Ellerimle yüzümü kapattım. "Neyse bence bugünlük utanma kotanı doldurdun, hadi gidin artık siz." geri çekilip olumlu anlamda başımı salladım. Arka arka yürürken "Tamam, o zaman yarın görüşürüz." dedim. El salladı. Dudakları ile öpücük gönderdiğinde gülmeden edemedim. Bu çocuk tam bir şapşaldı. Hayatımda daha önce bu türden biri olmamıştı. Dolayısı ile ilk kez biri beni öpüyordu da. Kaya iyi bir çocuktu. Zaten kötü çocuklar ancak kitap ve filmlerde olurdu. Ayrıca da ben kötü bir çocuk istemiyordum. İyi çocuklar tercihimdi. Kaya hayatıma girdiğinden beri hayatım değişmişti. O yokken eski Ela vardı. Ama artık eskisi gibi değildim. Kaya yanımdayken dünya duruyor gibiydi. Düşüncelerimle beraber Rana ve Toprak'ın yanına gelmiştim. "Gidelim mi artık genjler?"
"Biraz daha dursaydık. "
" Haa Rana, sonra annem günümü göstersin. " oflayarak kabul etti.
Taksiye geçip eve varana dek yarın ki planımızı konuştuk.
" Ya şey diyeceğim. "
" Evet? "
İkisi birden bana döndü.
" Yarın şu yeni açılan eğlence merkezine gidelim mi? " olumlu anlamda başlarını salladılar.
" Bana uyar. "dedi Toprak.
" Bana da uyar. " Rana keyifle cıvıldadı." O zaman yarın, ikide buluşalım. "
" Olur. "
" Olur. "
" Tamamdır. "
*
" Ya gızım bir ekmek yedirmedim yine ne var? " Rana ne giyeceği konusunda on kez arayıp durmuştu ve, ben bir türlü kahvaltımı yapamamıştım.Ve yemek yemek benim için önemli bir zaman dilimiydi." Zaten gün boyunca sürekli yemek yiyorsun Ela, iki dakika aç duruver. " Hayır, bu lafın altında kalamazdım.
" Hiç değilse, sen gibi kilo problemim yok canısı. "
Hehehe, Ela:1 Rana:0
"Ben bir kere 36 bedenim ayrıca kilolu falan değilim tamam mı?" atarlı ergenlere taş çıkartan Rana telefonu yüzüme kapatmıştı.
"Zaten çok da tın." dedim sesli bir şekilde. Mutfaktaki televizyonu internete bağlayıp, geçen haftaki bölümünü kaçırdığım diziyi izliyordum. Bir yandan da, ekmeğe tereyağı ve peynir sürdüm. Bir ısırık aldığımda yeniden telefon çaldı. Gözlerimi devirip, direkt ağzımdaki lokma ile beraber çıkmıştım. "Na var lan na var?" karşıdan büyük bir gülme sesi gelince, şaşkınlıkla lokma boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım.
"Helal, helal." Kaya hala gülmeye devam ederken annemin evden çıkmadan önce koyduğu çaydan bir yudum aldım. Ama çay sıcak olduğundan ötürü dilim yanmıştı.
"Yandım anasını satayım." refleks olarak elimle dilimi soğutmaya çalıştım.
"Öpeyim de geçsin."
"Oha, davara bak yavaş ol biraz. "
" Ben mi yavaş olmalıyım, sen mi? "
Elimi yelpaze yaparak, hala dilimi soğutmaya çalışıyordum." He ya he, ben. "
" Neyse, bunun için aramadım. Bugün eğlence merkezine gidiyormuşsunuz. Ben de geliyorum demek için aradım. "
" Tamam. "
" Tamam. "
Tekrar gıcıklığına aynı şeyi söyledim." Tamam. "
"Seni seviyorum." Oha! Telefon kapandı ardından.
"Allahım nasıl şanslı bir gulum ben ya. " yeniden kahvaltıma devam ettim. Bir süre sonra masayı toparlayıp, odama geçtim.
Üzerime, bir siyah pantolon, siyah düz bir lakoste ve kot bir gömlek geçirdim. Saat, 13.48 di. Çantama geçen gün babamın verdiği parayı, ve zor günler için biriktirdiğim seksen beş liranın tamamını koydum.
Lazım falan olur yani.
Siyah vanslarımı giyip, siyah püsküllü çantamı alarak çıktım evden. Üstümü başımı düzeltirken, apartman kapısında birine çarptım.
"Her türlü bana çarpmak zorundasın." Kaya gülerek konuştu.
"Evet." Ben de gülerek ona karşılıklı verdim.
"Çok şık gözüküyorsunuz, madam."
"Siz de öyle, mösyö. "
Selam, nasılsınız genjler? Hımm. Ben de iyiyim. Geçen bölüm de, yorum yapan ve oylayan herkese teşekkürler. İyi ki varsınız. Neyse, kendinize iyi bakın, yorum yapan, oylayan herkese şimdiden minnettarım. Görüşmek üzere :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sülalem Rahat
فكاهة-Askıda- Utançla başımı eğdim. Burada yüzlerce kişinin içinde ne diyebilirdim ki? Bana döndü yeniden ışıl ışıl parlayan gözleriyle, "Peki sizce bu kız beni seviyor mu?" karşımızdaki topluluğa dönüp yeniden bağırarak konuştu. "Bunu ondan öğrenmeye ne...