25- Gerçek Bir Hisle Sevilmek

63 11 3
                                    

Boomer...
Boomer ve diğerleri için sabah güzelken akşama doğru cehenneme dönmüştü. Bubbles'ın çığlık çığlığa Blossom'a bağırması ve sonra kendisini banyoya kapatması üzerinden saatler geçmişti.

Blossom o saate kadar tek kelime etmemiş sadece arada hıçkırarak sessizce ağlamıştı. Buttercup ve Butterfly ona sarılarak sakinleştirmeye çalışsalar bile Blossom'un gün boyu düşündüğü Bubbles'tı.

Onun Boomer'ı nasıl sevdiğini biliyordu. Sonuçta sadece hafif bir hoşlantı olmasa Bubbles onlara türlerinin açıklanma tehlikesine rağmen bu kadar yardım etmezdi.

Ona göre de insanlar nankördü. Fakat insanların deniz halkının anlattığı kadar kötü olduklarını düşünmüyordu. Ona göre anlatılanlar sadece korkunç canavar ögeleriydi.

Herkes sessizce yemeğini yiyerek yatmış fakat Boomer hala Bubbles'ı bekliyordu. Gece olmasına rağmen artık dayanamamış ve kapıyı öne iterek atmıştı.

İçeriye girdiğinde yanlışıkla itmesiyle Bubbles'ı yüz üstü düşürmüştü. Bubbles hafif uyku ile uyanıklık arasında gelip giderken alnını ovuşturmuştu Boomer onun yanına çökmüş ve sessize alnına bakarak "İyi misin? Özür dilerim" demişti. Bubbles ona sadece uykulu gözlerle bakmış ve tek bir kelime etmemişti. Bubbles'ın gözlerinin altı ağlamaktan kızarmıştı ve Boomer bunu gördükçe içinin acımasına engel olamıyordu.

Evet Blossom'u o halde görünce çok üzülmüştü ama onun için daima öncelik Bubbles olmuştu çünkü bir sebebi olduğunu iyi biliyordu. Bu yüzden hüzünlü bir yüz ifadesi ile sadece Bubbles'ı kucaklamış ve banyodan çıkmıştı.

Aşağı kata inerlerken pencerenin önüne az önce koyduğu sandalyeye doğru ilerlemiş ve kucağında Bubbles ile pencerenin önüne oturmuştu. Deniz Bubbles'ı rahatlatıyordu belki yine işe yarar diye Boomer bu yöntemi deniyordu.

Bubbles'ın gözleri açık olsa bile zihni gidip geliyordu. Boomer'ın kapıyı ittirmesiyle başını çok sert olmasa bile mermere çarpmıştı ve şu an ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordu.

Aklına gelen anılar ile yüzü daha da hüzünlenirken tek yapabildiği denize bakmaktı. Evet deniz onu rahatlatıyordu ama onu asıl rahatlatan şey Boomer'ın kucağında olmaktı.

Bubbles için Boomer'ın kokusu dünya, gözleri ise evreniydi. Blossom'a çok bağırmıştı çünkü kalbini aşk ile taçlandıran ilk defa biri tarafından seviliyordu ve daha da iyisi olan şey Boomer onun aşkına karşılık veriyor ve bu Bubbles için bu dünyanın en mutlu kişisi olması demek oluyordu.

Ve eğer Blossom bunu engellemek istiyorsa sebebi ne olursa olsun Bubbles buna izin vermeyecekti. Gerekirse Blossom'a düşman olurdu ama yine Boomer'ı bırakamazdı.

Boomer ise Bubbles'ın aklından geçenleri çok merak ediyordu. Nasıldı? Kötü mi hissediyordu? Canı mı acıyordu? Aç mıydı? Susamış mıydı? Kırgın mıydı? Bunları çok merak ediyordu ama şu anda gecenin bir saatiydi ve sessizliğin hakim olduğu şu gecede konuşarak her şeyi mahvetmek istemiyordu.

Bu yüzden sadece Bubbles'ın saçlarını okşayarak ona burada olduğunu hissettirmeye çalıştı. Bubbles ise onun saçlarını okşayan elleri arasında tekrar uyudu. Ardından Boomer'da uyuyakaldı...

Boomer uyandığında koltukta uzandığını görmüştü ve Bubbles yoktu. Panikle kalkarken Bubbles'ın etrafta da olmadığı gördü. Evde gidebileceği her odaya bakmasına rağmen onu bulamamıştı.

Daha da paniklenirken evin dışına çıkmış ve Bubbles'ın iskelde ayakları suyun içinde oturup Buttercup'ın getirdiği kitabı okurken görmüştü.

Altın Deniz Kızları (PPGXRRB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin