KRALİÇE STARK || Lila Stark ~ WTM

32.Bölüm: Jabari ile Mücadele

'Londra, Birleşik Krallık'

Eric bir müzedeki bazı eserlere bakıyor. Bir rehber onun yanına doğru geldi. "Yardımcı olabilir miyim?" Diye sordu nazikçe.

"Hayır teşekkürler, sadece bakıyorum."

Eric, sadece bazı eserlere baktığını söylüyor.

"Ne planlıyorsun kiliminler?" Eric'i tanıyan herkes aynı anda sorduğunda Eric omuz silkti. "Bu gelecek. Tam olarak bilemem ama birkaç tahminim var."

"Bunlar çok güzel." Birini işaret etti. "Bu nerden?"

Rehber, "Günümüz Gana'sı, 19. yüzyıldan Bobo Ashanti kabilesinden kalma." Dedi otomatik bir şekilde.

Eric başka bir eseri işaret etti. "Peki bu?"

"Benin Edo halkı, 16. Yüzyıla ait."

Eric paslanmış bur baltaya doğru yürüdü. "Bu peki?"

"O Vibranyum ve Klaw birazdan orada olacak." Dedi Eric.

"Ah." Dedi T'Chaka. Yeğeni bunu yapabilirdi. Intikam almak için Klaw ile iş birliği yapabilirdi. Yapacaktı da. T'Chaka bunu istemese bile olacak olan şey buydu. Gözlerini yavaşça kapattı ve derin bir nefes alarak öfkeyle ana dillerinde bir şeyler söyleyen kabile liderlerini görmezden geldi.

"Benin'den. 7. Yüzyıl Fula kabilesi."

Eric hafifçe gülümsedi. "Benin'deki İngiliz askerleri tarafından alındı ama bu bir Wakanda eseri ve Vibranyum'dan yapıldı." Dedi.

"Nereden biliyorsun?" Vision merakla ona baktığında Eric omuz silkti. "Ben kiralık askerim. Pek çok operasyon ve araştırma hakkında bilgim var... Dünya devletleri wakanda'ya daha fazla Vibranyum olup olmadığını araştırıyordu. Bu yüzden biliyorum."

Bu yeni bilgiyle Wakandalılar hafifçe ürperdi. Bu olamazdı. Olmamalıydı. Sırları açığa çıkmamalı, ülkeleri güvende kalmalıydı.

"Hiç bir sır sonsuza dek sürmez. Wakanda eninde sonunda sınırlarını açmak zorunda kalacak. Bunu kendi kontrolü ve isteğiyle gerçekleştirirse güç yine onda olur. Aksi taktirde fazlasıyla zarar alır." Dedi Eric. Şimdi doğrudan T'Challa'ya bakıyordu.

"Merak etme. Sizi bu yükten kurtaracağım."

"Eserler satılık değil."

Eric hafifçe gülümsedi. Yan bir bakışla kadına baktı. "Atalarının onu nasıl elde etti sence? Bunu almak için uygun bir fiyat mı ödedi yoksa Diğer her şeyi aldıkları gibi mi?"

Haklı olduğunu bildikleri için kimse buna cevap vermedi.

"Onu çalacaksın değil mi?" Roket bu fikirden fazlasıyla memnunmuş gibi sordu. Eric sadece başını sallayarak onayladı ama yüzünde fazlasıyla eğlendiğini belirten bir gülümseme vardı.

"Sizden gitmenizi istemek zorundayım."

"Geldiğimden bu yana beni takip eden bunca güvenlik önleminiz var ama bedeninize gireni takip etmiyorsunuz."

"Zehir mi verdin?" Linde neşeli bir şekilde sorup kıkırdamaya başladığında belirli kişiler hariç herkes ona demediğini düşünüyormuş gibi baktı.

Bu normal değildi!!!

Eric'in arkasından birkaç koruma geldi. "Peki gidelim artık." Dedi omzundan tutarak. Rehber kadının nefesleri hızlanmaya başladı. "Kendini pek iyi hissetmiyor gibi." Dedi Eric. Kadın yere düştü.