32- Sürgün Mektubu (Sezon Finali)

46 3 6
                                    

Huzurunuzun bozulduğu anları bilir misiniz? Çok huzurlusunuzdur her şey dört dörtlüktür fakat bir anda bir haber gelir ve biter.

Huzurunuz elleriniz arasında parçalanır gider ve hiçbir şey yapamazsınız. Benimde başımıza gelen şey tam olarak buydu.

Son birkaç gündür içimde yer bulan şüphe tohumları yeşermeye çalışa bile buna müsaade etmemiş ve köklerini kurutmaya çalışmıştım.

3 günlük tatilimiz çoğunlukla güzel geçmiş olsa bile o endişeler beynimin her zaman bir köşesindeydi ve beni yavaş yavaş tüketiyordu.

Sonraki günlerde kızlarla yapraklara atlamış, birlikte uzun yürüyüşlere çıkmış, şöminenin önünde sıcak çikolata içmiştik.

Sonraki günlerde ne ben ne Boomer nede herhangi birimiz Ivan'ı görmemiştik. Gerçi görmek istediğimiz falanda yoktu. Boomer bu konuda diğerlerini uyarmak istemiş olsa bile huzurumuzun bozulmaması için ben Boomer'ı engellemiştim.

Boomer zaten aşırı derecede pinpirikliydi. Dışarı çıktığımızda sürekli etrafa endişeyle bakarak Ivan'ın etrafta olup olmadığını bakıyordu.

Ben ise onu görmek istiyordum. Ona tam olarak ağızının payını bile verememiştim. Onu bulmak ve Boomer'a olan sevgimi ne hakla sorguladığını vahşi bir dilde sormak istiyordum.

Fakat takdir edersiniz ki bu asla yaşanmamıştı. Çünkü dedim ya çocuğu hiç görmemiştik. Zaten endişelerim dışında çok eğlenmiştik.

Butch ise daima anne ve babasıyla iletişime geçerek ne kadar eğlendiğimizi anlatıyordu. Erkeklerin anne ve babasını şimdiden çok sevmiştim. Çünkü bize bu tatili onlar ayarlamıştı.

Bu süreçte Blossom ve Brick'in arasında ki ilişki de gittikçe gelişmişti. İkiside normalde olduklarından çok daha neşeli ve temas içerisindeydiler.

Gerçi bundan rahatsız değildim hatta onların adına mutluydum. Bence çok yakışıyorlardı.

Güzel sonbahar tatilinizde sonra Boomer'la ve diğerleriyle beraber sahil evimize geri dönmüştük.

Diğerleri koltukta birbirleriyle sohbet ederken biz Boomer'la biraz yürüyüş yapmaya karar vermiştik.

Havalar yavaş yavaş soğuyordu ve bu zamanlar tam deniz halkının derinlerde yüzmeye başladığı zamanlardı çünkü soğuk bizi çok etkilerdi.

Hatta bu yüzden pek çok deniz insanı kışı sevmez yazı severdi. Çünkü yaz demek sıcaklık demekti ve deniz insanları sıcaklığı severdi.

Ben ise kışı severdim. Pek çok insan kitabından kışın insanların yaptıkları şeylere bakarak özenirdim.

Sıkı sıkı giyiniyorlardı. Kar yağıyordu ve bu bir sürü güzel aktiveteyi de yanında getiriyordu.

Dik yokuşlardan kayıyorlardı, yorgan altında film izliyorlardı, kar topu oynuyorlardı, kardan adam ve kardan melek yapıyorlardı.

Bunlar hepsi bana çok ilginç ve eğlenceli aktiviteler gibi geliyordu. Tabiki henüz sonbahar ayında olduğumuz için kar yağmamıştı fakat kış ayına geldiğimizde kar yağması için Tanrıya her gün dua ediyordum.

Gerçi hasta olursak birkaç gün içinde ölecektik ayrıca deniz kızı olmamıza az bir zaman kalmıştı fakat yinede tekrar insan olmayı çok istiyordum ve bunun için Aisha'dan tekrar yardım isteyecektim.

Hatta babamı ikna edebilirsek belki bu sefer o da bizimle birlikte insan olmayı kabul eder ve erkeklerle tanışabilirdi.

Evimi gerçekten özlemiştim ama insan olmayı da çok sevmiştim. İğrenen bakışlar hayranlık bakışlarına dönüşmüştü ve bu beni cennete gibi hissettiriyordu.

Altın Deniz Kızları (PPGXRRB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin