24- Aşık Olmayı Kes

70 9 5
                                    

Güneşin batışı ile etrafa vurduğu kızıllık beni cezbediyordu. Bu suyun üstündeyken bakmak ile şimdi ki halde bakmak çok farklı şeylerdi.

Sanki bana bir sır vermek isteyen gökyüzü daha önce kimseye göstermediği yüzünü bana gösteriyor hiç bilmediğim yeni diyarlara kapılar açıyordu.

Bilmek istediğim çok şey vardı. Özellikle insanlık hakkında. Deniz halkının herkese anlattıkları korkutucu hikayelerin gerçekliği yansıtmaması ile birlikte onların her şeye olduğu gibi insanlara da önyargı ile baktıklarının farkına varmıştım.

Yumuşak kumların üzerinde otururken yüzüme vuran sıcak meltem ile insanlara karşı ön yargılı olmadığım için kendimi tebrik ediyordum.

Eğer bende anlatılan o kadar hikayeye inansaydım şu anda burada olamazdım. Şu anda bu kadar mutlu olamazdım...

Bugün çok eğlenmiştim. Taş boyama maceramızla birlikte Boomer'la taşın yarısını laciverte yarısını maviye boyamıştık. Daha sonra ben lacivert kısma mavi boya ile "B" harfi çizerken Boomer ise mavi kısma lacivert boya ile "B" harfi çizmişti.

Butch ve Buttercup kendi taşlarını tamamını koyu yeşile boyamış daha sonra Buttercup üstüne ise açık yeşil ile Yunanca "Beyaz atlı prensim" yazmıştı.

Butterfly ve Blank ise 8 yapraklı bir çiçek çizmişler sonra o çiçeğin her yaprağını her birimizin göz renklerine göre boyamışlardı.

Blossom ve Brick ise taşın üstüne pembe kalp çizmiş daha sonra x işareti atmış ve altına  kırmızı kuru kafa resmi çizmişlerdi. Onlara göre kalp bizi kuru kafa ise onları temsil ediyordu.

Daha sonra pamuk şeker yemiştik. Butterfly ve Buttercup tadını pek sevmemişlerdi fakat ben ve Blossom bayılmıştık. Hem ayrıca en az tavşanım kadar yumuşaktı. Butterfly kapkeklerin tadını Buttercup ise çikolatalı dondurmanın tadını çok sevmişlerdi.

Daha sonra alışveriş denen şeye gitmiş ve Blank'in bize yardımı ile yeni kıyafetler almıştık. Eve doğru gelirken ise Butch hepimize çikolata almış ve Brick anne ile babasıyla konuşmuştu. Seslerini hoparlörden duyduğum kadarıyla annelerinin sesi çok tatlıydı. Öte yandan çikolata çok güzeldi.

Şimdi ise hava yavaş yavaş kararırken ben ise evin önünde kumların üzerine oturmuş biraz dinleniyordum. Bugün pek çok kez insanlar gelip bizim ne kadar güzel olduğumuzu söyleyerek bizi övmüşlerdi ve bu benim çok hoşuma gitmişti.

Hem Boomer'a da iltifat etmişlerdi ve çok yakıştığımızı söylemişti. Bizi sevgili sanmalarından hiç şikayetçi değildim. Hem açık olmak gerekirse oldukça hoşuma gitmişti.

Yanıma birinin oturması ile oraya döndüm ve Blossom ile karşılaştım. Bugün eğlenmiş olsam bile onun bana dün bakışlarını unutmamıştım ve aklıma geldikçe hala sinirleniyordum. Bu yüzden önüme döndüm ve onu görmezden geldim.

Blossom: Hey Bubbs

Bubbles: Bana öyle seslenme...

Blossom: Bilmeden seni kıracak bir şey mi söyledim?

Bubbles: Söylemene gerek yok bakışlarınla bile aşağılıyorsun

Blossom'un yüzü şokla çarpılırken ona bakmıştım. Pembe gözleri irice açılmışken yüzü yavaş yavaş yerini hüzüne bırkatı.

Blossom: Ö-Özür dilerim...

Bubbles: Bilmediğin bir şey için özür dilemeni istemiyorum

Blossom: Pekala...lütfen nerede hata yaptığımı söyler misin?

Bubbles: Sadece nedenini söyle Blossom

Blossom: Neyin nedenini?

Bubbles: Neden Boomer'a olan sevgimi sorguluyorsun?

Blossom: N-Ne?!

Bubbles: O gün senin yüzünden uzun süre Boomer'a olan sevgimi bende sorguladım. "Acaba onun sevgisini hak etmiyor muyum?" dedim Blossom. Buna sen sebep oldun

Blossom: Bubbles...ben senin Boomer'a olan sevgini sorgulamıyorum

Bubbles: O zaman neden o gün öyle baktın?

Blossom: Çünkü birlikte olmanızı istemiyorum

Gözlerim büyürken ona baktım. Çaresiz ve endişeli bakıyordu. Aklıma ister istemez Boomer'dan hoşlandığı ihtimali gelirken başımı iki yana sallayarak kafamdan bu düşünceyi attım.

Bubbles: Neden?!

Blossom: Bubbles... sonsuza kadar insan kalmayacağız ve tekrar deniz kızı olduğumuzda ne olucak? Eğer ikiniz birbirinizi sevip sevgili olursanız...

derin bir nefes aldı:

Blossom: Ne olucak? Bir deniz kızı ve bir insan sevgili olabilirler mi? Bende senin hissettiğin duyguları başka birine karşı hissediyorum ama kendimi dizginlemek zorundayım çünkü biz farklı dünyalara aidiz

Sinirden kumu avcumun içinde sıkarak titriyordum. Ayağa kalkarken sonunda patladım ve Blossom'a doğru bağırmaya başladım:

Bubbles: Sen ne dediğinin farkında mısın?! Sence gerçekten aşık mısın?? Sen sadece zavallı bir hoşlantı duyuyorsun! Aşk bu değil senin bildiğin gibi bir şey değil!

Bağırmalarıma karşın herkes evden çıkarak bizim olduğumuz yere gelirken kendime engel olamıyordum. Gözlerimden yaşlar akarken Blossom'a nefret kusmaya devam ettim:

Bubbles: Ne olduğu ve ney olacağı umrumda değil! Nerden geldiğim veya nereye gideceğim de umrumda değil! Hayatımda ilk kez sevdim ve sevildim... Tadını çıkarmak istediğim yerde kız kardeşimin bana dediğine bak. Tam deniz halkının bana olan ön yargısından kurtuldum derken şimdi en yakınımdan biri de bana aynı şekilde bakıyor. İstediğini yap Blossom ama ben senin aksine bu kadar kolay pes etmeyeceğim! Çünkü ben senin gibi korkak değilim!

dedim ve kimseye bakmadan eve doğru yürümeye başladım. Arkadan Blossom'un hıçkırıkları gelirken Boomer bana sesleniyordu.

Sinirle gözyaşlarımı elimin tersi ile silerken eve girdim ve yukarı çıkmaya başladım. Banyoya girdim ve kapısını kapatarak yere çöktüm. Gözlerim bana ihanet ederek ağlamaya devam ederken başımı bacaklarıma yasladım.

Boomer kapıyı çalarak sessizce adımı söylerken ona sadece beni rahat bırakmasını söyledim. Bir süre sonra adım sesleri ile oradan uzaklaşırken öylece durmuş ve ağlamıştım. Daha sonra da uyuyakalmıştım.

İstemiyordum... Boomer'ı bırakmak istemiyordum. Buradan gitmek istemiyordum ama öte yandan babamı da özlüyordum. Hem biz olmazsak sırada ki varisler kim olacaktı? Aklımdan o kadar çok şey geçiyordu ki hepsini mutlu etmenin bir yolunu bulsam sonunda zararlı çıkacak olanın ben olduğumu fark ettiğim anda o boşluk hissi göğüsümün üzerine bir mızrak misali saplandı.

Keşke...keşke sonsuza kadar insan kalsaydım. Yada insan olarak doğmuş olsaydım...

Beynim o kadar peltekleşmişti ki ne dediğimi bile bilmiyordum. Dediğim şeyler aşırı saçmaydı. Kaderimi değiştiremezdim ben buydum deniz kızı olarak doğmuştum ve eninde sonunda oraya dönücektim ve bunu hiç bir şey engellemeyezdi.

Blossom'un dedikleri her ne kadar acı olsa da haklıydı ve bu kalbimi daha çok acıtıyordu. Haklı olmasından nefret ediyordum. Onunla ilk defa bu kadar büyük bir kavga etmiştim ve şimdi sözleri arasında boğuluyordum.

Lütfen biri beni bu duygu denizinden kurtarsın. Lütfen...yoksa boğularak öleceğim. Lütfen Boomer bana bir çıkış kapısı göster. Lütfen kader bir kere bana gül ve yardım et bana. Lütfen...lütfen...

Ölmeme izin verme...

DEVAM EDECEK...


Altın Deniz Kızları (PPGXRRB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin