Bölüme başlamadan önce karakterler hakkında bilgi vermek istedim
Ho-Sook, Soon-Bok, Ae-Cha kız,
Hye, Ji-Sung, Baek-Hyun erkek.
Yoongi, Jimin, Jungkook ve Taehyung'u söylememe gerek yok diye düşünüyorum.
İyi okumalar
↪️
Zombiyi sınıfa almamızın üstünden yaklaşık yarım saat geçmişti. O zaman zarfında yemekleri çantaya doldurup planın üstünden geçtik. "Her şey tamamsa çıkıyoruz?" dedi Taehyung soracasına. Herkes onaylayınca Yoongi sınıfın kapısını yavaş yavaş açmaya başladı. "Durun." dedi Ae-Cha.
Hepimiz ona döndüğümüzde çekinerek konuştu. "Aslında bazı kuralların olması daha iyi olur." diye devam etti. Haklıydı. Yoongi kapıyı yavaşça kapatıp yanımıza yaklaştı. "Mantıklı." dedi. "İsteyenler bir kural belirlesin."
"Ya kurallara uymazsak?" Bu sefer konuşan Baek-Hyun'du. "Atılırsın." diye yanıtladı Taehyung. Baek-Hyun göz devirip yine konuştu. "Sen lider misin? Ne bu havalar ya?" Taehyung omuz silkti. "Bilmem, öyle miyim?" Umursamazlığı karşısındaki insanı delirtecek türdendi. Öyle ki Baek-Hyun da sinirden saçlarını çekiştiriyordu.
"Ben başlıyorum o zaman." dedi Ae-Cha. "İlk kural, bir başkasının canı tehlikedeyken herkes ona yardım edecek." Oy hakkım olsa oyumu bu kuraldan yana kullanırdım. Ne de olsa az önce bunu deneyimlemiştim ve maalesef yardım eden tek bir kişiydi. O da olmasa ne olacağı muammaydı.
"İkinci kural, yemek çalan yem edilecek." dedi Baek-Hyun. Fazla acımasızcaydı ama olması gereken buydu. Ki zaten bu daha önceden konulmuş bir kuraldı, Taehyung koymuştu. Fakat ağzını açıp tek kelime etmedi.
"Üçüncü kural, asıl hedefimiz öldürmek değil öldürülmemek olacak." diyen Ho-Sook'a döndüm. Zaten öyleydi ama bunu söylemedim. "Dördüncü kural, herkesin bir eşi olacak." dedi Taehyung. "Anlamadım ben ya. Tango mu yapacağız, zombilerden kaçıyoruz. Ne eşi?" Soon-Bok'un sorusuna cevap gecikmedi.
"Yani," deyip durdu. Herkesi tek tek inceledi. "Herkes birini seçecek. Onunla kaçacaksınız ve birbirinizi koruyacaksınız. Ha bu demek değil ki o kişiyi sadece eşi koruyacak. Herkes birbirini korumakla yükümlü, sadece eş olanlar birbirinden biraz daha sorumlu. Böylece herkes daha güvende olacak." Benim için sorun yoktu. Diğerlerinden de ses çıkmayınca kabul ettiklerini anladım. "Ee seçelim mi o zaman eşlerimizi?" diye sordu Ji-Sung. "Seçelim." dedi Yoongi.
Hye hiç konuşmamıştı. "Hye," dedim yanına yaklaşarak. "Sen kural koyacak mısın?" Biraz durgun gibiydi. "Yok." dedi. "Neden ki?" Omuz silkti. "Buradaki kimse umrumda değil, kurallarınız size kalmış. Ben kendime bakarım." Şaka mıydı bu çocuk?
Gözlerimi devirerek yanından uzaklaştım. Onunla konuşmaya çalışmak benim hatamdı. "O zaman Ae-Cha ve ben eş olacağız." dedi Ho-Sook. Ae-Cha da onayladı. "Ben Baek-Hyun'u seçiyorum." dedi Soon-Bok. Anladığım üzere Baek-Hyun bu durumdan memnun değildi ama sessiz kaldı. "Jimin ben de." dedi Yoongi. Her ne kadar Jimin'le olmak istesem de Yoongi'nin onu daha iyi koruyacağını biliyordum.
Yoongi konuştuktan sonra Jimin şaşkınlıkla ona döndü. "Ben mi?" diye sordu. Muhtemelen neden onu seçtiğini düşünüyordu. "Ben de Jungkook'la-" Ji-Sung'un cümlesini Taehyung'un sert sesi kesti. "Jungkook benimle." Bana niye fikrim sorulmuyordu? "Ee bana da Hye kaldı zaten. Bu beni korumaz ki lan." dedi isyan edercesine. Haklıydı. Ae-Cha ona yaklaşıp "Ben seni de korurum." dedi.
Onlar konuşurken Yoongi yeniden kapıya döndü. "Şimdilik kurallar yeter, kapıyı açıyorum." dedi. Herkes onaylayınca kapıyı yavaşça açmaya başladı. Önce dışarıyı kontrol edip güvenli olduğuna emin olunca eliyle bizi yanına çağırdı. Teker teker sınıftan çıkıp kapının önünde durduk. Yoongi yine aynı şekilde yavaşça sınıfın kapısını kapattıp bize döndü. "Bu merdivenlerden." İşaret ettiği merdivenlere yavaş tempoyla sessiz olmaya dikkat ederek koşmaya başladık. Bu kat temiz gibiydi.
Okul yedi katlıydı. Biz dördüncü kattaydık. Sonunda üçüncü kata indiğimizde Taehyung koridoru inceledi. "Durun." Diye fısıldadı. Ben de Taehyung'un yanındaydım ama merdivenin yapışık olduğu duvar yüzünden hiçbir şey görmüyordum. Taehyung diğer tarafta olduğu için bütün koridoru görebiliyordu.
"İki tane var." dedi. "Sessizce alt kata inmeliyiz." En önde biz olduğumuz için sessizce inmeye başladık. Tabii sessiz olmak yeterli olmamıştı çünkü kokuya duyarlılardı. "Bizim tarafa geliyorlar acele edin." diye fısıldadı Taehyung. Taehyung ile birlikte merdivenin başında durmuş, diğerlerini bekliyorduk.
Sonunda herkes bizim önümüze geçmişti. Biz en geride kalmıştık. Yine de zombiler yavaş oldukları için sorun yoktu. Bu sefer en önce Ae-Cha vardı. "B-burada bir sürü var." dedi Ae-Cha kekeliyerek. "Ne kadar?" Ddiye sordu Baek-Hyun. "Yaklaşık 15 ve kokumuzu almış gibiler. Bize doğru geliyorlar."
Taehyung bir küfür savurdu. Arkamızdaki iki zombi hâlâ peşimizdeydi. "Koşun." dedi Taehyung. Bunu demesiyle hepimiz koşmaya başladık. Ama bu sefer bir sonraki merdivenlerde durup etrafı incelemedik. Çünkü arkamızdaki zombilerin bize yetişmesi an meselesiydi.
"Birinci kattayız." dedi Yoongi. "Son bir kat kaldı, dayanın." Bu sefer Yoongi koridoru inceleyip temiz olduğuna kanaat getirdi. Merdivenleri inmeye devam ettik fakat evren yine bize sırtını dönmüştü. Son katta zombi olmayan herhangi bir yer yoktu.
"Tamam, şimdi sıçtık." diye fısıldadı Baek-Hyun. "Sus gerizekalı, duyacaklar." diye karşılık verdi Ho-Sook. "Sen de konuşuyorsun be!" dedi Baek Hyun. "Ama ben seni uyarmak için konuştum." Baek-Hyun omuz silkti. "Bana ne."
"Yeter, susun." dediğimde ikisi de bana döndü. "Duyacaklar." dedim. Hemen bir şeyler düşünmeliydik. "Bir üst kata çıkın, çabuk." dedim ve arkama dönüp merdivenden çıkmaya başladım. Birleşik ellerimiz sayesindedir kendimle birlikte Taehyung'u da sürüklüyordum. Elini tuttuğumu biliyordum ama o sırada en son düşünebileceğim şeylerden biri buydu.
Sonunda herkes yukarı çıktığında temiz olan koridoru son bir kez inceledim. "Silahımız yok. Silah yapmalıyız," dedim. "Bütün koridoru inceleyin işe yarar bir şeyler bulmalıyız." Cümlemi bitirdikten sonra koridoru gezmeye başladım. Taehyung o sırada gördüğü ilk kapıdan girdiği için benimle gelmemişti. Girdiğim ilk yer öğretmenler odasıydı.
Kimse yoktu. Bunu fırsat bilip çekmeceleri karıştırmaya başladım. Bulduğum falçata ve makası alıp diğer çekmeceleri karıştırmaya devam edecekken duyduğum hırıltılı sesle yerime çivilendim. Zombiydi. Kapıdan girmişti, bana doğru geliyordu. Sarsak adımları yüzünden sürekli bir yerlere çarpıyordu. Bağırsakları dışarıdaydı.
Gözümü kapatmak her şeyin rüya olduğuna inanmak istedim. Hayır, rüya değildi buna emindim. Yaklaşıyordu, bir şeyler yapmalıydım yoksa ölecektim. Bağırsam sesimi duyarak yardıma gelirlerdi ama bağırmak için ağzımı açamıyordum.
Korku hiçbir zaman bu kadar çaresiz hissettirmemişti.
🐭
Selamlar!
Nasılsınız, umarım iyisinizdir.
Oy atıp yorum yaparsanız çok sevinirim. Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Çok içime sinen bir bölüm olmadı açıkçası ama umarım siz beğenmişsinizdir.
Her neyse
Taekook'la kalın hoscakalinnnn 😽💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMONG THE ZOMBİES/TAEKOOK
FanfictionJungkook, barda ilk öpücüğünü verdiği adamla zombiler yüzünden kilitli kaldığı okulda karşılaşmayı beklemiyordu.