16. SAVAŞA BİR ADIM KALA

504 36 15
                                    

Hayırlı bayramlar bayram şekerlerim hahhahaha :Dd bayramın sonuna anca atabildim yeni bölümü. bayram şekeri niyetine oy ve yorum yapabilirsiniz :)

iyi okumalar :)

16. SAVAŞA BİR ADIM KALA

Ahşap kapıya üç kez aralıklarla vurarak birini kapıyı açmasını beklesem de kapıyı açan yoktu. Bir kere daha kapıya vurduğumda içeriden kısıkta olsa bir ses geldiğini fark ettim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Frank'ı yatakta yatarken buldum.

İlk gördüğüm Frankla alakası yoktu. Tüm kanı çekilmiş gibi bembeyazdı. Gözleri ise tam tersi kızarmış, dudakları morarmıştı. Yatağa yaklaşarak "Görüşmeyeli nasılsın Frank? Hiç ateş saçıyor gibi değilsin. Ne oldu?" dedim.

"Tomris, gözüm yolda gelmeni bekledim. Nerede kaldın?" dedi alay ederek.

"Seni bu kadar endişelendireceğimi bilseydim biraz daha geç gelirdim Frank."

Az önceki alayı yüzünde tuz, buz oldu. Bir anda ciddileşerek, "Neden geldin?" dedi.

"Gelme nedenim belli değil mi? Yarım kalan işi bitirmeye geldim."

"Öldürecek misin beni?" dedi gizlemeye çalışsa da gergin olduğu her halinden belliydi. Köşede duran tabureyi çekerek yanına oturdum. "Bilmem, ölmek ister misin Frank?"

"Fırsatın varken öldür Tomris. Güçlendiğimde bu fırsatı bulamayacaksın."

"Hala umudun var ha? Güzel, güzel." Dedim alay ederek.

"Başladığım işi yarım bırakmam Tomris." Dedi tüm bitkinliğine rağmen gülecek kadar enerjisi vardı.

"Daha önce de bitirebilirdin, neden bitirmedin Frank?" Elimi havaya kaldırıp düşünüyormuş gibi gözlerimi kapattım. "A, dur ben sana bunun cevabını vereyim; bana mecbursun. Hayatta kalmak için, yaşamak için bana muhtaçsınız." Dedim her kelimeye daha da vurgu yaparak. Hiçbir şey söylemeden tavanı seyrediyordu.

"Sana o gücü versem de bana karşı kullanamayacaksın. Kötü olmak istemiyorum, sana bir şans vereceğim Frank. İster bunu kabul eder, benim kurallarıma uyarsın, istersen de hayatının sonuna kadar böyle sürünerek yaşarsın. Tercih senin."

Bakışlarını tavandan çekerek bana yöneltti. "Neyden bahsediyorsun?" Tabureden kalkarak karşısına dikildim.

"Ne buraya gelmeden önce ne de geldikten sonra amacım asla, asla Mavera'ya ya da buradan birine zarar vermek olmadı. Bir yere ait olmak istedim ve geldim. Böyle olacağını bilseydim asla gelmezdim. Önceliğim sana zarar vermek değil, özür dilersen ve tekrar karşıma çıkmayacağının sözünü verirsen, seni affedeceğim. Birine zarar vermek istediğim bir şey değil."

"Tomris," diyerek bir süre sustu. "Senden asla özür dilemeyeceğim. Sen Mavera'ya zarar vereceksin."

"Niyetim Mavera'ya ya da başka birine zarar vermek değil, anla bunu. Buranın bir parçası olmak istiyorum." Dedim. Söylediğim her kelimede samimiydim.

"Yalan söylüyorsun. Senden asla özür dilemeyeceğim. Güçlendiğim ilk an karşındayım. Çık git evimden." Diyerek kapıyı gösterdi. Parmağı bir hışım havaya kalksa da hızlıca yatağa geri düştü.

"Beni kötü biri olmaya, sana zarar vermeye zorluyorsun." Dedim öfkem artarken.

"Sen zaten bunu istiyorsun, beni bahane etme." Kalan son sabrımla tekrar ettim. "Frank benden özür dilersen, affedeceğim. Beni öldürmek istediğin için özür dile ve seni affedeyim. Yaptığın yanlışın karşılığında çok basit bir şey istiyorum."

MAVERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin