9. BÖLÜM

7 2 10
                                    

(Emily)

-Yani artık benim eğitmenim sensin.

Dolaptan kıyafet çıkartırken yatağımda oturan Sam'e cevap verdim.

-Evet, kaldırabilecek misin?

-Umarım.

-Güzel, git ve hazırlan.

-Ne için?

-Dylanı dinlemedin mi? Hep beraber ava gidecekmişiz.

-Ah, doğru.

Sam ayağa kalkıp kapıya giderken söyledim.

-İki geyik.

-Anlamadım.

-En az iki geyik avlayacaksın.

-İki geyik biraz zor-

-Daha başlamadan pes mi ediyorsun?

Kısa bir nefes aldı.

-Hayır, yapacağım.

-Güzel. Avda buluşuruz.

-Peki.

Sam odadan çıktığında üzerime siyah bir tulum giydim. Av eşyalarımı alıp kilisenin avlusuna ilerledim. Herkes ne avlayacağını konuşuyordu.

-Emily.

Yan tarafa döndüğümde Dylan yanıma geldi ve gülümsedi.

-Ava hazır mısın?

-Evet.

Etrafa bakındım.

-Şu iksi...

Bakışlarımla en uzaktaki iki adamı işaret ettim.

-Evet?

-Yeniler mi?

-Hm hm...Burada nerdeyse kırk kişiyiz. Onları olduca hızlı fark ettin.

-Belki...

Av başladığında iç çektim.

-Bir sorun mu var?

-Hm?

Dylana döndüm.

-Hayır, iyiyim. Sadece bir rüya gördüm.

Avlanacağım yönü seçtim ve ilerlemeye başladım. Dylan bir adım arkamdan geliyordu.

-Bir rüya? Ne hakkındaydı?

Ormanın iyice derin kısımlarına geldiğimde yayımı hazırladım.

-Bu neden seni ilgilendirsin ki?

Dylan da kendi okunu hazırladı.

-Uzunca bir süre beraber çalışacağız. Aramızın soğuk olmaması için ufak bir sohbetin kimseye zararı olmamalı.

Bizden yaklaşık elli metre uzakta olan geyiğe nişan aldım. Dylan nişan aldığım yere baktı.

-Onu burada vuramazsın, çok fazla ağaç var.

Çektiğim oku bıraktığımda geyik acı ile inledi ve yere düştü.

-Sohbet edecek başka birini bul.

Avladığım geyiğin yanına doğru giderken Dylan arkamdan sordu.

-Ailen hakkında değil mi?

Kaşlarımı çattım ve arkamı döndüm. Aramızdaki bir metreyi iki hızlı adımla kapattım ve boynuna bıçağı dayadım. 

-Haddini bil.

Teslim olur gibi ellerini kaldırdı ve güldü.

-Affedersin.

Alaycı tavrı ile iyice sinirlendim. Bıçağımı çektim ve arkamı dönüp ilerledim. Peşimden geliyordu. Geyiğin üstündeki okumu aldım.

-Yardım edeyim.

Geyiğin ön ve arka ayaklarından tutup boynuma attım.

-Ne için?

-...Boş ver.

Yaklaşık yarım saat sonra kilisenin avlusunda toplandık. Dylan herkesin onu görebileceği bir yere geçti. 

-Emekleriniz için teşekkürler. Lütfen sırayla avladıklarınızı getirin ve birinciyi seçelim.

Yanımda duran Sam'e bakmadan söyledim.

-Birinciyi seçmek sadece gereksiz bir ego yarışına sebep olacak.

-Evet.

Herkes sırayla avlarını bırakırken grubumuzun en iri yarı adamı ortaya bir geyik bıraktı ve iğrenç bir gurur ile gülüp yerine döndü.

-Sam Loyers, sıra sende.

Sam bir geyik ve bir domuz ile öne çıktı. Dylan hafif bir ıslık çaldı.

-Sanırım birinciliği kaptırdı.

Diğer adam homurdandı ama bir şey demedi.

-Ve son olarak Emily Gomez.

Elimdeki iki tavşan ile ortaya gittiğimde gülüşmeler başladı. Arkalardan geldiğini fark ettiğim bir ses bağırdı.

-Bir kadından da bu beklenirdi.

Gülüşmeler artarken grubumuzdan iki adam ellerinde oldukça büyük bir çuvalla yanıma geldi. 

-Nereye bırakalım?

-Buraya koyabilirsiniz, teşekkürler. 

Çuval gürültü ile yere düşüp açıldığında tüm sesler kesildi. Dylan yüksek bir ses ile duyurdu.

-Yedi geyik, beş domuz ve iki tavşan ile bu ayın birincisi Emily Gomez!

Yerime geçerken benimle dalga geçen adamın omzunu sıvazlayıp güldüm.

-Bir kadından da bu beklenirdi değil mi?

Sam'in yanına gittiğimde gülümsedi. Tanrım, nasıl bu kadar enerjik olabiliyordu.

-Tebrik eder-

Kafasının arkasına vurdum.

-Bu ne içindi?!

-İki geyik dedim. Bir geyik bir de domuz değil.

-Özür dilerim.

-...Sorun yok. Bir dahakine eminim başarırsın.

Saçlarını karıştırdım.

-Yarından itibaren antrenman başlıyor. Ona göre kendini hazırla.

-Anladım.

Dylan ellerini iki kez çırptı ve güldü.

-Hadi bu bereketli günü bir ziyafet ile kutlayalım!

Herkes mutluluk ile haykırdığında hafifçe güldüm.

-Galiba burada eğleneceğim.













SAELAND'IN GÖLGELERİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin