5.🌙

13.2K 1K 1.3K
                                    

oy vermeden geçmeyelim🌸.

~~

Üzerime giydiğim ince kiremit rengi triko kazağımı yüksek bel, dar olmayan kotumun içine koydum yatağımın üzerinde duran siyah kemerimi de taktığımda aynada kendimi inceledim. Üzerimdekiler olmuştu. Komidimin üzerindeki tarağımı alıp banyoya geçtim. Saçımdaki yoğun olmayan dalgaları tarayıp doğal haline bırakacaktım. Düzleştirmekle ya da maşa yapmakla şimdi hiç uğraşamazdım.

Asaf'ın dün attığı mesajdan sonra bir an önce emniyete gitmek istiyordum. Acaba, fotoğrafımın nerede çekileceğini konuşuruz derken makinemin kısa süre sonra bulunacağını mı demek istiyordu. Umarım anladığım gibi demek istemiştir Asaf, umarım boş yere ümitlenmiyorumdur.

Dün akşam yemekte emniyetten haber geldiğini, ifademin eksik kısımlarını tamamlamam için çağırdıklarını söylemiştim aileme. Annem "demek ki bulmak için uğraşıyorlar ki eksik kısımlarını fark etmişler kızım" derken ağabeyimle babam da onaylamıştı.

Babam "yarın bende gelirim seninle tek gitme" dese de tek gideceğimi, altı üstü tekrar ifade vereceğimi işini aksatmamasını söylemiştim. Pek ikna olmadı başta ama bir durum olursa seni ararım gelirsin deyince kabul etti.

Ağabeyim ise "ben zaten gelemem yarın miniklerle tiyatro dersimiz var. Bir şey olursa ara sen yine de" demişti.

Odama geçtiğimde aynalı masamın önündeki pufa oturdum. Rimeli dikkatlice kirpiklerime sürdükten sonra açık kahverengi tonundaki rujumu da sürdüm. Saat 9'u gösteriyordu. Sabah bekliyorum derken saat söylememişti. Erken gitmiş olsam bile orada beklerdim artık.

Çantamı ve dolaptaki kısa keten ceketimi alıp merdivenlerden aşağı indiğimde güzel kokuların geldiği mutfağa geçtim. Annem yıllardır yaptığı gibi erkenden yemekleri hazırlıyordu.

"Gidiyor musun annem?" Yanağından öptüm.

"Gidiyorum Meloşum. Sabah gelin dediler saat söylemediler çok erken de değil zaten yavaş yavaş giderim."

Annem ellerini yıkayıp havluyla kurulurken gülümsedi. "Yoldaş ol beraber gidelim dersen 10 dakikaya hazırım."

Tezgahtaki kurabiyelerden bir tane alıp yerken kafamı salladım. "Tek giderim annem. Gelirken bir şey istiyor musun?"

"Yok istemiyorum kızım. Zaten pazara gideceğim bugün, ben alırım. Haberdar et beni kız meraklanırım" beraber kapıya kadar geldiğimizde ayakkabılıktan siyah kısa botlarımı çıkarıp giyindim.

Annem yanaklarımı öpüp saçlarımı düzeltti. Biz bir yere giderken annem kapının önünde hep bizi uğurlardı. Ceketimizi tutar yanaklarımızdan öper, Allah'a emanet olun derdi. Kaç yaşına geldik hala değişmedi. Hiç değişmesin sen bizi hep kendi ellerinle yolcu et, gelişimizi pencere kenarında bekle annem.

Mahallenin temiz havasını içime çekerken baharın gelmesiyle balkonlardaki sesler yavaştan artmaya başlamıştı. Yolda tanıdıklarıma selam verirken evinin kapısını kapatan Elvin'i gördüm.

"Pişt, kız" dememle başını çevirdi. Beni görünce gülümseyip uzun saçlarını düzelterek yanıma geldi.

"Gözyaşlarım eşliğinde derse gidiyorum. Bedenim burada ama ruhum asla. Ruhum yatağında yorganı tepesine kadar çekmiş fosur fosur uyuyor. Burnuna kızarmış patates kokusuyla uyanmak istiyor."

Gülüp Elvin'i süzdüm. "Şakaklarına kadar çektiğin göz kalemine ve sürdüğün aydınlatıcılara bakılırsa ruhun ayılmış bence."

"AYSU"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin