Multi: Erin Anderson
Playlist: My Life - 50 Cent ft. Eminem, Adam Levine
Hayat sürprizler serisidir. Öyle olmasaydı ne yaşanmaya, ne de korunmaya değerdi.
Emerson
Patlamadan 9 yıl sonra - New York/Amerika
Hiç yapmaması gereken bir şey yapmıştı genç kız ona yasaklanmış bir şeyi ama bunu yapmaya mecburdu. Çünkü bir insanın hayatı tehlikedeydi. Her ne kadar bu onun tekrar bir kutuya kapatılmasına neden olsa da mecburdu işte. Kapalı ortamları o cehennem gibi yerden çıktığından beri hiç sevmezdi. Özellikle küçücük karanlık bir odada kalmaya nefesi bile yetmezdi. En azından yakalandığım kişiler Hydra değil diye düşündü. Peki, ne yapmıştı da tekrar en büyük korkusu ile karşı karşıya kalmıştı? En iyisi olayları en baştan anlatmaktı.
Olaydan 4 saat önce
"Ben çıkıyorum Bay Murdock istediğiniz herhangi bir şey var mı?" patronu yaptığı işten kafasını kaldırmadan "Hayır yok Bayan Richards. Bay Nelson çıktı mı?" dedi.
"Evet, az önce çıktı. İyi akşamlar." Matt Murdock'ta ona iyi akşamlar dedikten sonra odasının kapısını kapattı.
O korkunç olaydan sonra oldukça fazla şey yaşamıştı. Avrupa'da bir süre kaldıktan sonra yakın dostu Frank sayesinde kaçak yollarla Amerika'ya gelmişti. Gerçi başlarda Frank onu öldürmek istemişti ama birbirlerini tanıdıkça aralarında sıkı bir dostluk bağı oluşmuştu. Zaman geçtikçe bu bağ öylesine kuvvetli olmuştu ki Frank Erin'i kardeşi gibi koruyup kollar olmuştu. Amerika'ya gelir gelmez Erin'de boş durmamıştı tabi. Frank'in gizli evlerinden birine yerleştikten sonra kaldığı mahalledeki avukatlık bürosunda bir iş bulmuştu. Her ne kadar Frank her ihtiyacı için ona yardım etse de ona fazla yük olmak istememişti.
Patronu Matt Murdock oldukça nazik ve çalışkan biriydi. Kör birine göre oldukça fazla çalışan biri. Gününün çoğunu davalarda geçirmesi Erin'in işine geliyordu. Böylece genç kız ailesi hakkındaki eski kayıtlara rahatça ulaşabiliyordu. Gerçi Micheal'ın ona yıllar önce verdiği dosyadaki bilgilerin üstüne pek bir şey ekleyememişti. Sadece yıllar önce gerçekleşen bir patlamadan dolayı kırmızı bültenle arandıklarını öğrenmişti. Bu yeni bilgi beraberinde yeni soruları da getirmişti elbette.
Erin her gün olduğu gibi kafasında bu sorularla bordo renk kabanını giyip çantasını aldı. Son kez özel dosyaların bulunduğu kilitleri tek tek kontrol etti ve sessiz adımlarla bürodan çıktı. Dışarı çıktığında soğuk ama bir o kadar harika New York havası onu karşılamıştı. Kar artık kendini yavaş yavaş belli ederken evine doğru yol aldı. Çantasından telefonunu çıkarıp Bumbo'nun numarasını tuşladı. Yaşlı adam 1-2 çalıştan sonra hemen telefonunu açmıştı.
"Erin nerelerdesin sen?" dedi Bumbo telefonu açar açmaz. Genç kız son 1 haftadan beri yanına uğramadığı için böyle sitemli bir tavır kullanmayı tercih etmişti. Sırf bu yüzden Erin'in kaldığı yere bile gitmeyi düşünmüştü. Erin Bumbo'nun bu ani çıkışını göz ardı etti. "Çin'e kaçtım Bumbo. Sen neredesin?"
Bumbo'nun kahkahası hoparlör de yankılanırken Erin'in yüzünde tatlı bir tebessüm oluşmuştu. Bumbo'nun bu içten kahkahasını duymak onu hep iyi hissettirmişti. "Çok komiksin demek isterdim ama maalesef bunu yapmayacağım. Pekala, niçin aramıştın?"
"Frank döndü mü acaba?" diye sordu genç kız merakla. Frank bir kaç gün önce Erin'in av olarak nitelendirdiği iş için gitmişti. Adamın yaptığı işe bu ismin oldukça uygun olduğunu düşünüyordu. Çünkü Frank'in peşinde olduğu kötü insanlar av Frank ise avcıydı Erin için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lady and fighter ● marvel
FanfictionGeçmiş, oyunlar oynar. Kazandığını düşünürken seni hiç beklemediğin yerden vurur. Sonun başlangıcını tetikler. Kaybetmenin, canileşmenin, korkunun... Masumiyetini çalar ve seni dipsiz bir bataklığın içinde hiç çıkmayacak bir leke ile ölüme terk ede...