"Neden bu kıyafetleri giymek zorundayız?" dedi Çiğdem.
Berat arkasına döndü ve işaret parmağını kaldırıp konuştu "Çünkü sevgili kuzenim tanınmamalıyız."
"Bizi alacaklarını sanmıyorum." dedim soğuk bir ses ile.
Berat gırtlaktan bir böğürme ve bıkmış ses çıkarttı, "18 yaşındayız!!"
"Çiğdem değil."Arkasını döndü ve ikimize baktı "Sadece takip edin, tamam mı? yalvarıyorum."
Ve arkasını döndü. Yürümeye devam ettik.
"Abla nereye gidiyoruz?" dedi Çiğdem endişe belirtileri göstermeye başlamıştı.
"Bilmiyorum. Bana güvenin dedi ve şu işe de bak! İki saat oldu hala yürüyoruz." dedim bıkmış bir sesle.Berat bizi bir tekneye yöneltti. Buna binmemiz gerektiğini söylemiş ve böyle giyinmiştik. Fakat bu tekne ile nereye gidecektik? Gökyüzüne baktım ve hafif gülümsedim. Rahjan oluyordu! Pis sakallı ile tekin görünmeyen bir adam teknesine tükürdü.
"Ne istiyorsunuz?" dedi, sesi çatlamıştı.
Berat "Denizin kalbini görmek istiyoruz."***
"Abla hadi uyan." Sesin gelmesi ile nefes nefese doğruldum. Ürperdim.
Etraf kararmıştı. Yanımda Çiğdem'in siluetini görüyordum. Gülümsedi.
"Odana gitmek istediğini söylemiştin."
Etraftaki eşyaları algılamaya çalışırken, kaşlarımı çatıp kafamı salladım. Tek kelime etmeden doğruldum. Az önce gördüğüm rüyayı düşünüyordum. Beni etkilemişti.
"İyi geceler." dedi Çiğdem.Boğazımı temizledim ve çıkmadan ona döndüm, endişeli bir şekilde dudaklarını birbirine bastırarak gülümsüyordu. "Sana da."
Ben kapı koluna uzandığımda kapı açıldı. İçeriye askerlerimiz ve Kemal abi girdi. Kafamla onu selamladığımda bana gülümsedi. Koridor ışıklar ile aydınlatılsa da etraf hala bir hayli karanlıktı. Beni takip eden iki askerle odama yürüdüm. İçeriye girerken ışığı açtım. Odam ılıman bir havada hemen aydınlandı. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Aynadan kendime baktım. Yüzümde yastığın izi çıkmıştı. Gözlerimi birkaç kere kırparak daha ayık hale geldim. Saçlarım hafif dağılmıştı, saçlarımı düzeltirken derin bir nefes aldım. Arkamdaki ağcının girdiği pencereden gece meltemi eserken yasemin kokularını taşıyordu. Saçımı şiş ile topuz yaptığımda geriye çekildim.
Odaya girip elbisemi düzelttim. Keşke daha rahat bir şeyler getirseydim. Yatağıma oturdum. Ellerimi yumruk yapıp ağzımı dayamış, halıya bakıyor ve rüyayı düşünüyordum. Beni en çok etkileyen şey kılık değiştirişimiz mi yoksa adamım teknesine tükürüşü müydü acaba(!)
Dakikalar sonra kapım çaldı. Diğerleri gibi bir rüya işte. Ellerimi yüzümden çekip doğruldum. "Gel."Mindi içeriye girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Derin bir nefes verdi. Gergin ve hafif sinirli bir yüzü vardı. Her zamanki kızgınlığı mı yoksa ekstra sinirli mi? bir şey olup olmadığını anlayamadım. İkimizde bir müddet konuşmadık. Mindi yatağıma kaşlarını çatarak bakarken yanıma yürüdü. Endişeli olduğunu daha net görebiliyordum. Bir kişi bu akşam ölebilirdi.
"Sen hiç uyumadın mı?" dedi soğuk bir sesle.Bende yatağıma ve yatağımda duran beş yastığıma bakıyordum. Bu yastık sayısı kesinlikle saçmaydı. Yatarken bir tane kalana kadar hepsini atıyordum. Hepsi bir simetri düzeni içinde dizilmişti. Beyaz bir bulutu andırıyordu.
"Çiğdem'in odasında uyudum."
Kafasını evet anlamında salladı. Ona baktığımda kolundaki saatini kontrol etti.
"Silah?" dedim fısıltı ile.
Elbisesinin yandan bir katmanını açtı, silah eteğin lastiğine bağlanmıştı. Kafamı sallarken o elbisesini düzeltti. Duvardaki saate baktım. Vatir deseni verilmişti. Aynı bizim bir çok şeye ejderha ve Notic deseni vermemiz gibiydi."00.30 Alanzo varmıştır." dedim tekrar Mindi'ye bakarken.
Kafasını salladı ve gardırobuma yürüdü. Tam yatağımın karşısındaydı. Bu beni rahatsız etti. Aldırmamaya çalışırken burnumdan soludum ve onu takip ettim. Eşyalarımı kenara itti ve gardırobun içinde bulunan ahşap çekmeceleri kenara çekti. Onları sabitlenmiş sanıyordum. Ardından ahşap kısmı çekip çıkarttı ve dikkatlice rafların üzerine koydu ve mağara gibi karanlık bir geçit oluştu. Geçitten odaya rüzgarlar esmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Katil İçin Sinyal:2 (Tamamlandı)
FantasiaKaplidio efsanesinin devam kitabıdır... Prenses ailesini asıl öldürenin kim olduğunu anladı. Fakat şimdi bir insanın savaşması gereken en zor kişiyle savaş veriyor... kendisiyle. Geçmişin her zaman size anlatılan değildir. Görmek ve öğrenmek baze...