Hayat ne garip öyle değil mi? Bir anda anne karnındayken bir anda mezarda oluyorsunuz. Hayatınız boyunca edindiğiniz maddi şeylerin hiçbir değeri olmadığını ancak mezarda anlıyorsunuz. Sizinle gelen tek şey kendiniz oluyor...
Bende hep öyleydim. Bir prenses olsam bile hiçbir zaman maddiyata önem vermedim. Sahip olduğum pek çok şeyin ve deniz halkı için çok değerli olan şeylerin hiçbiri benim için önemli değildi.
Benim için maneviyat önemliydi her açıdan. Bir hediye verdiğinizde birine o hediyeyin ne kadar değerli değil hangi duygularla verildiği önemliydi.
Mesela bu yüzden Boomer bana bir tavşan hediye ettiğinde bu kadar mutlu olmuştum. Çünkü hediyeden çok beni sevdiği ve umursayarak buna zaman harcadığı için mutlu olmuştum. Demek ki benim için zaman gibi değerli bir şeyi harcamak onun için sorun değildi.
Şimdi ise hep birlikte kahkahalarla çıktığımız dışarıda bir yere gelmiştik. Burası bana kalırsa bir cennet yeriydi. Çünkü insanlara açık olan bir yerde bir sürü küçük, büyük, yaşlı, genç insan ellerinde tutakları iplerle havada rengarak bir şeyler uçuruyordu.
Bu neydi veya nasıl yapıyorlardı hiç bilmiyordum ama rüzgarlı olan bu havada gökyüzünde böyle güzel şeyler görmek beni çok mutlu ediyordu.
Benim gibi kızlarda şaşırmış bir şekilde gökyüzüne bakıyorlardı. Erkekler ise bizim bu halimize gülerek bakıyorlardı. Bir süre sonra Butterfly parmağını yukarı kaldırarak uçan şeyleri göstermişti
Butterfly: Bunlar ne?
Blank: Onlara uçurtma deniyor
Buttercup: Uçurt- ne?
Brick: Uçurtma
Buttercup: Uçurtma?
Birck: Evet
Blossom: Ne işe yarıyorlar?
Boomer: Sadece eğlence için bir araç seviceğinize eminim
Bubbles: Keşke bir uçurtmamız olsaydı
Brick: Bir uçurtma almak ister misiniz?
Bubbles: Alabilir miyiz?
Butch: Tabi siz burada bekleyin bizde uçurtma alıp geri gelelim
dediklerinde hepimiz heycanla başımızı sallarken erkekler yanımızdan ayrılmışlardı. Gökyüzünde uçan uçurtmalara bakarken iki uçurtma yanlışıkla birbirine çarpıp yere düşmüştü.
Uçurtmalardan biri küçük bir kıza aitti ve uçurtmasının bir kısmı yırtılmıştı. Üzülerek eline uçurtmayı almış ve yırtılan yere bakmıştı.
Gözleri dolarken bir adam yanına gelerek onun başını okşamıştı. Küçük kız ona gidip sarılırken konuşmuştu.
Kız: Baba! Uçurtmam yırtıldı!
Baba: Hey sorun değil tatlım senin için tamir ederiz tamam mı?
Kız: Tamir edilir değil mi?
Baba: Tabi hadi gel terlemişsin elini yüzünü yıkayalım
demiş ve kızının başını öperek onu kucaklamış ve oradan uzaklaşmıştı. Kızlarla birbirimize bakarken aklıma babam geldi.
Onu uzun süredir görememiştik ve şu anda ne durumda olduğunu bilmiyorduk. Babam biz küçükken bizimle ilgilense bile hiçbir zaman bize yeterli ilgiyi vermemişti.
Bu belki normaldi çünkü sonuçta o bir kraldı ve yönetmesi gereken bir halk vardı. Fakat babamın yinede bize annemiz olmadığı için biraz daha fazla sevgi vermesini isterdim veya babamında bir insan olmasını isterdim.
Eğer hep birlikte normal bir insan ailesi olsaydık ne yapardık? Uçurtma uçururduk, yemek yerdik, gezmeye giderdik, boyama yapardık, balık tutardık ve daha pek çok şey...
Dahası kimse bize karışmaz yargılayacı gözlerle bakamaz ve yapamazdı. Çünkü insan dünyasında pek çok kişi başkalarını mutlu hayatına yargılayıcı gözlerle bakarak karartmazdı. Bunlara hakları yoktu ve eğer yaparlarsa ceza alırlardı. Bizde ise buna karşılık hiçbir ceza yoktu.
Şimdi olduğumuz yerde babamı düşünerek beklerken kızlarında yüzü düşmüştü. Hepsi yere bakarken oldukça üzgün duruyordu. Babam için düşünebildiğim tek şey iyi olduğuydu. Umarım iyidir ve bizi çok fazla düşünmüyordur. Tabiki ne kadar mümkünse...
Blossom hepimizin yüzünün düşmesiyle beraber durumu anlamış ve hemen önümüze geçerek bizi neşelendirmek için konuşmuştu:
Blossom: Hadi ama kızlar üzgün olmayın. Burada insan olduğumuz sürece mutlu olmalıyız sonuçta bir süre sonra tekrar deniz kızı olarak denize döneceğiz. En azından bunu erkekler için yapalım
dediğinde haklı olduğunu fark ederek gülmüştüm. Erkekler bizim için çok fazla şey yapıyorlardı. Bize yardım ediyorlardı ellerinden geleni yapıyorlardı ve şimdi böyle güzel bir günde onları üzmemeliydik.
Bu yüzden kızlarda hafif tebessümlerle beraber yüzlerini aydınlatmıştı. Erkekler bir süre sonra yanımıza ellerinde reprenkli uçurtmalarla gülerek gelmişlerdi.
Butch gülerek elinde ki uçurtmayı şaşkın bir şekilde ona bakan Buttercup'ın eline tutuşturmuştu.
Kendi eline de iple dolanmış olan bir sopa almıştı. Buttercup şaşkın bakışlar altında uçurtmayı incelerken hepimiz aynı şeyi yapıyorduk.
Butch: Uçurtmak ister misin?
Buttercup: Evet!
Bubbles: Nasıl yapıcağız?
Butch: İlk önce ben ve Buttercup size gösterelim tamam mı?
dediğinde hepimiz başımızı sallayarak onları beklemeye başlamıştık. Butch Buttercup'tan biraz uzaklaşmış ve ona doğru konuşmaya başlamıştı.
Butch: Buttercup! Şimdi ikimizde koşmaya başlayacağız. Sonra sen elinde ki uçurtmayı ben bırak dediğimde havaya fırlatıcaksın tamam mı?
Buttercup: Tamam hadi yapalım
demiş ve Butch'un verdiği anlık bir işaretle ikisi bir anda insanların içinde koşmaya başlamıştı. İkisinin de saçları rüzgarda uçuşurken Butch bir anda "Bırak!" demiş ve Buttercup'ta uçurtmayı havaya fırlatmıştı.
İkisinin uçurtması gökyüzünde havalanırken hepimiz oraya bakıyorduk. Bir sürü uçurtmanın olduğu gökyüzüne birde onların ki eklenmişti.
Bu Buttercup'ın çok hoşuna gitmiş olacak ki gökyüzünde ki uçurtmasına bakarken kıkırdamaya başlamıştı.
Butch onun yanına gelerek uçurtma ipini elince verince Buttercup ilk başta şaşırsa bile daha sonra havada ki uçurtmayı kendinin yönlendirmesi hoşuna gitmiş olacak ki uçurtma ile birlikte kahkahalarla koşmaya başlamıştı.
Ondan sonra sırayla ben ve Blossom Brick ile Boomer birlikte hepimiz tek tek uçurtmalarımızı uçurtmaya başlamıştık. Fakat bu sevincimiz sıra Butterfly'a gelene kadar sürmüştü.
Butterfly ve Blank uçurtmayı sorunsuz bir şekilde uçurtmayı başarmıştı. Blank ona ipi verdiğinde elinde ki iple mutlulukla koşan Butterfly bir anda göğüsünü tutarak yere düştüğünde hepimiz panikle oraya koşmuştuk.
Butterfly nefes alamadığını söylerken sürekli öksürüyor ve eliyle göğüsüne vuruyordu. Boomer hemen onun dudaklarına suyu dayarken Butterfly birkaç yudum içmişti.
Butterfly hızlı bir şekilde nefes almaya devam ederken öncekine göre daha iyiydi. Göğüsüne vurmuyordu ve gözlerini kapatarak nefes almaya çalışıyordu.
Etrafta ki birkaç insan yanımıza gelerek bir sorun olup olmadığını sormuştu. Hatta doktor olan hafif yaşlı bir kadın Butterfly'ın yüksek derecede bir astımı olabileceğini ve doktora gitmesini söylemişlerdi.
Yüksek derecede astım mı?
Evet sanırım Butterfly'ın vücudunda yara çıkmamasının sebebi buydu. Çünkü onun astımı vardı...
DEVAM EDECEK...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Deniz Kızları (PPGXRRB)
FantasíaDenizin altında bulunan efsanevi deniz kızları ve erkeklerinin yaşadığı deniz halkının içinde bulunan Bubbles ve kız kardeşleri halkının onlara karşı olan yargılayıcı ifadesine aldırmadan hayatlarına devam etmeye çalışırlar. Fakat Bubbles bir gün bi...