6. MAVERA'YA HOŞ GELDİN!

916 65 21
                                    

İyi okumalarrr. Oy ve yorum yapsanız beni ne kadar mutlu edersiniz aslında bir bilseniz :(

Dijital çöplüğüm olan instagram hesabımı takip etmek isterseniz mutlu olurum.  İnstagram: @elifiliseyler

Şarkı: Ruelle - Deep End

 6. MAVERA'YA HOŞ GELDİN! 

Karşımdaki adamın elini tutarak, binanın içine ilerledim. Binanın içi sade ve süsten uzaktı. Temizdi, benim odamın aksine. Üstüm toz içindeydi. Bu beni rahatsız etse de şimdilik yapacak bir şeyim yoktu. Beyaz duvarlara can veren tek şey tablolardı.

Evimi hatırlattı. Burası tam da anneme göre bir yerdi. Burada olsaydı eminim burayı çok severdi. Benim odam gibi değildi. Kapının hemen karşısında üst katta birleşen iki merdiven vardı. Elimi tutan adamın avucundan elimi çekerek, yan tarafta, duvardaki tablonun önüne dikildim. Tabloda; kükreyen üç büyük ayının önünde duran üç adam vardı.

"Daregen." Konuşan kapıdaki diğer adamdı. "Burada yaşayan türlerden biri." Tabloyu dikkatle incelemeye başladım. Koyu kahverengi kürkleri, kocaman siyah gözleri, sivri beyaz dişler vardı. Tabloda siyah hâkimdi. Bu tabloya bakmayı kesip, diğer tablonun önünde durdum.

Bu tabloda Kurtlar vardı. Üç büyük kurt ve üç adam. Uzun ağaçların oluşturduğu büyük bir orman vardı. Diğer tabloda da yine üç adam vardı. Ama diğerleri gibi arkalarında bir hayvan figürü yoktu. Tablo genel itibariyle sarıydı ve parlıyordu.

"Vampirler." Dedi aynı adam. Bir şey söylemeden diğer tablolara bakmaya başladım.

Tabloların önünden ilerlemeye başladım. Tablolar genel olarak üç kişiyi temel alınıyordu; üç cüce, üç denizkızı, üç dev, üç, üç, üç... Bir diğer tabloda ise Trox vardı. Üç tane. Troxlar bana söylendiği gibi aptal olmalılardı çünkü Eppi gerçekten aptal bir yaratıktı fakat sevimliydi.

Diğer tablo ise siyah gölgelerden oluşuyordu. Uzun uzun tabloya baktım. Hipnotize olmuşçasına beni içine çektiğini hissettim.

Kaybolduğum yerde beni bulmuşlar ya da hissettiğim o boşluk doluyormuş gibiydi. Elimi tabloya götürüp parmağımla tabloya dokundum. Tabloya dokunmamla vücudumdan bana acı hissettiren bir akımın geçtiğini hissettim, ardından bina sallanmaya başladı.

Dev beton yığını bina bir anda kökü çürümüş ağaç gibi sallanıyordu. Elimi tablodan uzaklaştırıp yanımdaki adama baktım. Sallantı durmuştu fakat bulunduğumuz salonun içine dışarıda duvarın yıkıntılarını toplayan yaratıklar ve merdivenden inen yaratıklarla doldu.

Yanımdaki adamlardan biri odadaki herkese göz gezdirerek konuştu. "Önemli bir şey değil, işinize dönebilirsiniz."

Dışarıdan gelen yaratıklardan biri beni süzerek yanımdaki adama baktı. "Emin misin Bardia?"

Bardia.

"Eminim Kaya. İşinize dönebilirsiniz." Tutmam için uzattığı elini tuttum. "Gidelim artık, sonra Merkezi tekrar gezersiniz." Onu kafamı sallayarak onayladım. Yakınımızdaki merdivenlere yöneldik. Salon boşalmıştı. Ben, Bardia ve kapıda Eppi ile konuşan iki yaratık kalmıştık.

"Bolirven. Adım Bolirven." Dedi yaşlı adam. Diğeri ise küçük bir gülümseme ile "Norwny," dedi. Gülümseyerek karşılık verdim. Merdivenlerde iki tur çıktıktan sonra durduk. "Bu oda," dedi karşı taraftaki odayı gösterirken, "Kurul odası."

Kurul odası aşağısı gibi beyaz değildi. Griydi. Ortasında ise çok sandalyeli kenarları yaldız işlemeli bir masa vardı. Duvarında sadece tek tablo vardı. Girdiğimiz kapının tam karşısındaydı. Tabloya dikkatli baktığım, evimizdeki tabloyla aynıydı.

MAVERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin