Merhaba... Çok geçmeden ikinci bölümle geldik güzellerim :) Oy verdiysek geçelim bölüme.
3 ay sonra.
Küçükken en sevdiği şey yokuş bir yoldan arabayla hızlıca inmekti sanırım. Bu ona hem büyük bir korku hemde büyük bir haz verirdi. Şimdi ise geleceğini inşa ederken aynı hissi yaşıyordu. Geleceği için çok çabalıyordu. Tuğlalar önündeydi, bununla birlikte gerekli olan her şey önündeydi. İnsanlar yardım etmek istiyor ve onlar da elini taşın altına koymak istiyorlardı ama Esila bunu nazikçe reddediyordu. Çünkü o sağlam binayı yalnızca kendisinin dikeceğine inanıyordu. Eskiden insanlara güvenmişti ve ilk sağanak yağışta evi sallanarak başına yıkılmıştı. Şimdi şiddetli yağmurlara karşı sağlam bir yuva yapmak, gelecek inşa etmek istiyordu.
Bu koskoca üç ayda birçok şey değişmişti hayatında. Hem iş hem ev bulmuştu. Evinin eşyalarını kendi dizmişti. Çokta bir eşyası yoktu. İki kişilik bir koltuğu, küçük bir ahşap masası, perdesi, dört katlı eski bir kitaplık, bir yatağı ve iki kapaklı giysi dolabı vardı. Bunların hepsini ikinci el olarak almıştı. Almaya da devam edecekti ama her şey zamanla oluyordu. Hiçbir şey pat diye olmuyordu. Yaptıklarına şükür ediyor ve daha iyisi için çabalıyordu. Mutfaktaki eşyaları da Ayşin almıştı. Dipsiz kuyuya yansıyan ışık gibi iyi gelmişti ona Ayşin. Bu süreçte zaten tek destekçisi oydu. İş bulmasında da, ev bulmasında o yardımcı olmuştu. Evi bir salondan ve yatak odasından oluşuyordu. Bir banyo ve amerikan mutfağa sahipti. Ev sahibinin bıraktığı mini bir buzdolabı vardı birde.
Ayağa kalkarak yıkamadan getirdiği kıyafetlerini koltuğun üzerine döktü. Bu kıyafetlerin hepsini Ayşin ile birlikte sosyete pazarlarından almıştı. Buraya geldikten sonra bir hafta sonra işe girmiş,ilk on beş günün ardından avans alarak alışveriş yapmıştı. Evi de şansı yaver giderek hem Ayşine yakın hemde ucuza tutmuştu. Bu zamanda bu kadar ucuza oturduğu için mutluydu. Koltuğa oturarak kıyafetlerini eliyle düzeltip katlamaya başladı. Çamaşır makinesi olmadığı için buraya yakın bir yerde hem öğrenciler için hemde karavan da kalanlar insanların gittiği bir dükkanda uygun fiyata hem yıkayıp hem kuruluyordu. Her hafta bu şekilde ilerliyordu. Ama birkaç gün içinde aldığı maaşla bir makine alacaktı.
Kapı ard arda çaldığında yerinden kalktı. Üstünü düzeltip kapıyı açtı. Ayşin elindeki pizza kutusunu sallayarak içeri girdi. Üstü ıslanmıştı. Esila eğilerek ev terliği koydu. Yerler de halı yoktu ve ev soğuktu.
" Yağmur mu yağıyor?" dedi kapının önünden çekilirken. Ayşin içeri girip montunu indirdi.
" Sorma ya, birden bastırdı. Kaldım salak gibi ortada. Dinmesini bekledim ama hiç dinecek gibi durmuyordu. Koştura koştura geldim bende. Bu arada yemek yedin mi? Ben deli gibi açım. Pizza aldım ikimize."
" Yok daha yemek yemedim. Makarna yapmayı düşünüyordum. Dolapta meyve suyu vardı ister misin?" diye sordu dolaptan vişne suyunu çıkarırken. Ayşin koltuğa geçerken başını salladı olur anlamında. İkili sık sık buluşuyordu. İşten arta kalan zamanda. Ayşin bir mücevher üzerine kurulu şirkette çalışıyordu asistan olarak. Hafta sonu çalışmıyordu. Esilaya ise bir fabrika da iş bulmuştu. Muhasebe sorumlusu olarak çalışıyordu. O da hafta sonu gitmiyor üstelik yol ücreti bile vermiyordu çünkü kapının önünden servisi kalkıyordu.
Bardakları doldurup pizza kutusunu da alarak masaya geçti. Ayşin bir bacağını diğerinin altına alarak Esilaya doğru dönerek ona da yer açtı. İkili pizzayı açıp ortaya koydular.
" Esila bir şey soracağım ama yanlış anlama. O adamdan bir haber yok değil mi?" diye sordu sorunun cevabını deli gibi merak ediyordu. Ömrü hayatında öyle karizmatik bir adam görmemişti Ayşin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHTAN DAMLAYAN KAN
Teen Fictionİkisinin de yolu ansızın çıkmaz bir sokağa çıktı. Bu bir sondu. Ya da her şeyin bir başlangıcı olabilir miydi? Belki de. Onlar için yazılan Kader en güzeliydi. İki beden, iki kalp tek ruh. O gece gözler birbirine değdi. Zehirli yeşiller, toprakla b...