38. 🌙

6K 567 379
                                    

İyi okumalar 🫶🏻
Bölüm Şarkısı : Dedublüman- Gamzedeyim Deva Bulmam
Yaşar - Divane

~~
ASAF

"Devrem hoca gidiyor" Nihat'a seslenmemle Kamile teyzeyle beraber geldiler. Nihat burukça tebessüm ederken minnetle karşısındaki adama bakıyordu.

"Dilinize sağlık hocam, teşekkür ederiz."

"Lafı mı olur Nihat ? Babanı çok severdim ruhuna değsin inşallah" diyen hocayla Kamile teyze örtüsünün kenarıyla gözünü sildi. "Ağzınıza sağlık. Allah kabul etsin."

"Amin inşallah. Sizlerinde ellerinize sağlık ancak benim gitmem gerek."

"Ben sizi geçireyim hocam" Nihat'a babamda eşlik ederek misafiri kapıya kadar geçirmeye gittiler. Omzunu kapıya yaslamış boş boş bakan Berra'yı kolumun altına aldım. Zoraki bir gülümsemeyle yüzüme baktığında burnunun ucunu sıkıp kolunu sıvazladım. Biraz eğilip yüzüne baktığımda gözlerinin dolduğunu ağlamamak için kendini sıktığını görünce sıkıca sarıldım.

Misafirler gittikten sonra boş kalan salona geçip yan yana oturduğumuzda akan gözyaşlarını elimle silip "Berracım" dediğimde "Asaf abi çok özlüyorum" sözleriyle kendime çekip sarıldım. Babasını kaybettiğimizde 15 yaşındaydı Berra. Ergenliğe yeni girişi, babasının vefatı, değişen hayatları derken çok zorlu dönem geçirmişti. Nihat ve Kamile teyze ellerinden geleni yaparken, bizde gücümüz yettiğince destek olmaya çalışmıştık.

Çok acı ancak giden kişinin yerini kimse dolduramıyor. Çok sevdiğiniz, değer verdiğiniz biriyse üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin yüreğinize düşen ateş ilk günkü haliyle yanmaya devam ediyordu.

Sırtını sıvazlayıp sessizce gözyaşlarını akıtırken içeriye giren Nihat kardeşinin halini görünce yüzü daha çok düştü. Muhsin amca öldüğünden beri ailenin babası olmuştu Nihat, annesi kardeşi üzülse kendine dert bilip kendini sorumlu tutuyordu. Babasının varlığını sürdürmeye çalışıyordu devrem, her ne kadar kendi acısını ikinci plana atsa da.

Kardeşinin boşta kalan tarafına geçip sırtına başını yaslayıp kollarını karnına sardı. "Abim" derince yutkunup nefes aldı Nihat. "Sizin gözünüzden akan her yaş için ben babama nasıl hesap veririm ? Bana demez mi benim emanetlerime böyle mi sahip çıkıyorsun diye ? Kaşlarını çatıp kızmaz mı ?"

Ulan Nihat şu konuşmanla bile boğazımı düğümledin. Aklıma, sabaha karşı eve geldiğimizde Muhsin amcanın çatık kaşlarla bizi karşılayıp "ulan hergeleler siz ne zaman büyüyeceksiniz" demesi geldi. Hey gidi Muhsin amcam yine olsan dağ gibi kapıda durup çeksen kulağımızı.

Berra başını omzumdan kaldırıp hızlıca göz yaşlarını sildi. Abisine bakıp gülümsemeye çalışarak "ağlamıyorum ki" bana dönmesiyle göz kırptı. Nihat kardeşini kolları arasına alıp başını öptü. "Hiç ağlama."

Mutfakta işlerini bitiren hanımlar da yanımıza geldiler o sırada. Annemle Kamile teyze yan yana otururken Aslıhan da tekli koltuğa geçti. Ortama hakim olan sessizliğin içinde kimse ne konuşacağını bilmiyordu. Böyle anlarda ne söylenir ne konuşulur ya da teselli edilmesi doğru mu, bilmiyoruz. Acıyı sözle kesmek pek kolay bir iş değil.

Kamile teyze anneme dönerek dostça dizine koydu elini. "Allah razı olsun hepinizden sabahtan beri benimle koşturdunuz."

"Aman o nasıl söz Kamile duymamış olayım bak" diyen annem elini Kamile teyzenin elinin üzerine koydu. "Aileyiz biz. Aile arasında böyle şeylerin lafı edilmez."

"AYSU"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin