Hiç dibe battığınız anlar oldu mu? Hani bundan sonra beni kimse kurtaramaz dediğiniz anlar. Aslında düşüncemizin aksine o şeyi kurtarabilme şansımız vardır. Fakat o sırada o kadar panik ve korkmuş olursunuz ki çözüm bulmak yerine ölmeyi bile tercih edebilirsiniz
Sizi suçlayamam herkes bazen böyle anlar yaşar. Hayatın endişesinden tüm problemlerinden kaçmak huzurlu bir şekilde yatmak istersiniz. Ama maalesef hayat bize bunları hiçbir zaman sunmaz. Hatta sunsa bile siz artık hep çalıştığınız için yatmak size tuhaf gelir.
Bende şu anda öyleyim tamamen dibe batmıştım. Hatta dibe battığımı çocukların yüzlerinde ki değişen ifadelerden anlıyordum. Hatta o duyguları size bile tanımlayabilirim
Şaşkınlık, şok, garipseme, korku
Bu duyguların hepsi tek tek gözlerinden geçiyordu. Korktum hemde çok korktum. Onların beni bırakabilme düşüncesi bile depresyona girmeme yeterdi.
Erkekler yavaşça teknenin bizim olduğumuz tarafından geriye doğru giderken panikle öne atıldım ve Boomer'ın ellerini tuttum. Bırakmamak için sıkı sıkıya tutarken gözlerim dolmuştu.
Önüme bakıyordum ve gözyaşlarımın akmaması için kendimi tuttum. Birkaç yutkunma ile beraber gözlerimi Boomer'a kaldırdım ve konuştum
Bubbles:B- Bakın yalvarırım benden korkmayın! Yemin e-ederim ben hiç insan yemedim gerçekten! Hatta o gün Boomer'ı kurtarmasaydım o deniz insanları onu yiyecekti! Eğer insan yiyor olsam neden onu kurtarayım?! Lütfen beni bırakıp gitmeyin!
diyerek hızlı hızlı ve dolu gözlerle konuştum. Boomer'ın yüz ifadesi korkudan hüzünlü bir ifadeye dönüştü. Bir tereddütte gibiydi. Kardeşlerine baktığında onların yüzünde de bir tereddüt ifadesi vardı.
Kısa süreliğine bende bakışlarımı Butterfly'a döndürdüm. Şaşkın bir ifadeyle diğer erkeklere bakıyordu. Heralde insan yediğimizi onlara söylemiş olduğumu düşünüyordu.
Boomer'ın sıkı sıkıya tuttuğum elleri bırakamadım. Sanki bırakırsam bir rüyadan uyanacaktım bu yüzden bırakmıyordum. Sonsuza kadar bu rüyada hapsolmsak istiyordum. Asla uyanmayayım istiyordum. Fakat o benim ellerimi tutmayı istemesse ne yapardım en ufak bir fikrim yoktu.
Ve gerçekten korktuğum gibi de oldu. Boomer ellerini benim ellerimden çekerken çaresizce ellerimi gevşetmek zorunda kaldım. Artık ağlıyordum. Başımı öne eğmiştim ve ağlıyordum. Sessiz denizde sadece benim ağlama sesim ve hıçkırıklarım duyuluyordu.
Fakat yanlış düşünmüştüm. Çünkü Boomer hiç beklemediğim bir anda ellerini yanaklarıma koyarak başımı kaldırdı ve gözyaşlarımı baş paramağının ucuyla silerek hüzünlü bir sesle konuştu.
Boomer: Ağlama ağlamanı istemiyorum
dediğinde şaşkın gözlerle ona bakmıştım. Beni istemediğini düşünmüştüm ve bunu düşündüğüm için ağlamam daha da şiddetlendi. Ellerimle ona sarılırken o ise başımı göğsüne bastırmıştı.
Gözlerimi sıkı sıkıya kapatmıştım. Boomer'ın üstünü sırılsıklam yapmıştım ama umrumda değildi. Muhtemelen onunda umrunda değildi.
Gözyaşlarım usul usul akmaya devam ederken hala kısık kısık hıçkırıyordum çünkü Boomer beni karanlıktan korkmamam gerektiğini gösteriyordu. Karanlıkta huzur vardı ve çok garipti. Onun karanlığında bile huzuru en derinlerime kadar hissediyordum. Çok sıcaktı ve çok güzel kokuyordu. Güzel kokusunu göğüsünden boynuna doğru buram buram geliyordu.
Daha önce ailem dışında hiç kimseyle bu kadar yakın temasta bulunmamıştım bu yüzden sarılmak bana her zaman iyi hissettirirdi. Özellikle yeni tanıştığım insanlara sarılmak. Bu yüzden Boomer'ı bırakmak istemiyordum. Çok güzel hissettiriyordu kendimi onunla tek vücut olmuş gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Deniz Kızları (PPGXRRB)
FantasíaDenizin altında bulunan efsanevi deniz kızları ve erkeklerinin yaşadığı deniz halkının içinde bulunan Bubbles ve kız kardeşleri halkının onlara karşı olan yargılayıcı ifadesine aldırmadan hayatlarına devam etmeye çalışırlar. Fakat Bubbles bir gün bi...