Ne kadar fedakarsın(25)

10 3 0
                                    

Bir pazar günü gecenin bahçesinde kahvemi içerken gökyüzüne baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir pazar günü gecenin bahçesinde kahvemi içerken gökyüzüne baktım. Hava güneşli ama serindi. Bugün gece bir davete katılacaktı. Bende gidecektim. Gece sabah erkenden çıkmış ve beni alacağını söylemişti. Bende oyalanıyordum kendimce ablamı özlemiştim. Olaylar yüzünden konuşamamış görememiştim.
Akşama az kalmıştı hazırlanmak için odama çıktım.

Siyah zarif ama seksi yırtmaçlı bir elbise tercih ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyah zarif ama seksi yırtmaçlı bir elbise tercih ettim. 
Makyajımı ise elbiseye uyum sağlayacak şekilde hafif tuttum. Rujumu sürdükten sonra hazırdım. Tam vaktinde..

Gece kapımı açmış beni beklerken baştan aşağı süzdü. Arabanın yanına gittiğimde belimden tutup kendine çekti. "Nasıl başarıyorsunuz hanfendi?" Tek kaşımı kaldırarak "neyi beyfendii" dedim. "Bu kadar güzel olmayı" dedi gece karanlık gözleriyle hala beni süzerken.  rahatsızca yerimde kıpırdanıp "meslek sırrı beyfendi" dedim. Yola çıktık. "Tam olarak ne daveti bu gece çünkü bana çok güzel emirler yağdırarak haber verdiğin için sormaya fırsatım olmadı" gece güldü. "Bir arkadaşımın vakfının bağışı için düzenleniyor bu yemek." "Hmm anladım.. çok sıkıcı değildir inşallah" muzip bir gülümsemeyle baktı. "Ben seni eğlendiririm afracım tek isteğin bu olsun" omzuna hafifçe vurdum. "Pislik yapma zaten bir pazarım var. Onda da dinlenseydim nolurdu ki" gece gülüp "sen iyice memura bağladın" bende gülüp yolu izlemeye başladım..

Yemekler yenirken bir yandanda iş konuşuluyordu masada. Afra sıkılgan bir şekilde etrafını süzdü. Gece ise afranın bu durumunu anlamış kaçmak için yollar arıyordu. Gece afranın kulağına fısıldadı. "Burdan sonra seni bir yere götürmek istiyorum" afra kaşlarını çatarak nereye der gibi kafasını salladı. Gece bir şey demeden yemeğine geri döndü. Telefonundan gelen bildirimle afra dikkat kesildi.
Ablamm🖤: ablacım beni bir arar mısın? Acil
Kaşları çatılan afra tuvalete gideceğini söyleyerek kalktı. Tuvalete gelen afra telaşla ablasının numarasını tuşladı. "İyi akşamlar küçük kadınım" afra duyduğu sesle buz kesilirken "sen..senin ablamın telefonu ne işi var sende!" Telefondan gelen kahkaha afranın midesini bulandırdı. "Cevap ver!!" "Sakin ol küçük kadınım sevgili baldızım benim yanımda güvende..." sinirden gözü seğirdi afranın ve birazda korku vardı içinde. "Seni öldürürüm aras duydun mu beni seni mahvederim!" "Boşuna tehditler savurma küçük kadınım bunların hiçbirini yapamayacağını ikimizde çok iyi biliyoruz.. şimdi bence hiç uzatmaya gerek yok ablandan gelen mesaja baksan iyi olur.." afra titreyen elleriyle mesaj kutusuna girdi. Ablası bir sandalyeye bağlanmış baygın bir halde duruyordu. Gördüğü görüntüyle yere çöktü afra telefonu kulağına götürdü. "Şimdi hiç kimseye hiçbir şey çaktırmadan atacağım adrese geliyorsun. Çok basit. Eğer dediklerimi harfiyen yapmazsan sevgili kayracık uçup gider. Bakalım ne kadar fedakarsın küçük kadınım.." ve telefonun kapanma sesi afranın bütün vücudu korkudan titriyordu. Akan gözyaşlarına engel olamıyor ne yapacağını bilmiyordu. Zorlukla kalktı. Lavaboya iki elini koyarak aynaya baktı. Arasın dediklerini hatırladı. Gözyaşlarını güçlükle sildi yüzünü yıkadı ve makyajını tazeledi. Her zaman taktığı maskesini yüzüne geçirdi. Gözlerine inen perde de çocukluğunu gördü. Bir buzdan eve hapsolmuş çocukluğunu.. "yapabilirsin" diye fısıldadı kendine. Geceyi düşündü. Ya ablasına ya da mutlu her insan gibi sevdiği insanla birlikte geçecek bir ömüre veda edecekti. Geceyi bir daha göremezsem düşüncesi sardı. Beni arar mıydı. Çıkarır mıydı bu bataklıktan. Sözünü tutar mıydı. Afra bu düşünceleri içinde salona geri döndü. Telefonundan gelen mesaja baktı. "Acele etme küçük kadınım ablan gayet iyi. Seni izliyorum unutma..." etrafına bakındı umutsuzca nasıl kaçacaktı geceye farkettirmeden. Masaya oturdu. "İyi misin" diye sordu gece. Afra değilim diyip her şeyi anlatmak istiyordu. "İyiyim kalkalım mı artık" gece kafasını salladı. Afra geceyi nasıl atlayacağını düşünüyordu. Fakat hiçbir şey bulamıyordu. Nereye gittiklerini bilmeyen afra sustu. Yolu izledi. Belkide son dakikalarını geçiriyordu geceyle. Arasın neler planladığını tahmin edebiliyor ve korkuyordu. Bir uçurumun kenarına geldiklerinde indiler. Bir bank bankın iki ucuna takılmış beyaz balonlar vardı. Afra gülümsedi. "Burası çok güzel gece" acı bir gülümsemeydi bu. Gece afranın ellerinden tutarak kendine çevirdi. Buğulu bakışlarıyla afranın yüzünü ezberlemek istiyormuş gibi inceledi. Okyanuslar süzülüyordu gözlerinden. "Afra.." afra gecenin konuşmasını beklemeden söze girdi. "Gece.. sana bir şey söylemek istiyorum" gece kaşlarını çattı. "Ben.. seni seviyorum" gece gülümsedi ve afranın yanağını okşadı. Afra usulca yaklaştı. Hafızasına kazımak istiyordu bu anı çünkü bir daha böyle bakamayacak dokunamayacaktı sevdiği adama. Tam dudaklarını kavuşturacakken "emin misin" diye fısıldadı gece. Afra kafasını salladı. Gecenin aklı karışmıştı. Bir yandan çok mutluydu bir yandan da bu kadar çabuk kavuşacağına inanamıyordu.
Ve afra uzun ama masum bir öpücük bıraktı gecenin dudağına. toprak ve su buluştu. Çiçekler açtı rüzgar esmeyi bıraktı. Afranın ilk defa buzdan evi eridi. Nefret acıyla kıvrandı. Bankta oturmuş. Gökyüzünü izliyorlardı. Afra bu huzurdan mahrum kalmak istemiyordu. Bu şekilde ömrünün sonuna kadar kalabilirdi. "Artık seni benden ölüm bile ayıramaz." Dedi gece. Afra tebessüm etti. "O nasıl olacakmış" diye sordu. "Sen yanımdaysan benimleysen oldurmayacağım şey yok. Hiç kimse sana zarar veremez. Hiçbir şey seni üzemez. İzin vermem. Ben bile seni üzemem ama Eğer bir gün benden vazgeçersen benden gidecek olursan tek kelime etmem susarım. Kabullenirim." Afranın gözünden bir damla yaş düştü. Kafasını eğerek gizlemeye çalıştı. "Beni hiç bırakmazsın yani dimi ne olursa olsun" dedi afra. Gece afranın başına bir öpücük kondurdu. "Ne olursa olsun" diye fısıldadı. Afranın içini umut kapladı. Bulacaktı onu. Bırakmayacaktı. Buna inanarak toparladı kendini. Asla arasın olmayacak hep gecenin kalacaktı afra. Gerekirse ölürdü. Yine de ona dokunan son öpen son gördüğü gözler gecenin olacaktı. "Gidelim mi" diye sordu afra gece kafasını salladı. Tam kalkarken gecenin telefonu çaldı. "Sen arabaya geç geliyorum" kafasını salladı afra. Yavaş yavaş yürüdü. Arabaya bindiğinde gece hararetli bir şekilde konuşuyordu. O sırada etrafına bakındı. Aras seni izliyorum demişti. Afra kimseyi göremedi. Bir anda aklına torpidodaki silah geldi. Torpidoyu açtı ve yanılmadı. Eğer birileri izliyorsa silah aldığınıda görebilirdi. Gizlice alması gerekiyordu. O yüzden üstündeki montu çıkardı torpidonun üstünden bacaklarına doğru getirirken montun altından silahı alıp kucağına koydu. Sonra ise montu ayağının altına koydu. Aynı şekilde montun altından silahı çantasına koydu. Görmelerinin imkanı yoktu. Eğer şanslıysa aras sadece telefonunu alırdı çantasına bakmazdı.
Eve gelmişlerdi. Gece duştaydı afra ise yatakta boş boş oturuyor düşünüyordu. Telefonuna gelen mesaja tekrar baktı. "Vakit geçiyor küçük kadınım" derin bir nefes aldı. Acaba şu an ablası nasıl bir haldeydi onun yüzünden düşmüştü bu duruma. Kalkıp perdeleri kapattı. En azından evdeyken izlemesine gerek yoktu. Zaten aras afranın hiçbir şey söylemeyeceğinden emindi. Arkasına yaslanmış karşındaki yemiyle küçük kadınını bekliyordu. Duştan çıkan geceyi inceledi. Gece ise afranın yanına oturdu ve bir tutam saçı kulağının arkasına koydu. Afra son dakikalarını gecenin kollarının altında geçirmek istiyordu. Bu zamana kadar gece afra ona adım atmadan afraya dokunmamıştı. Yine öyle yaptı.zaman tanıdı. Bekledi. Afranın elleri yavaşça gecenin boynuna doğru gitti. Düşen damlaları gözleri takip etti. Ordan sakallarına dokundu. Alınlarını yasladılar birbirine. Ani bir hareketle afra gecenin kucağına oturdu. Şaşıran gece bir yandan da çok mutlu olmuştu. Bu kadın sadece onun için böyle hisler besliyordu. Sadece onun teni ona ilaç oluyordu. Gözlerinden alevler çıkan afra fısıldadı. "Senin olmak istiyorum" afranın saçlarından tutup yüzüne yaklaştırdı gece. "Sen zaten benimsin bende seninim" parmaklarıyla dudaklarını okşadı afranın. "Bunun için bir kanıta ihtiyaç yok" afra gülümsedi. Muzip bir şekilde iyice kapattı aradaki mesafeyi. "Ama istiyorum" dedi nefesini gecenin dudaklarına vererek. Gece aradaki mesafeyi tamamen kapatarak afrayı öpmeye başladı. İncitmekten korkarcasına narin ve hafif davranıyordu gece. Afra ise yavaş karşılıklar vererek anın tadını çıkarıyordu. Karnında ilk defa kelebekler canlandı. Onları hissetti afra. Daha fazlasını isteyerek sertleştirdi afra kendini. Gece ise ufak bir inlemeyle karşılık verdi. Karşısındaki kadına dayanamıyordu. Eriyordu..
..
Afra hiç olmadığı kadar mutluydu. Sonunu biliyordu. Ama yine de mutluydu. Hafızasından hiç silinmeyecek onu kalbinde yaşatacak bir gece geçirmişti. Gece sonunda uykuya dalmıştı ve vakit gelmişti. Uyandırmamaya gayret ederek kolunun altından çıktı gecenin. Kokusunu iyice içine çekti ve saçlarına hafif bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum ne olursa olsun beni bırakma" diye fısıldadı. Çantasından silahı çıkarıp emniyetini açtı ve beline yerleştirdi. Belli olmaması için üzerine bol bir sweat giydi ve son kez aşık olduğu adama bakıp evden sessizce çıktı. Kapıda onu bekleyen siyah arabaya doğru yürüdü. Kendi sonuna kendi adımlarıyla gidiyordu. Yenilmenin korkusu ve acısı sarmıştı bedenini. Buzdan evi ilk defa hissettiği duyguları arkasında bırakmanın verdiği yükle burkuldu. Afra hiç doğmamıştı yaşamamıştı. Defalarca öldürülmüştü. Bugün yeniden doğdu ve şimdide öldürülmek için katilinin kollarına gidiyordu....

 Bugün yeniden doğdu ve şimdide öldürülmek için katilinin kollarına gidiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PALYAÇONUN GÖZYAŞLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin