup kendime doğru çektim.
"Madem öyle diyorsun...Neden dışarı çıkmıyoruz?"
Gözlerini etrafta gezdirip garip hareketlerimi fark ettiğini belli edecek bakışlar yaptıktan sonra omzunu silkip kapıya yöneldi.
"Olabilir.Gidelim."
Gülümseyip ellerimi çırptım.
"Harika!Hastaneden beri dışarı çıkmadım.Beni nereye götüreceksin?"
Dış kapıya doğru gitmekten vazgeçip işaret parmağını havaya savurdu.
"Nereye gitmek istersin?Dışarı sen çıkmak istiyorsun, sen seç."
Ellerimi ovuşturarak gitmek istediğim yeri tasvir etmeye başladım.
"Güzel bir yer olmalı.Bende anısı olan hatırlamamı kolaylaştıracak bir yer ve...Ambiyansıyla beni büyüleyecek, orada olduğum için beni mutlu edecek...Buldum!Şu ortağı olduğum kafeye gidebiliriz.Hem oradan da arabayla sahile geçeriz.Ayakkabılarımız elimizde...Yürüyüş yapıp eski tatil anılarımızı canlandırırız.Şahane olmaz mı?"
Robert planımı hayretle izliyordu.Gideceğimiz yer onun için sıradan bir kafeydi.Neyi bu kadar abartılı ve süslü anlattığımı kestirememişti bir de tatil olayının devamını biliyor olmam vardı.Onu nereden bildiğimi algılayamamıştı.Videoları izlediğim detayına takılmasını istemediğimden koluna girip onu kapıya doğru sürükledim.
"Kafeye bu kıyafetlerle de gidebiliriz.Pantolonun da üstünde, zaten.Sen evde niye pantolonla geziyorsun bu arada?Senin tercihin...Karışmam da...Eşofman giyebilirsin, sonuçta.Eşofman demişken...Şu tatil olayını videolarımızı izlerken görmüştüm.Boş zamanlarımda seni hatırlamak için videolarımızı izlediğimden değil tabii canım...Hatırlamak için...Böyle şeyler işe yarıyormuş diye okudum İnternet'te.Benzerini bir dergide de okudum, yöntem aynı.Biliyor musun bu konu ile ilgili makaleleri inceledim de oldukça ilginç yazılar var..."
***
Gideceğimiz yere vardığımızda karşımızda yığılmış binaların arasında kalmış küçük, basık bir dükkan duruyordu.Gözlerimi irileştirince nasıl bir ifadeye bürünmüşsem, Robert elini gözümün önüne doğru salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerimden
General Fictionİnsanlar hayatları boyunca anı biriktirmek için yaşarlar.Bunları ölümsüz hale getirmek için resmederler, fotoğraf çekerler, günlük tutarlar, yazılar yazarlar.Sanki onları kaydetmek kaybetme ihtimalini ortadan kaldıracakmış gibi, sanki ölümsüz olmala...