Avengers Quinjet'te duruyorlardı. Bruce opera müziği dinliyordu. Natasha ona yaklaştı. Kulaklıklarını çıkardı. "Ninni zamanı her zamankinden daha iyi çalıştı."
Bruce rahatsız bir şekilde kıpırdadı. "Yeşil kodu beklemiyordum."
"Yeşil kod, ona böyle mi diyorsun?"
"Kayıplar iki katına çıkardı. Orada olmasaydın en yakın arkadaşım sadece bir hatıra olurdu." Dedi Natasha.
"Senin öldüğünü görmeyeceğim. Önce ben gideceğim bu dünyadan." Dedi Natasha.. Sessiz çıkan sesini sadece Clint duydu. Okçu uzanıp elini tuttu. "Seni kaybetmeye dayanamam." Dedi.
"Yapabilirsin. Laura ve çocuklar var. Sen yalnız değilsin ama ben öyleyim. Yelena ile yıllardır konuşmadım, Melina ve Aleksi ile de öyle. Senden başka kimsem yok ve seni kaybetmeye dayanamam ve seni Cooper, Lila ve Nathaniel'dan alamam. Böyle bir kötülüğü vaftiz çocuklarıma nasıl yaparım?" Dedi sonda gülmeye çalışarak.
Clint başını çevirip ona baktı. "Kız kardeşim olmadan yaşadığım her an işkence olurdu. Şensiz aldığım her nefes beni boğardı. Kız kardeşim olmadan yaşadığım hayat bir hayat olmazdı. Ben seninle birlikte ölürdüm Natasha. Yaşmaya devam eden sadece bedenim olurdu." Natasha ona gülümsedi. "Budapeşte'de birleştik ve ölüme kadar ayrılmayacağız. Ayrılan sadece bedenlerimiz olacak." Dedi Clint.
"Duymak istediğim şey bazen duymak istediğim şey olmuyor." Dedi Burce.
"Bu ne demek?" Diye sordu Harley. Bir şeyi hem duymak isteyip hemde duymak istememek kadar saçma bir şey olabilir miydi?
"Gerçeği bilmek istersin ama gerçek can yakıcıdır." Dedi Bruce.
"Bana güvenmen ne kadar sürecek?" Diye sordu Natasha.
"Güvenmediğim sen değilsin." Dedi Burce.
"Diğer adama güvensen harika olurdu." Dedi Lila tok bir sesle. Hulk'u seviyordu. Diğer adam onu kurtardıktan sonra hoş bir ilişkileri olmuştu ve bazen, Bruce ortamın yeterince güvenli olduğundan emin olduğunda Hulk'a dönüşür ve onunla konuşmasına izin verirdi. Bir keresinde Hulk saçlarıyla bile oynamıştı. Yeşil öfkeli bir devin saç yapmayı sevdiğini asla tahmin edemezdi.
Natasha, Thor'a baktı. "Hulk hakkındaki raporun nedir?"
"Cehennemin kapıları kurbanlarının çığlıklarıyla dolu." Dedi Thor.
"Ne?"
Thor konuşmaya devam etti. "Ölülerin çığlıklarıyla dolu değil. Yaralı çığlıklar ve çoğunlukla izlemeler."
"Ölmedilerse nasıl cehennemin kapısındalar?" Diye sordu Scott. "Bunu bileti ben de isterim." Dedi Hope.
"Sanırım ölüm tanrıçası onları oraya getirmenin bir yolunu bulurdu." Dedi Thor.
"Ölüm tanrıçası kim?" Diye sordu Lila. "Mitolojiye göre Loki'nin kızı Hela ölüm tanrıçası ama Loki bana hiç çocuğu olmadığını söyledi." Dedi Lila.
Thor ve Loki omuz silkerek Valkrey hafifçe gerildi. Loki bunu fark ederek dikkatle ona baktı.
"Hela ölüm tanrıçası. Sadece Loki'nın değil.... Odin'in kızı." Dedi Valkrey. Eninde sonunda ortaya çıkacak olan gerçeği saklama gereği duymayarak.
Loki ve Thor şokla ona baktı. "Bir ablam mı var?" Dedi Thor inanamayarak. Aynı anda Loki "Bir tane daha mı?" Diye bağırdı korkuyla. Valkrey sözü edilen kişi Hela olmasaydı Loki'nin bu tatlı hâline gülebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE STARK || Lila Stark ~ WTM
FanfictionYenilmezler onlarca diğer kişiyle bir sinema salonuna bilinmeyen kişiler tarafından hapsedildi. Sebep? Görünüşe göre içlerinde geleceği en net gösteren kişinin hayatını izlemeleri gerekiyor. Şanslı kişi kim mi? Tabiki Stark lanetine sahip, Lila...