24. Bölüm: Rahat Uyu Howle Kraliçesi

38 31 15
                                    

Gemilerimiz gelmişti fakat iki kraliyet ailesi de ayrılmamıştı. Sabah kalktıklarında bir şok dalgası sarayın dört bir tarafını sardı. Ülkedeki her yer siyaha bürünmüştü. Howle, tek veliahdını kaybetmişti. Düşmanımı kaybetmiştim. Müttefikimi. Hayır..! Dostumu kaybetmiştim! Onun bir kalbi olduğunu anladığımdan ve gerçek yüzünü gördüğümden beri.

Neredeyse 24 saatten fazla uyumadığımız için üçümüzün de gözlerinin altı çökmüş ve morarmıştı. Kral gizli geçitleri çok geç fark etti, kurduğumuz tuzakları kaldırmıştık. Çiğdemin haberi alınca attığı çığlığı hala kulaklarımda hissediyordum.

Kurtlar sofrasında görüşürüz.

Babanı çabuk şutla onu sevmiyorum.

Seni gördüm, harika bir kraliçe olacaksın.

Derin bir nefes aldım. Yanımda duran Sol, kolumu sıkınca kafamı salladım.

Kral, o çocuğu hiç sevmiyormuş. Bize deli olduğunu bağırdı. Kimsesiz bir deli. Ama gerçekte ne gibi bir sorunu olduğunu anlayamadım. Kralın tabiriyle, iflah olmaz rezili herifin tekiydi, Mindi çok küçükken 'o ucubeyi' saraya almış ve ailesine kalması için baskı yapmış, ona bakmışlar.

Mindi ona bakmış. İyileşmesi için her şeyi yapmış çünkü vicdan sahibiymiş. Onu doyurmuş ve iyi bir hayat vermişti. Mindi'nin muhtemelen tek arkadaşı olduğunu anladım. Ölürken son arzusu arkadaşını aklamaktı. Benden bunu istemişti. Onu, Mindi'nin vicdanında aklamıştım. Fakat gerçek böyle değildi, Kaplidio çok uzaktaydı. O zaman ne olmuştu? Hala parçaları birleştiremediğim kısımlar vardı bu hikayenin çoğunda. Mindi'nin sözlerini hatırlıyorum. O yapmaz. Anılarımdan kurtulamayıp, bir kez daha kafamı hızla iki yana salladım.

Etrafta bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Şimşekler ardı ardına çakarken sanki gökyüzü de olanın farkındaydı. Etraf o kadar kalabalıktı ki... Önde Mindi'nin anne ve babası gidiyordu. Onların önünde en üst düzeydeki dört asker Mindi'nin tabutunu taşıyordu. Bende hep, anne ve babalar çocuklarını bırakıp gider sanıyordum. Meğer evlatlar da çekip gidermiş...

Her asker, bir kraliyet üyesine siyah bir şemsiye taşıyordu. Ağır adımlarla yürüyorduk. Artık ağlamıyordum. Uzun süredir daldığım taraftan kafamı çevirip, başka bir yere baktım. Acı bir şekilde yutkundum. Önde giden diğerlerine baktım. Çiğdem kraliçeyi hafif taşır bir haldeydi. Ona bir şeyler fısıldarken, iki asker onlara şemsiye tutmaya çalışıyordu. Kemal abi Çiğdem'in yanında yürüyordu. Yüzü çatılmıştı.

Derken durduk. Askerler Mindi'nin tabutunu koyarken canım acıdı. Anne ve babasının sürekli buraya geleceğini, canlarının yanacağını biliyordum. Pişman hissedeceklerdi. Her şey için. Olan ve olmayan her şey için. Yaşanan ve yaşanamayan tüm o anılar için... Bir din adamı konuşurken sessizlik sürüyordu.

Yorgun gözlerle tabuta baktım. Yanımda duran Sol bir peçeteye sürekli gözlerini siliyordu. Alanzo iki elini yüzüne çekmiş bir şeyler söylüyordu. Onun için dua ediyordu. Ve bunu ne kadar içten yaptığını görebiliyordum. Diğer yanımda duran Pirmin'e baktım. Kendi şemsiyesini kendi taşırken, Mindi'nin anne ve babasına tuhaf bir şekilde bakıyordu.

Ona baktığımı hissedince bana döndü. Yorgun bir tebessümle yüzüme baktı. Şemsiyesini hafif yamuk tutuğu için, üstü hafif ıslanmıştı. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Yutkundu. Gülümsedi. Bende kafamı kaldırdım. Yağmur damlaları hızlı hızlı yağarken ne demek istediğini biliyordum.

İnsanlar sevildikleri kadar güzel yerlere giderler.

Gözlerimi yumdum ve en içten bir şekilde Onu seviyorum dedim içimden. İyi bir yerde ol.

Yeni Katil İçin Sinyal:2 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin