Düzenlendi.
Telefonun yeşil tuşunu kaydırıp, kulağıma dayadım.
"Ne ya, yine ne işin düştü de arıyorsun?" dedim.
Karşıdan bir gülme sesi geldi.
"Ne yapıyorsun diye aradım kız, yoksa ne arayacağım ben seni? "Allahım ya.
" İşte benim kızım! Alkış. Şak şak şak. "
telefonu omzumla başım arasına sıkıştırıp, elimle şak şak şak alkış yaptım.
" Güldürme kız, canım sıkkın. "
" Ya nasıl bir Best firiendsin sen? "
" Noldu neyimi beğenmiyorsun, ben senin için bir şansım tamam mı bebek? " gözlerimi devirdim.
" He canım inşallah ben de öyle düşünüyorum. "
kulağıma dayamaktan kolum ağrıdığı için hoparlöre aldım.
" Ela! Kalk kız git Bim'e de alınacakları al gel, anca göt büyütüyorsun evde! "
" Ya anne ne güzel oturuyorum daha az önce ocakları sildim ya!"
Beni dinlemedi bile ve kol çantasını da alıp daire kapısını açtı,
"Hadi ben çıkıyorum. Yarın günüm var krem şantileri al, gelene kadar da çırp. Hadi gittim ben! "
He bakın biz farklı odalardan çok severiz anırarak konuşmayı. Gerçi yan yana olsak da anırarak konuşuyoruz ama konumuz bu değil.
Konuşmayı unuttuğum telefona döndüm." Rana len, git giyin Bim'e gidelim. "
" Bir de bana işi düşüyor diyo..."
Telefonu yüzüne kapatıp, odama gittim. Dolabın kapağını tam olarak yıllardır açamıyorum. Çünkü tamamen açtığımda çok pis saldırıya uğruyorum. Yıkılıyorlar üstüme. Kolumu daldırıp dışarı çok sıcak olduğu için bir tişört ve eşofman altı aldım. Üzerime geçirdikten sonra gayet iyi olmuştu. Saçlarımı tarayıp, çoraplarımı giyindim. Mutfak masasının üzerindeki alınacak listesini ve parayı aldım. Daire kapısına geldiğimde anahtarımı da cebime koydum. Kapıyı açtığımda eşya taşıyan işçileri görmem, yeni birinin taşındığına işaretti.
Allah Allah hangi mal taşınır buraya.
Spor ayakkabılarımı giyinip kapıyı kapattım.
Allah'ın uyuzu ya bir hazırlanamıyor. Hala inmemiş aşağı.
Dışarı çıkmak için işçilerin geçmesini bekledim. Kapıdan çıkınca bu annemin bahsettiği yeni komşu değildir diye dua etmeye başladım. Tam geçtim geçiyorum, ismimi duydum.
Hayır ya nonono.
"Ela, sen Jülide'nin kızısın değil mi? "
Hayır ya. Hayır.
" Evet efendim. " kibar görl Ela.
" Hmm, buralarda market var mı peki? Yeni taşınıyoruz da. "
Tıpkı ben önce market arıyorlar.
" Evet, arkadaşımla beraber biz de şimdi gidiyorduk."
Tam bu sırada bizim uyuz Rana geldi. "Ah, meraba." yalakaya bak.
Tıpkı sen.
He canım he.
"Meraba sen de, arkadaşı olmalısın. "dedi ikimize bakarak adını bile bilmediğim bu kadın.
Yalnız güzel ha.
" Eğer sorun olmazsa, Kaya da sizinle gelsin, hem öğrenmiş olur hem tanışmış olursunuz." gözlerimi belerttim. Yakışıklı biri miydi ki?
"Kaya!" diye seslendi annesi.
Apartmanın kapısından bir çocuk indi. İnanın bu kapı böyle çocuk görmemiştir. Rana ve ben birbirimize bakıp, bakışlarımızla konuştuk resmen.
"Aboğ? "
" Aboğ! "
Merhaba, ilk bölümdeyiz. Umarım beğenilir. Kendinize iyi bakın.
Çok çok öptüm.
Multi de Ela.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sülalem Rahat
Humor-Askıda- Utançla başımı eğdim. Burada yüzlerce kişinin içinde ne diyebilirdim ki? Bana döndü yeniden ışıl ışıl parlayan gözleriyle, "Peki sizce bu kız beni seviyor mu?" karşımızdaki topluluğa dönüp yeniden bağırarak konuştu. "Bunu ondan öğrenmeye ne...