Geçmiş, oyunlar oynar. Kazandığını düşünürken seni hiç beklemediğin yerden vurur. Sonun başlangıcını tetikler. Kaybetmenin, canileşmenin, korkunun... Masumiyetini çalar ve seni dipsiz bir bataklığın içinde hiç çıkmayacak bir leke ile ölüme terk ede...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yazım yanlışlarım affola.
❧
Sloan'ın peşi sıra yürürken içinden bildiği tüm duaları okuyordu. Doğruyu söylemesi gerekirse inançlı birisi değildi. Tutsak kaldığı onca zaman Tanrı'ya olan inancını yitirmesine neden olmuştu ama işte buradaydı. Geldiğinden beri sinir olduğu bir adamın arkasından ikiz kardeşini sağsalim bulmaya çalışıyordu.
Kaçtığı anlaşıldıktan sonra Kyra, Sloan'ın istediği gibi onun bir eşyasını getirmişti. Garip bir kaç hareketten sonra emin bir şekilde rıhtımda olduğunu söylemişti. Ondan sonrası ise bir karmaşaydı. Frank gelmek için ısrar etmiş, İntikamcıların bir çoğu ona güvenmediği için buna izin vermemiş ve sonunda Pietro ile Kate ona göz kulak olacaklarını söyleyerek işi tatlıya bağlamışlardı.
Asıl amaçları bu değildi elbette. Kuleye ilk geldiğinden beri Pietro'nun Erin'e karşı bir ilgisi olduğunun farkındaydı ve bu kesinlikle hoşuna gitmiyordu çünkü bu iş bittiğinde kardeşi gitmek zorundaydı ve giderken kırık bir kalple ayrılmasını istemiyordu. Kate'e gelince, o sadece Daniel için buradaydı. Başlarda aralarında garip bir elektrik olsa da bunun gerisi gelmemiş ve arkadaş olmuşlardı.
"Daha ne kadar böyle daireler çizeceğiz söyler misin?" Pietro'nun huysuz sesi onu düşüncelerinden sıyırırken ak saçlı adama hak vermeden edememişti. Pietro bundan habersiz devam etti. "Dahası süper hızlı olduğumu biliyorsun değil mi? Senin o büyülerinde daha hızlı bir şekilde Erin'i bulabilirim."
Sloan ona cevap vermedi. Art arda dizilmiş konteynerların önüne geçtiklerinde gördükleri ilk şey üzerine vuran ay ışığı ile ortaya çıkmış kan gölü olmuştu. Ondan sonra o kan gölünün ortasında yatan ve yanına yığılmış Erin'i fark etmişlerdi. Pietro panikle arkasından mavi hüzmelerini bırakıp onun yanına gittiğinde diğerleri de çok geçmeden üzerilerindeki şoku atlatıp genç kızın yanına koşmuştu.
Pietro endişeyle Erin'i omzundan tutup kendine döndürdüğünde ilk gördüğü şey ağlamaktan kızarmış gözler olmuştu. Yanlarına ilk ulaşan Kate beyni dağılmış cesede şokla bakarak, "Ne oldu burada?" diye sordu.
Erin kızarmış gözlerini bir an olsun Pietro'nun gözlerinden ayırmadan, "Kendini öldürdü." dedi ve histerik bir şekilde devam etti. "Kendini öldürdü. Kendini öldürdü. Kendini öldürdü..."
Pietro korkuyla diğerlerine döndü. "Ne oluyor ona?"
"Şok geçiriyor." dedi Frank.
Daniel çaresizlikle, "O zaman bir şeyler yapın!" diye bağırdı. Genç adam her ne kadar böyle zayıf göründüğü için kendine kızsa da kardeşi için korkuyordu. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki sonunda akıl sağlığını kaybetmesinden korkuyordu. Sloan bu yardım çaresine kulak vererek genç kadının yanına diz çöktü ve sarsmadan onu kendine döndürdü.
